Aşkın mezarı 3. kitap 34. Bölüm Distopya romanı

Erkek ile kız odadan çıktıktan sonra hızlı bir şekilde ilermeye başladılar. Etraftakilerin çok büyük bölümü dışarıya çıkmıştı bile. Geriye kalanlar ise hızlı bir şekilde orayı terk ediyordu.

"İstersen başkanın yanına gidelim önce" dedi erkek.

"Evet bu çok güzel olur."

Erkek ve kız el ele tutuşmuş bir şekilde başkanın odasına girdiler.

"Başkanım herşey hazır. Sizin yanınıza uğramadan gitmek istemedik."

"Çok iyi yaptınız bende sizi bekliyordum. Artık sistem yolun sonuna geldi ve buradan sonrasını hep beraber kuracağız. Şimdi onu yok etmenizi istiyorum sizden. Sonrasını hep beraber yapacağız."

"Merak etmeyin başkanım. Biz çıkıyoruz şimdi."

Başkanla konuştuktan sonra odadan çıktılar ve koridorun sonuna kadar gittiler. İçeride kimse kalmamıştı. Dışarısının nasıl olduğunu merak ediyorlardı. Herkes sistemin merkezinin etrafını çevrelemiş olmalıydı. Binlercesi onların gelişini bekliyor olmalıydı. Bu yüzden hızlı hareket ederek devam ettiler.

İlerideki kapıdan çıkmadan önce son bir kez birbirinin gözlerinin içine baktılar ve gülümsediler. Sanki aradıkları herşey diğerinn gözlerinin içinde gibiydi ve o an başka bir şey istemiyorlardı.

Kapıdan geçtikleri zaman yoğun bir kalabalığın yakınında buldular kendilerini. Herkes bağırıyor ve zafer nidaları atıyordu. Onların yüzlerini ve neşelerini gördükleri zaman ne kadar doğru bir iş yaptıklarını anladılar ve sistemin merkezine doğru yürümeye başladılar.

Onların geçmesi için bir koridor yapmışlardı. O koridordan yürürken bağırışların şiddeti arttı. Artık alkışlar daha güçlenmişti. Öyle bir ses yankılanıyordu ki etrafta hiçbir ses duyulmuyordu. Hatta kendi düşünceleri bile duyulmuyordu.

Onlar ilerlerken etraftakiler onlara dokunmak için kollarını uzatıyor, yollarını kesmeye çalışıyorlardı. Onlar ise gösterilen sevgiye karşılık el sallayarak cevap veriyordu. Bazıları onların yanına kadar gelmişti ve onların ağladıklarını gördüler. Sarılarak teselli ettiler ağlayanları.

İlerledikçe yürüme hızları giderek azalıyordu. Ancak bunun hiçbir önemi yoktu. Zafere birkaç adım kalmıştı.

Kalabalığın arasından geçtikten sonra sistemin merkezinin önünde kısa bir süreliğine durdular ve kalabalığa doğru döndüler. Erkek elini havaya kaldırıp onlara susmalarını işaret etti ve bir anda tüm ses kesildi.

"Hepinize teşekkür ederim. Birazdan bin yıllardır devam eden bu zulm son bulacak ve biz tekrardan kendi geleceğimizi çizeceğiz. Özgürlüğümüz için çok az kaldı ve onu almadan buraya gelmeyeceğiz. Çok yakında sistem yaptıklarının cezasını ödeyecek."

Erkek cümlesini bitirdiği zaman ses hiç olmadığı kadar şiddetlendi. Onları bekleyenlere döndüler ve gülümsediler. Sistemin merkezinin kapısı açıktı ve içeriye girdiler.

Sistemin merkezinin içinde ilerlerken etrafa şaşırmış bir şekilde bakıyorlardı. Sistem kendü gücünü gösterircesine o kadar yüce bir şekilde tasarlamıştı ki orayı sanki orası haricinde hiçbir yerin anlamı yokmuş gibiydi. Yüksek tavanlar, heryerdeki altın kaplamalar, çok eski heykeller sanki sistemi yüceltmek için vardı.

Merdivenlerin yanına geldikleri zaman bir üst kata çıktılar. Sistemin yanına gelmelerine çok az kalmıştı. Karşılarındaki büyük kapıdan geçtikleri zaman onun yanındaydılar.

Plan çok basitti sistemin yanına gideceklerdi ve kısa bir süre sonra sistem kapatılacaktı. Sonrası ise binlerce yıl sonra tekrardan özgürlük ve tekrardan aşk olacaktı.

Son kapıya geldikleri zaman tekrardan bakıştılar ve içeriye girdiler.

Onlar içeriye girdikleri zaman mekanik bir ses yankılandı "Bende sizi bekliyordum."

0/Post a Comment/Comments