Tank büyük bir gürültüyle içeriye girdiği sırada siyahlı adamlar kaçacak delik arıyordu. Elinde tuttuğu roket atarla tanka nişan almaya çalışan siyahlı askerlerden birisi benim silahımla diğeri ise yanımda bulunan askerin tüfeğinden çıkan kurşunlarla etkisiz hale geldi.
Tank içinde askeri araçların bulunduğu depoyu havaya uçurduğu sırada zırhlı araçlarla birlikte kalabalık bir asker grubu içeriye doluştu. Kaçmaya çalışan siyahlı askerler teker teker etkisiz hala geliyordu. Büyük ve acımasız bir vahşet vardı etrafta.
Derin çelik miğfer giymiş tankın üstündeki makineli tüfekten ateş ediyordu. Yanımızdan geçerken bana doğru baktı ve gülümsedi "Heyyy şapşik bak Galdor bunu kullanmama izin verdi." Bende emrimdeki askerlere birlesmelerini söyledim. Sis tamamen ortadan kaybolmuştu sadece tankın gürültüsü ve etrafı kaplayan barut kokusu vardı.
Kylana seri bir şekilde ateş etmeye devam ediyordu. Askeri araca doğru koşturan bir kaç siyahlı asker ona hedef olmaktan kurtulamadı. Naserious ise em geriden geliyor ve savaşın gidişatına göre hareket ediyordu. Silahımın sarjörünü değiştirdiğim sırada etrafa hızlıca bi4 göz attım. Bir hiç uğruna bu kadar mücadeleye gerek varmıydı diye düşündüm silahından çıkan kurşun siyahlı askerlerden birisinin kafatasından içeriye girdiği sırada.
Askerler biraz daha içeriye girdiği zaman bazı siyahlı askerler yere yatarak teslim oldu. Bazıları silahlarını bırakarak ellerini havaya kaldırdı. Silahlar, karşılıklı ateş birkaç dakika içinde son bulmuştu. Askerler teslim olan siyahlıların ellerini bağlamaya ve silahlarını almaya başladı. Fazla bir direniş yoktu aslında çok temiz bir operasyondu diye düşünürken Galdor ve Derin tanktan inip yanımıza gelmeye başladı.
- Şapşik gördün mü silahı nasıl kullandım. Bam bam bam.
- Görmez olur muyum Derin harikaydın hepiniz harikaydınız.
- Yaa şapşik utandım bak şimdi teşekkür ederim.
- Lucian durum nasıl burada?
- Her şey temiz Galdor. 3 tane hafif yaralı asker var. Durumları iyi bir bandajla devam edebilirler.
- İşte buna çok sevindim Lucian. Harika bir iş çıkarttınız. Şimdi ikiye bölüneceğiz bir grup burayı koruyacak ve biz içeriye gireceğiz.
- Nasıl emredersen Galdor. Biz hazırız.
- Komutan Galdor ben ne yapacağım peki?
- Derin sen bizim gözümüz ve kulağımız olmaya devam edeceksin. İçeriye girdiğimiz zaman sen çok önemli olacaksın.
- Yaşasın en sevdiğim iş göreve hazırım komutan Galdor.
Herkes etrafta son kontrollerini yaparken Kylana ve Naserious'da yanımıza gelmişti. Galdor onları selamladıktan sonra hepimiz onları karşıladık. Kylana'yı çok özlediğimi fark ettim o anda, Aslında onunla ayrı kaldığımız anda onu özlemeye başlamıştım ama o koşuşturmacanın içinde bunu düşünmek istemezdim.
Kylana yanıma geldiği zaman sıkıca sarıldık birbirimize ve onu ne kadar özlediğimi sessizce kulağına fısıldadım. "Bende seni çok özledim Luci" dediği zaman dünyanın en mutlu insanı olabilirdim. İnsan bazen bir gülümsemeyi, bir bakışı veya bir tek saç telini bile özlüyormuş bunu anladım.
- Herkes geldiğine göre planları konuşmaya başlayabiliriz. Askerler binaların arkasında siyahlı askerler var mı diye araştırmaya başladı. Söylediğim gibi yarımız içeriye gireceğiz. Lucian ve ben en önde olacağız.
- Her zamanki gibi. Ekipler kaçar kişi olacak Galdor.
- Kylana sen aynı ekiple beraber ilerleyeceksin en arkadan. İlerledikçe seni koruyacak askerler vereceğim sana. Naserious dende Kylana'nın biraz ilerisinde duracaksın emrinde 5 asker olacak. Derin sen hemen arkamızda olacaksın. Lucian ve ben 30 tane askerle beraber ilerleyeceğiz. Sorusu olan var mı?
- Ben ne yapacağım komutan Galdor?
- Derin icerisi karanlık olursa sen devreye gireceksin. Seslere dikkat edeceksin içeride bizi her şey bekliyor olabilir ve elbette bizi tuzaklardan koruyacaksın.
- Yaaa şapşik komutanım benim bunlar çok kolay ama elbette yaparım.
- Naserious senden her duruma karşı hazırlıklı olmanı istiyorum.
- Merak etme Galdor ben ve büyülerim hep yanında olacak.