Zamanın dengesi 41. Bölüm

 


Bir anda kendimizi Galata'nın ara sokaklarında bir yerde bulmak hepimiz için fazlasıyla şaşırtıcıydı. Beykoz sahillerindeyken bir anda kendimizi bambaşka bir yerde bulmuştuk. Bu yüzden bir an boyunca anlam vermeye çabaladık.


- Galdor hiçbir fikrimiz yok.

- Hayır o kadar yürümedik bile en azından 80 kilometre yapar.

- Komutan Galdor bir sorun varmış gibi sanki acaba Kylana mı bizi buraya ışınladı?

- Keşke yapabilsem Derin ama bu benim yeteneklerimin çok ötesinde.

- Bunu Kylana yapmış olamaz başka bir açıklaması olması lazım.

- Teşekkür ederim Lucian yanımda olduğun için. Fazlasıyla garip olaylar yaşadık umarım bir açıklamasını buluruz.

- Yaşadığımız garip olayları listelemem gerekirse ponçiğimin çok hızlı bir şekilde iyileşmesi, zamanın yavaşlaması ve Kylana'nın ışınlanmasını sayabilirim.

- Hatırlattığın için teşekkür ederim Derin.


Konuşmaya devam ederken bir taraftan etrafı inceliyorduk. Birçok bina yıkılmış daha fazla bina ağır hasar almıştı. Bazı binalar sokağa doğru devrilmişti. Üsküdar'da iken var olan duman veya yangınlar yoktu ancak bazı binaların isle kaplı olduğunu görebiliyorduk. Demek ki yangınlar çıkmış ve sönmüştü. Çok garip şeyler oluyordu burada. Sanki bir distopya romanının içindeydik.


- Şimdi sakin olalım ve neler olduğunu anlayalım. Herkes ger ihtimale karşı sarjörlerini değiştirsin ve hazır olsun.

- Emredersiniz Komutan Galdor. Bu arada biz sadece mekan değiştirmemişiz de zamanda atlamışız gibi. Mağaraya girdiğimiz gün her yerde patlamalar vardı ve yangınlar çıkmıştı. Yangının durması için birinin onu söndürmesi gerekir veya çok şiddetli yağmur yağmalı.

- Derin çok haklı bunların olması için aradan birkaç gün geçmiş olması lazım ama nasıl?

- Az önce çıktığımız mağara ile alakalı bir durum olabilir. Derin böyle bir şey mümkün olabilir mi?

- Bildiğim fizik kurallarına göre mümkün değil ama fizik kurallarına gore mümkün olmayan çok şey yaşadık.

- Herkes sorgulamayı bırakıp anlamaya çalışsın. Elbet bu işin iç yüzünü öğreneceğiz.

- Emredersin komutan Galdor.


Etrafı incelerken bir taraftan anlamaya çalışıyordum. Herkesin benimle aynı durumda olduğunu biliyordum. Kesinle mağaraya girmemiz ve çıkmamız arasında birkaç gün geçmişti ama kaç gün olduğunu bilmiyorduk. Hepimiz silahlarımızın vizörlerinden etrafı kolaçan ediyorduk hareket eden bir şey var mı diye. Bazı binalardan hala duman çıktığını fark ettik ve bazı bina enkazlarının altı hala nemliydi demek ki çok zaman geçmemişti. Enkazın altındaki kol parçası kurtlanmaya başlamıştı ve etraf kötü kokuyordu.


- Ben nerede olduğumu bilmiyorum. Galata hiç hatırladığım gibi değil.

- Galata'dayız Kylana bence en önemli soru neredeyiz değil hangi zamandayız olmalı.

- Kesinlikle bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Cevaplarla karşılaşana kadar soruları içimizde tutalım yoksa soruların altında kalabiliriz.

- Galdor haklı etrafı daha detaylı inceleyelim. Herkes gözünü dört açsın şimdi.


Etrafta yanık ceset kokusu vardı ve bu nefes almamızı oldukça zorlaştırıyordu. Havada asılı kalmış yanık kokusu ise nerede olduğumuzu hatırlatıyor gibiydi. Hafif bir rüzgar esiyor ve yanmış kumaş parçalarını sürüklüyordu. Parçalanmış bir binanın yanında betonun üzerine sprey boya ile yazılmış "Kaçın geliyorlar" yazısını gördüm. İçimden "kimdi gelenler?" sorusunu sorduğum zaman uzaklardan gelen silah seslerini duyduk ve hepimiz ates etmeye hazır hale geçtik. Gelmişlerdi her yeri paramparça yapmışlardı ve gitmemişlerdi.


Galdor isatet parmağını dudaklarına bastırdı ve bizden sessiz olmamızı istedi. Ses çıkarmadan küçük adımlarla ilerliyorduk. Bildiğim tek şey bıraktığımız zamandan daha kötü bir andaydık. 


Biz ilerledikçe duyduğumuz silah sesleri giderek artıyordu. Askeri bir filmde olduğu gibi siperlerin arkasında ilerliyorduk. Once Galdor ve ben ilerliyor bu esnada Derin ve Kylana bizi koruyordu. İlerlememiz bittiği zaman Kylana ile Derin ilerlemeye başlıyordu. Yavaş ilerliyorduk ama nispeten güvenli ilerlediğimizi söyleyebilirdim. Sokağın başına geldiğimiz zaman Galdor kafasını yarısı yıkılmış bir binanın yanindan uzattı ve sola doğru baktı. Kisa bir süreliğine baktiktan somra sağ elini kaldı ve beş işareti yaptı. Bu ileride 5 kişi var demekti. Ardından elini kapatıp bir işareti yaptı. Bu bir kişi ile çatıştıklarını gösteriyordu.


Herkes silahlarını hazırladı ve saldırmak için bekledi. Büyük bir belirsizlik vardı etrafta ama bu belirsizliğe alışmıştık biz. Kafamı hafifçe uzatarak baktığımda 4 tane siyahlı askerin uzun boylu zayıf birisi ile çatıştığını gördüm. Son derece normal birisi gibi duruyordu otomatik silahını iki eliyle tutuyordu ve hemen yanında  üstünde mor taş olan bir asa vardı ve Galdor ateş etme emrini verdi ve onunla birlikte ateş etmeye başladık. Siyahlı askerler siperlerinin arkasına saklandığı zaman Derin ve Kylana kendi siperlerinin arkasına geçti. Biz ateş etmeye başladığımız zaman asası olan adam bize doğru baktı ve hafifçe gülümsedi.

0/Post a Comment/Comments