Hayal Karavanı 54. bölüm - fantastik roman

Kylana gittikten sonra tavana bakmaya devam ediyordu. O an tavanın onunla konuşmasını çok istedi "Gerizekalısın sen" demeliydi tavan. Kesinlikle o tavan olsaydı kendisine öyle söylerdi. Yapabilseydi mesela kafasını duvarlara vururdu ancak tavan ne bir şey söyledi ne de bir şey yaptı. Kendini cezalandırması gerekiyordu ve bu merasime bir kez başlarsa onun sonsuza kadar devam edeceğini çok iyi biliyordu. Çektiği acılar her zaman çektirdiği acılardan küçük olacaktı ve bu yüzden kendine acı çektirmekten asla vazgeçmeyecekti.

"Söylesene tavan neden böyle oluyor herşey? Neden dokunduğum herşeyi parçalıyorum ben? Neden ben bu kadar kötü birisiyim? Yaptığım herşeyi geri alabilseydim keşke çektirdiğim bütün acıları ben çekseydim de onların ağlamasına sebep olmasaydım. Ölsem bile boş şimdi yaptıklarımı geri alamadıktan sonra ne anlamı var herşeyin. Dövsene tavan beni, acı çekmek istiyorum. Kaybettiğim herşey kadar acı çekmek istiyorum. Ben nerede hata yaptım tavan? Ben nerede yanlış yaptım yoksa yanlış olan ben miyim belki de hiç yaşamamalıydım ben. Cevap versene tavan, cevap ver bana."

Lucian boşuna bir bekleyişin içinde tavandan gelecek bir cevabı bekliyordu. Belki ona zor sorular sorduğu için cevap gelmiyordu. O tavan olsaydı mesela kendisinin bilmediklerini bilemezdi bu yüzden kendisine cevap veremezdi. O tavan olsaydı kendinin üstüne çökerdi ama ne kadar şanssızdı ki o tavan değil di. Neden herşeyi mahvediyordu o?

Beklediği cevap tavandan gelmese de bir cevap gelmişti ona. Tanıdık bir sesi duyduğu zaman şaşırmıştı "Yine ne yaptın?"

Sesin sahibinin Naserious olması onu hiç şaşırtmamıştı. En kötü zamanında yardımına hep o gelirdi bu yüzden hiç şaşırmamıştı.

"Ben niye böyle birisi oldum Naserious?"

"Onu bırak şimdi sonra konuşuruz aynı anda hem Kylana'yı hem de Melvenia'yı nasıl ağlatabiliyorsun sen. Bana bunu açıkla önce."

"Kylana yanıma geldi benim. Fazlasıyla çekici bir şekilde, zaten kız çok güzel biliyorsun. Yanıma oturdu benim ve içindekileri anlatmaya başladı. Hep beni sevdiğini söyledi bana ama Melvenia var diye konuşmamış hiç. O gittikten sonra ise onu beklediğim için o konuşmayı hiç yapmamış. Beni o kadar seviyormuş ki benim mutluluğum için kendi mutluluğundan vazgeçmiş."

"Tamam işte kız sana gelmiş, seni sevdiğini söylemiş sen neden karşılık vermedin ona."

"Bilmediğin o kadar çok şey var ki. Bilseydin büyük ihtimalle beni öldürürdün bu yüzden bilmesen daha iyi olur."

"Bu yüzden herşeyi anlatacaksın bana! Bir işler karıştırdığını biliyorum ben."

"Ben kimseyi sevemiyorum sanki kalbim sökülüp alınmış gibi benden. Sorular soracaksın bende anlatayım sana. Melvenia geri geldiği gece o çıktıktan sonra bende ormana gittim çok sinirliydim, çok parçalanmıştım. Yorulmuştum ve bir ağacın yanında oturup dinlenmeye başladım. Sonra bir adam geldi nasıl geldiğini hatırlamıyorum sanki ağacın içinden çıktı bana hayallerime ulaşabileceğimi söyledi, o karavanı yapabileceğimi söyledi. Karavan karşılığında benden ilk aşkımı istedi. Bende kabul ettim sonrasında daha iyi hissediyordum canım yanmıyordu artık ve karavanı yaptım. Sanki Melvenia'yı koparıp almıştı benden."

"Kusura bakma da ne salak adamsın sen. Sonrasında ne Melvenia'ya ne de kimseye karşı bir şey hissedebiliyorsun. Öyle bir adamsın ki birini sevsen büyük sorun oluyor sevmezsen daha büyük sorun neyse çözülür bunlar. Kylana güzel kız aslında."

"O kadar beğeniyorsan sen alsaydın."

"Benim için çok geç biliyorsun hikayeyi. Bazen sevdiğini kalbine gömmeli ve hatıraları ile yaşamayı bilmeli ki bunlar senin asla öğrenemeyeceğin bir şey. Benim en büyük hayalim o, ruhu neredeyse şimdi bende onun yanına gideceğim ve onu bir kez daha asla bırakmayacağım. Şimdi bundan sonrasını kurtarmamız lazım yoksa kızlar bir araya gelip seni öldürecekler ki onlara silahı da ben vereceğim. Yedinci bir emre kadar kendi başına karar vermeyeceksin kızların gönlünü alacaksın. Melvenia'nın aranızdaki konuşmayı nasıl öğrendiğini bulacaksın ve onun da gönlünü alacaksın. İkisine karşı mesafeleri duracaksın bir daha odana yarı çıplak girmeye çalışan olursa oradan kaçacaksın, imdat diye bağırabilirsin. Ne salak adamsın sen!"

"Sen benimle dalga geç canın sağ olsun. Peki ya ben nasıl böyle oldum?"

"Sen hep böyleydin. İyi kalpli bir salaktın sen. Bela açmada Galdor'dan betersin sen. Şimdi sen uyumaya başla ortamı yumuşar merak etme. Bende bu beladan kurtulma yolumuz var mı onu araştırayım. Şimdi uyu yoksa kafanı duvarlara tavan değil de ben vuracağım."

Naserious hızlı adımlarla odadan çıktıktan sonra Lucian tekrardan tavana baktı ve "Teşekkür ederim tavan." dedi şimdi uyuması gerekiyordu.

0/Post a Comment/Comments