Lucian ve Hayal hızlı adımlarla odadan çıktılar ve hemen yan taraftaki odaya girdiler. Girdikleri odada Naserious ve Aranhil etrafı inceliyordu.
"Hey Nas çok ilginç bir şeyler oldu."
"Bu yıkılmış okulda ne olmuş olabilir Lucian?"
"Biz odaya girmiştik etraf hep yanmış, yıkılmış. Sonra ben yerdeki kemiklerden birine dokundum ve bir anda geçmişe gitmiş gibi oldum. Küçük çocuklar vardı etrafta yaşlı bir adam ders anlatıyordu onlara sanki. Çocuklar sıralarda oturmuşlardı. Bir an kadar sonra geriye döndüm. Bana ne oldu Naserious"
"Bir büyü okulunda olduğumuza göre göre burada hala büyü olabilir. Ben buraya ilk geldiğim andan beri etrafta büyü olduğunu hissediyorum ancak ne olduğunu anlamadım. Bam başka bir şeyler var burada."
Onlar konuşurken Aranhil yere eğildi ve yerdeki kemiklerden birisine dokundu ancak hiçbir şey olmadı." bende hiçbir şey olmadı ama!"
" Ben ne olup bittiğini anlayana kadar en iyisi siz hiçbir şeye dokunmayın sonra bir bakmışsınız kurbağa olmuşsunuz."
"Nas korkutma kimseyi, yine de onu dinleyin ama."
"Lucian sen başka bir kemiğe dokun bakalım ne olacak. Bende büyü ortaya çıktığında bende onu anlamaya çalışacağım."
Lucian Naserious konuşmayı bitirdiği zaman c şeklindeki kemiklerden birisine dokundu ve bir anda kendini çocukların arasında buldu. Beyaz, uzun sakallı bir adam tahtanın üzerinde bir şeyler anlatıyordu. Küçük bir kız çocuğu elindeki mavi kaplı bir kitabı okuyordu. Diğer çocuklarda kitaplarını masanın üzerine koymuş oluyorlardı. Gözlüklü bir çocuk gözlüğünü temizliyordu bu anda."
Lucian geri döndüğü zaman hızlı bir şekilde anlatmaya başladı "Bir sınıfa gittim tekrardan çocuklar ders dinliyordu ve beyaz sakallı birisi onlara bir şeyler anlatıyordu. Şurada bir çocuk elinde mavi kaplı bir kitap tutuyordu diğerleri o kitabı masaların üzerine koymuşlardı."
"O kitabın üzerinde ne yazıyordu okuyabildin mi?"
"Nasıl okuyabilirim üzerinde garip bir şeyler yazıyordu, harfler eğri büğrüydü. Ben ne anlarım."
"O büyü dili işte doğal olarak anlayamazsın."
Lucian bir an için etrafa hızlı bir bakış attı ve ileriye doğru bir adım atıp yerden büyük bölümü yanmış bir kitap buldu. "işte kitabı buldum. Diğer kitaplar farklı renkteydi sadece bu maviydi. Nas bakmalısın bence."
Naserious yere eğildi ve sayfaları çevirmeye başladı. Kitabın yarısı yanmış olduğu için okuması pek mümkün değildi ancak büyü sözleri olduğunu anlayabiliyorum. Sonlara doğru yaklaştığında el yazısı ile yazılmış bazı kelimeler gördü "yaklaşıyorlar.. Çığlıklar, kan kokusu, yaklaşıyor, kaçış yok..."
"hepsi öldürülmüş, nasıl olduğunu veya kimin yaptığını bilmiyorum ama burada bir katliam olmuş."
"Burada bir sürü büyücü var kimse bir şey yapamamış mı?"
"Bilmiyorum Lucian belki daha guçlü bir büyü gelmiştir ama öğreniriz belki."
"Sen büyüyü anlayabildin mi?"
"Benim bilmediğim bir büyü bu ama sadece bir kelimesini anladım ve o kelime Lucian'dı."
"nasil yani benim buraya geleceklerini biliyorlar mıydı? O zaman bu kitabı bulacağımı da biliyorlardı, senin de burada olacağını biliyorlardı. Yani onlar geleceği gördüler, neler oluyor burada biriniz açıklayın bana."