...
"Her şey ne kadar da saçma böyle. Kylana ile konuştuktan sonra yüzünde bir acı ifadesi vardı. Sanki benim kelimelerim onun bedenini delip geçmiş gibiydi. Ben hep böyle yapıyorum zaten ne zaman bir şeyleri düzeltmeye çalışsam daha kötü oluyor. En iyisi ben herkesten uzakta kalmalıyım, herkesi kendimden korumam gerekiyor. En iyisi ben gidip ıssız bir adaya yerleşeyim en azından zararım sadece kendime olur.
Ne diyorum ben böyle? Ben ne yapıyorum? Hem o kız kimdi ve onu nerede bulabilirim? İşin garip tarafı ise onu sanki ben milyon yıldır tanıyor gibiydim. Elbette bana onun adını sorabilirsin bu en doğal hakkın. Milyon yıldız tanıdığın birisinin ismini bilmem gerekir ama bilmiyorum. Adını sormak aklıma gelmedi benim zaten hep böyle önemli soruları sormayı hep unuturum ben. Sende zaten o soruyu sormazsın bana biliyorum hatta sen gerçek bile değilsindir kesin. Benim saçma hayal gücümün bir parçasısındır hatta aslında sen bensindir. Kafan karıştı biliyorum bana da sık sık oluyor zaten bu yüzden boşver şimdi.
Benim o kıza ulaşmam lazım tabi önce şapkalıyı bulmalıyım sonra teröristleri durdurmalıyım. Sonrasının bir önemi yok aslında. Belki de sonra diye bir şey yoktur. Geçmiş, gelecek falan hep yalandır biz sadece bu anda yaşıyoruzdur. Yani geçmiş diye adlandırdığımız her şey şimdinin bir parçasıdır belki de. Yine saçmalıyorum ben uyuyor numarası yapmam oldukça güzel oldu. Yoksa herkes beni deli sanabilirdi belki de ben gerçekten deliyimdir ve yaşadığımı sandığım her şey belki de sadece benim kafamın içindedir. Belki de ben saçma bir yazarın yazdığı kırık bir romanın eksik bir kahramanıyımdır.
Her halde narkozu fazla verdiler bana güzel saçmalıyorum. Gerçekten de çok güzel saçmalıyorum. Kendimi toplamam lazım ama uyanmak istemiyorum şu anda. Uyanırsam her şey y,ne çok hızlı akmaya başlayacak. Geçen bir kaç gün o kadar hızlıydı ki düşünmeye bile fırsatım olmadı. Şimdi düşünmeye fırsatım var ama bu fırsatımı saçmalamakla harcıyorum. Biraz sakinleşmem gerekiyor benim. Önce şapkalıyı bulmamız gerekiyor bu ilk adım. Sonra Galdor'un iyi olduğunu görüp gidip teröristleri yok etmeliyim. Sonrasını bilmiyorum aslında biliyorum sonra o kızı bulmam gerekiyor. O kıza ben Hayal diyeyim en iyisi. Bence onun bir ismi olması gerekir hayallerimin içinden çıkıp geldiği için Hayal çok güzel bir isim.
Ne düşünüyorum biliyor musun? Büyük ihtimalle bilmiyorsun eğer bir roman karakteri isem birazdan okuyacaksın. Kitabın adı "Bir delinin yaşamı" olabilir mesela. Sen gerçek değilsin ve ben gerçek olmayan birisi ile konuşuyorum. Bu davranışım kesinlikle deliliğime bir kanıt olarak gösterilebilir.
Bazı sesler geliyor, tok sesli bir erkek odaya girdi. Kylana ona hoş geldin başkan dedi. Ses tonundan yola çıkacak olursam orta yaşlı birisi olduğunu düşünebilirim. Başkan Kylana'ya beni soruyor ve uyuduğumu öğreniyor demek ki gelen kişi benimle tanışmak istiyor. Galdor'un da durumu düzelmiş ve birazdan yanıma gelecekmiş. Naserious onunla birlikte gelir. Onunla sohbet etmeye çok ihtiyacım var ve kahveye. Kahve içmeyi çok özledim ben. Bana yaklaşan ayak seslerini duyuyorum, seslerin naifliğinden Kylana olduğunu düşünüyorum. Beni uyandırmaya geliyor, hayat yeniden hızlanacak.
Kylana omuzuma okundu ve beni hafiften sallamaya başladı. Uyanmam gerekiyor benim. Yavaşça gözlerimi açıyorum Kylana yüzünde buruk bir gülümseme ile karşımda duruyor. Odanın arka tarafında ise bir adam duruyor, siyah bir takım elbisesi var. Duruşu oldukça ciddi ve onunla göz göze geliyorum. Hafifçe gülümsüyorum demek ki başkan oldukça önemli birisi ve hafifçe doğruluyorum yatağımda."
- Çok mu uyudum ben Kylana?
- Evet, biraz uyudun ama önemli değil. Seni Başkan ile tanıştırmak istiyorum Lucian.
- Merhaba, Başkan. Lucian ben.
- Senin kim olduğunu biliyorum Lucian. Öncelikle yaptığın her şey için teşekkür ederim sana. Seninle daha güzel şartlar altında tanışmak isterdim ama güzel şartlar biraz uzakta. Ben lafı uzatmayı sevmem pek zaten detayları arkadaşların geldiği zaman size anlatacağım. Kafanda soru işaretleri olduğunu biliyorum şapkalıdan hala haber alamadık ve onun yokluğunda operasyonu ben yöneteceğim. Galdor'un durumu iyi ve yakında buraya gelecekler. Daha sonra hep beraber başka bir yere gidip orada detayları konuşacağız.
- Elbette Başkan'ım teröristlerin kim olduğunu biliyor muyuz ve gerçekten gelecekten mi geldiler?
- Kim olduklarına dair birkaç teorimiz var ama en büyüğü gelecekteki sistemin adamları oldukları yönünde.
- Yani gelecek geçmişi değiştirmeye çalışıyor ben bunu bir dizide izlemiştim. Hatta izlerken ne kadar saçma diye düşünmüştüm. Gelecek neden geçmişi değiştirmek ister ki?
- Şu ana odaklan Lucian dizileri, filmleri bir kenara bırak. Tahmin ettiğimize göre sistem gelecekte başarısız oluyor ve başarılı olabilmesi için geçmişi değiştirmesi gerekiyor.
- O halde birden fazla zaman çizgisi var ve birisinde sistem başarısız oluyor. Biz artık yeni bir zaman çizgisindeyiz ve bu zaman çizgisinin devamını bilmiyoruz. Kızmayın ama bunu da bir filmde izlemiştim ben.
- Sen bayağı bir film izlemişsin anlaşılan Lucian. Bizim önceliğimiz teröristleri durdurmak.
- Evet başkanım sadece anlamaya çalışıyorum.
- Şu anda ne olup bittiğini anlamaya çalışan kalabalık bir grup var zaten bu yüzden fazla düşünmemeye çalış.
- Başkanım son bir soru sormak istiyorum size. Sisteme güvenebilir miyiz?
- Elbette ona güvenmeyeceğiz sadece geçici bir ittifak kurduk ve teröristleri yok ettikten sonra bir anlaşma yapacağız onunla.
- Yani onunla konuştunuz siz?
- Evet, konuştuk ama bunlar şimdinin sorunu değil. Zamanı geldiğinde hep beraber anlaşmayı yapacağız.
Odada konuşmaya devam ettikleri sırada kapı hızlı bir şekilde açıldı ve içeriye Galdor ve onun hemen arkasından Naserious girdi. "Selam gençler özlediniz mi beni. Merhaba başkanım saygılar, hürmetler size."
- Hoş geldin Galdor. Nasıl hissediyorsun kendini?
- Harika hissediyorum başkanım hiç daha iyi olmamıştım. Hadi gidelim biraz robot dövelim.
- Beni takip edin o zaman sizinle konuşacaklarımız var.
- Emredersiniz başkanım.
Başkan önde ilerlerken diğerleri onu takip etti ve hastaneden dışarıya çıktılar. Başkan siyah bir arabaya doğru ilerlerken diğerleri ise kendi araçlarına geçtiler ve yol boyunca başkanı takip etmeye başladılar.