Zamanın dengesi 37. Bölüm

 


Aslında güzel durumdaydık, mutluydum hayatımda belki ilk defa hissediyordum bu mutluluğu. Garip bir şekilde hayatımda en cok değer verdiğim insanlar yanımdaydı ve elbette Derin. Onların yanımda olması bana güç veriyordu. Aynı güç hepimizde vardı biliyordum bunu.


Kylana ağır bir şekilde ayağa kalktı ve dengesini bir an için kaybeder gibi oldu ve hemen yanında bulunan Derin onu tuttu.


- Kylana iyi misin?

- İyiyim Lucian daha iyiyim hepinize teşekkür ederim.

- Gözüme hala yorgun görünüyorsun Kylana.

- Komutan Galdor Kylana iyi daha da iyi olacak. Hem ben göz ve kulak olmanın yanında dünyanın en iyi bastonuyum. Ne zaman ihtiyaç duysa onun hep yanındayım ve elbette sizin.

- Teşekkür ederim Derin yanımızda olduğun için. Sana söz bu işler bitsin sana kahve ısmarlayacağım.

- Teşekkür ederim komutan Galdor ama bir türlü öğrenemedin kahve bende çarpıntı yapıyor ben çay içiyorum


Hepimiz gülmeye başladık keyfimiz yerine gelmişti artık daha iyi hissediyorduk. İlerlemeye başladık duvardaki rünler kaybolmuştu ve mağara loş bir ışıkla aydınlanmaya devam ediyordu. Adımlarımızın sesleri duvarlarda yankılanıyordu. Soluk aldığımız hava oldukça temizdi sanki sürekli yenileniyor gibiydi. Normalde şaşırmamız gerekiyordu ama artık şaşırmayı bırakmıştık biz.


Biraz daha ilerledik ve biraz daha. Nedense geçtiğimiz yer yer birbirine benziyordu. Biraz daha ilerledikten sonra koyu renkli ahşap bir kapı ile karşılaştık. Önceki kapı gibi üzerinde hiçbir yazı veya işaret yoktu. Kapıyı açıp içeriye girdiğimizde kapı arkamızdan yüksek bir sesle kapandı ve biz kendimizi beyaz mermerden yapılmış büyükçe bir odada bulduk. Ne duvarlarda ne de zeminde herhangi bir iz yoktu. Sanki büyük bir mermer blok oyulmuş ve kusursuz bir şekilde işlenmişti. Odanın karşı tarafında ise siyah mermerden yapılmış bir kapı daha vardı.


Odaya girdiğimiz anda Galdor hızlı adımlarla ilerleyip kapıyı açmaya çalıştı ancak kapının bir kulbu yoktu. Onu her kadar ittirse de kapı yerinden oynamıyordu. Galdor yüzündeki o heyecanı bir an için kaybetmiş gibi durdu ve yorgun bir benzinlikle kollarını iki yana açtı.


- Zaten hiçbir şey kolay olmaz bizim için.


Galdor cümlesini bitirdiği zaman kapının bir tarafında yeşil renkli ürünlerden oluşan bir yazı belirdi. "Derin ne yazıyor burada"


- Ne kadar sabırsız oldunuz siz ya biraz izin verin bana. Şu işaret "buradan" dermiş gibi. Şu işaret ise "asla" dermiş gibi amanın asla diyor bu duvar korktum şimdi. Bir filmde izlemiştim bunu ben.

- Derin filmleri bırak şimdi yazıya odaklan sen.

- Belki ben böyle düşünüyorum komutan Galdor. "yalanlar" diyor sanırım şu ve diğeri ise "geçemez" diyor. Aramızda yalan söyleyen mi var? Ben yalan söylemeyi bilmem siz mi söylediniz? Çok yanlış ama bu kızarım size bak.

- Derin bize değil duvara mı inanıyorsun sen?

- Yaa komutan Galdor Lucian eskiden hep konuşurdu duvarla. Bu yüzden biraz inanabilirim onlara kusura bakma.


Derin konuşurken kapının diger yanında başka bir yazı belirdi. Bu yazı ise mavi renkteydi.


- Tamam tamam hemen çözeceğim yazıyı bana biraz izin verin. Hmm..

- Acele etme Derin.

- Şimdi "yalan" kelimesi bir kere daha geçiyor "gerçek" de var. Temizlenmek arınmak gibi bir kelime var ve sanki devam et anlamında.

- Yalanlardan arın, gerçeği söyle ve  devam et.

- Evet kesinlikle öyle Lucian nereden bildin.

- Bilmiyorum Derin rüyamda görmüştüm sanırım bir ses söylemişti bana ya da öyle bir şey.

- O zaman herkes gerçeği anlatsın ve bu kapıdan geçelim.

- İyi de hangi konuda gerçeği söyleyeceğiz biliyor musunuz.

- Bence bizden kendimize dair gerçekleri söylememizi istiyor.

- Kylana bir an için psikolog olduğunu unutmuştum.

- Sen dalga geç Galdor herkesin kimseye söylemediği gizli bir sırrı vardır bence onları söylememiz gerekiyor.

- Neden ama bazı şeyler gizli kalmalıdır. Bazen onları anlatamaz insan, konuşamaz.

- Evet, Galdor bazen insan anlatamaz çok iyi bilirim bazende dinleyecek kimseyi bulamaz bulsa da anlayamaz.

- Lucian haklısın ama şu amda kaybedecek neyimiz var bizim ama kazanacak çok şeyimiz olabilir. İnsanın ilerlemesi için içinde sakladıklarından kurtulması gerekiyor.

- Ya ben yine buldum çünkü ben çok tatlışım. Farkında değil misin sınavlardan geçiyoruz biz. İlk sınav Kylana'nın yeteneğini keşfetmesi içindi. İkinci sınav ise geçmişimizle barışmamız ve gereksiz yüklerimizden kurtulmamız için var. Bu sınavlar bizim gelişmemiz için var. Burası bizi değiştirmek, geliştirmek, dönüştürmek istiyor. Lucian'ı çok zorlamıştı ama anlatmadı bana. İstediğini biliyordum ama yapamadı gitti o dedikoducu avizeyle konuştu. Offf kızdım yine şimdi.

- Derin haklı olabilirsin ama şimdi kızma bence belki avizeyle çözmesi gereken bir şeyler vardır. Lucian sana çok değer veriyor biliyorsun bunu. 

- Yaa çok tatlısın şapşik şey hepiniz çok şapşiksiniz. Kızmadım sana Lucian üzülme sakın ben sana kızamam ki ama o avizeyi pek sevdiğim söylenemez.

- Sende benim için çok değerlisin Derin ve hep öyle kalacaksın. Hem avizeyle konuştum evet bazen yabancı birisine anlatmak istiyor insan. Hem aramızda kalsın ben avizece bilmiyorum avizede benim dilimi bilmiyordur.

- Ayyy buna çok sevindim işte tamam artık kızmıyorum ona duvara da kızmıyorum. Ohh yaa rahatladım ben.


Derin cümlesini bitirdiği zaman kapıdan bir tık sesi geldi. Demek ki Derin gerçeği söylemişti ve sıra bizdeydi. Şimdi kim konuşacaktı bilmiyorum ve sıra bana geldiği zaman nasıl konuşacağımı bilmiyordum.

0/Post a Comment/Comments