Geçmişe mektup


Geçmişime bir mektup yazmak istiyorum. Bu mektupta tanıdığım, yanımda olan, yanımda olmayan, yalan söyleyen, aldatan, terk eden, dostum olan herkese seslenmek istiyorum. Aslında bu kadar geniş bir çevreye aynı mektuptan seslenmek oldukça zor ancak yine de bunu yapacağım. Sonuçta herkese söylemek istediğim tek bir şey var “iyi ki tanımışım sizi.”

Bu sözün ne kadar büyük olduğunun farkındayım aslında ben. Sonuçta insanın mutlu olayları kabullenmesi kolaydır ama ya yaşadığı acıları tüm terk edilişlerini nasıl kabul edebilir. Böyle bir noktadan yazıyorum bu mektubu ve geçmişimde yer alan herkese teşekkür ediyorum. Bu yazıyı dramatikleştirip “bana bu acıları yaşatanlara veya yüzüstü bırakanlara teşekkür ediyorum” gibi cümleler kurmak niyetinde değilim aslında.

Teşekkür etmek istiyorum ben. Bu cümlenin içinde çok büyük acılar, yalnızlıklar var kabul ediyorum. Yaşadığım zamanlarda beni savuran, parçalayan, bölen insanlar da var bunu da kabul ediyorum. Ancak her ne yaşadıysam yaşayayım bölünürken aslında tamamlandım ben. Daha gerçek bir birey oldum. Komik bir cümledir bu ama “öğrendim bu hayatı, insanları tanıdım.” Aslında daha gerçekleşmemi sağladı yaşadıklarım. Tabi bu gerçekleşme içimdeki hayalci Oğuz’u yok etmedi. Aksine ona daha fazla sarıldım sonuçta hayallerimden başka hiçbir şeyim yok benim.

Geçmişime dönüp baktığım zaman belirli insanların izleri daha büyük oluyor. Dostlarım zaten hep yanımda, bu beni mutlu ediyor. Belki de hayata bağlıyor beni. Bir diğer tarafta ise kötü anılar var. Terk edilişlerim var her yerde. Evet, ben çok terk edildim. Çok yüz üstü bırakıldım. Ağzıma bir kaşık bal çalınıp çok kandırıldım. Yine de bu yolu ben seçtim. Yaşadıklarımın hepsi benim kontrolümde değildi belki ama ben seçtim hepsini. Sonuçlarını bilerek seçtim hatta. Onun gideceğini bilerek gittim yanına.

O daha ilk kelimesini söylerken ben onun nasıl ayrılacağını biliyordum. Ancak içimde “acaba” diyen bir parçam vardı ve ben hep onu dinledim. Onu dinlediğim için acı çektim ben evet ve bunun sebebi başkaları değil bendim. Geçmişe bakıyorum ve birkaç insan görüyorum. Dediğim gibi çok fazla insan terk etti beni ama çoğunun ismini bile hatırlamam ama bazıları var ki onların kokuları bile zihnime kazınmış durumda. Çok şey öğrendim ben onlardan ve teşekkürümün gerçek sebebi bu aslında.

Düşünsenize onlar olmasa ben hayatı öğrenemezdim. Hala saçma sapan umutların peşinden koşardım ki o umutlar aslında gerçek bile değildi. Düşünsenize onu hiç tanımasam ben onu anlatan bir kitap yazamazdım. O hiç gitmemiş olsa mesela kalbimin tüm kapıları kilitlemezdim ben. Bu güzel bir şey değil farkındayım içinde bulunduğum yalnızlığın büyüklüğünü anlatmaya kelimeler yetmiyor bunun da farkındayım ama bunun da bir kazancı var benim için. Evet, öğrenmeye devam ediyorum.

Yanmadan aşkı bulamazsın demiş ünlü bir düşünür. Benim yangınım yalnızlıkta. Ben yalnızlığın soğuk alevlerinde yanmalı ve pişmeliyim. Ancak öyle ulaşabilirim aşka. Benim aşka doğru olan yolculuğumu şekillendirdikleri için teşekkür ediyorum aslında onlara ben. Yoksa biliyordum hepsinin gideceğini. Hatta nasıl gideceklerini de biliyordum. Hangi bahanelerin arkasına saklanacaklarını veya yalancı gözyaşlarının renklerini hep tahmin ettim ben.

İçinde onun olduğu onca hikâye yazmışken hiç ayrılık kurgulamadığımı mı düşünüyorsunuz yoksa? Bunu yapmayın benim yolum ayrılıklarla çizildi. Avucumun içinde asla kesişmeyen çizgiler var. Benim yolum uçurumlarla çevrili.

Karşıma geçti ve “ben geldim” dedi. Ona elimi uzattım “gel” dedim. “Hayatımda kal.” Sadece bir adım attı bana doğru, kararsızdı bunu görebiliyordum. O an anlamıştım ben onun gideceğini ama kalabilme ihtimali vardı ve o ihtimali bekledim. Gitti tabi, giderken acı da çektirdi, canımı yaktı, yüreğimin kemiklerini de kırdı ama bir ayrılık daha yaşadım ben. Yalnızlığın alevlerinde biraz daha yandım. Yalnızlığın alevleri öyledir ki yanmak için can atarsın. Bilirsin ya sonunda aşk var o alevler senin için tatlıdır. Canın yanar ama mutlu olursun. “Yanmak” dedim ona “aşkı arıyorsan katlanman gereken bir acı.”

İşte bu yüzden teşekkür ediyorum ben eğer bir gün aşka ulaşacaksam bu hep geçmişimdeki insanların sayesinde oldu. İsim vermek anlamsız bu noktada, mevsimlerden veya sonbahardan bahsetmeye gerek de yok. Yaprakların dökülmeye hazırlandığı aylarında anlamı yok. Teşekkür etmek gerekir geçmişe. “Geçmişini kabullenmeyen insanın geleceği olmaz” derim hep. Teşekkür ederim geleceğimi sağladığınız için.

Söylediğim gibi isim vermenin anlamı yok. Mevsimler veya aylar anlamsız. Siyah saçları ve kara gözleri var gözlerimin önünde. Onlar hiçbir zaman gitmiyor ama isimler siliniyor hep. Sahi kimdi yüreğimin kapılarını kilitlememin sebebi bilmiyorum. Bildiğim tek şey aşka ulaşmak için yanmam gerektiği ve ben yanmaya devam ediyorum.

İşte bu yüzden teşekkür ediyorum geçmişimdeki herkese. İyi ki tanımışım sizi.

Resim: Delawer Omar

0/Post a Comment/Comments