Galdor bir kaç el daha ateş ettiği sirada robotun gözleri daha kırmızı bir şekilde parlıyordu. Kılıcını iki eliyle tuttu ve saldırı pozisyonuna geçti. Ateş etme sırası bendeydi ancak kurşunlar robotun gövdesine çarpıp sekiyordu. Saldırılarımız çok anlamsızdı. Ben ates etmeyi bitirdiğim sırada Derin ateş etmeye devam etti.
Robot bize doğru yürümeye başladı Galdor ve ben ateş ettik ancak robot umursamıyordu bile. Yürürken eklem yerlerinden çıkan mekanik ses boş odanın içinde yankılandı. Galdor ve bana doğru kılıcını savurduğu zaman bir kendimizi kenarlara atarak kurtulduk. Büyük kılıcının çıkardığı rüzgar karşılaştığımız tehlikenin büyüklüğünü gösteriyordu eğer onun zayıf noktasını bulamazsak onu yenme şansımız yok gibiydi.
Hepimizi bir korku dalgası sarmıştı. Ne olduğunu bilemediğimiz bir düşmanla karşı karşıyaydık. Kylana ates ediyordu ve Galdor ve ben ona destek oluyorduk ama robot etkilenmiyordu bile. Robot kılıcını tekrardan savurduğu sırada Galdor ve ben tekrardan onun hamlesinden kaçındık.
Eğer bu şekilde ateş etmeye devam edersek kursunlarımız yakın zamanda tükenecekti. "Boşuna kurşunlarınızı bitirmeyin ares etmek işe yaramıyor" diye bağırdım. Gözlerimin ucuyla Kylana'nın ortadan kaybolduğunu gördüm ve bir an sonra robotun boynunun hemen yanındaydı ve robotun başına doğru birkaç el ateş etti. Kylana'nın yüzünde başarısızlığın hayal kırıklığını görebiliyorduk. Robotun kafa bölümüne çarpan Kylana'nın kurşunları etrada kıvılcımların saçılmasını sağladı.
Robot iki eliyle tuttuğu kılıcını tek eliyle tuttu diger elini yukarıya doğru hareket ettirdi. Tam bu anda Derin çığlık atarcasına bağırdı "Kylana dikkatli ol!" Ancak Kylana robotun onu tutmasına engel olamadı. Onu fırlatacağını anlamıştım bu yüzden bir adım geriye doğru çekildim.
Robot Kylana'yı duvara doğru fırlattığı zaman ona doğru koşmaya başladım. Eger duvara o hızla çarparsa çok fazla yara alabilirdi. Ben Kylana'ya doğru koştuğum sırada Galdor ve Derin ates etmeye devam ediyordu.
Silahımı aşağıya indirdim ve Kylana'yı tutmak için kollarımı iki yana açtım ve onu tuttum ancak o kadar hızlıydı ki birlikte yere düştük ve birkaç takla attık. Durduğumuz zaman Kylana benim kucağımdaydı ve ben ise onun altında yerde uzanıyordum.
- Lucian iyi misin?
- Kesinlikle harikayım hem bu anı hayal etmiştim.
- Dalga geçme Lucian.
Biz ayağa kalkmaya çalışırken robot Galdor'a saldırıyordu o ise kılıç darbelerinden kaçarak kurtulmaya çalışıyordu. "Galdor kalbini unutma, dikkatli ol."
- Merak etme Derin bu robotu ortadan kaldırmadan ölmeye niyetim yok.
Odanın içinde mekanik sesler yankılanırken barut kokusu etrafı sarmıştı ve lanet olası robot yavaşlamıyordu bile. Yere ayağıyla sertce birkaç kere vurdu bastığı zemin parçalandı. Biz ondan uzak durmaya çalışırken robot yerden aldığı parçaları bize doğru fırlatmaya başladı biz ise kaçıyorduk. Duvarlara çarpan taşlar büyük bir gürültü ile parçalandı ve onun parçaları üzerimize düştü. Ateş etmemizin hiçbir anlamı yoktu ve bi sadece hayatta kalmaya çalışıyorduk.
Gecen birkaç dakikada hepimiz nefes nefese kalmıştı. Derin ates etmeye devam ederken silahından bir klik sesi duyuldu şarjörü bitmişti ve o değiştirmeye çalışıyordu. Robot tekrar eğilip yerden kayaları aldı ve bize doğru fırlatmaya başladı. Biz ise sadece kaçıyorduk ne kadar buna devam edebileceğimizi bilmiyorduk. Biz sadece yaşamak istiyorduk.
Robot hem kılıcını ölümcül bir şekilde savuruyor hemde diğer eliyle yerden aldığı taşları bize fırlatmaya devam ediyordu. Vahşi bir şekilde saldırıyordu bize ve yapacak hiçbir şey yoktu.
- Neden bize saldırıyorsun sevimli robot biz sadece buradan geçmek istiyoruz.
Derin konuştuktan sonra robotun gözlerinin parlaklığı biraz sondü.
- Ne dediğimizi anlıyor bizim Derin konuşmaya devam et.
- Robot lütfen sana zarar vermek istemiyoruz. Lütfen bizi bırak sadece çıkmak istiyoruz buradan.
Robotun gözlerinin parlaklığı biraz daha azaldığı sırada Derin "Saldırmayın dedi şüphelendiğim gibi biz saldırırsak o da bize saldırıyor."dedi.
Hepimiz silahlarımızı indirdik ve yere koyduk. O an nefes bile almadığımıza yemin edebilirdim. Derin robota doğru yürümeye başladı ve "bize sakın hareket etmeyin" dedi.
- Canım robot sen ne kadar akıllısın böyle ne kadar da tatlısın. Biz kavga etmek istemiyoruz biliyorsun. Hem bende robotum bak seninle çok güzel arkadaş olabiliriz. Hatta buradan çıkalım beraber çay içmeye gideriz. Ne dersin harika olmaz mıydı?
Derin robotun yanına geldiği zaman ayağına tırmandı ve bacağına sarıldı. Bizler ise onu şaşkınlıkla izliyorduk.
- Canım robot sen ne kadar tatlısın böyle. Gerçekten çok sevdim seni. Hepimiz çok sevdik seni, sen çok harika bir robotsun.
Robotun gözlerindeki kırmızı parlaklık tamamen sondü ve robot bize baktı. Mekanik bir kadın sesi duyuldu "Sınavı geçtiniz gidebilirsiniz."
Robot konuşmayı bitirdiği zaman silahlarımızı alıp çıkışa doğru ilerledik. Biraz ilerimizde metal bir kapı vardı ve kapıdan geçtik. Kapıdan geçtiğimiz zaman kendimizi eski evlerle dolu bir sokakta bulduk. Arkamızda tahta bir kapı vardı ve biraz ilerimizde Galata kulesi duruyordu. Evlerin bazıları yıkılmıştı tahminime gore patlamalar burada da olmuştu ve biz Galata'ya nasıl gelmiştik.
- Lan buraya nasıl geldik biz.