Bir süre boyunca etrafı dolaştık hazırlıkları kontrol ettik. Kalede büyük bir koşuşturma hakimdi. Gördüğümüz bütün aksaklıkları o anda düzelttik. Komutan Galdor umarım mutlu olur diye geçirdim içimden. Kalenin bahçesinde dolaşırken komedyen iskelete rastladık. Çiçekleri doğru bir biçimde yerleştirmeyi bitirmişti ve kırmızı papyonunu takmıştı. Normalde olsa ona uzun bir süre gülebilirdik ama sadece uzaktan bir selam verip yolumuza devam ettik. Naserious ve Melvenia ile karşılaştık onlarda da her şey yolundaydı be yolumuza devam ettik.
Bir süre boyunca daha dolandıktan sonra Galdor karşımıza çıktı. Siyah bir takım elbise giymişti ve tatlı bir heyecan vardı üzerinde. "Kylana hazırlıklar tamam mı? Sana sormuyorum Lucian sen herşeye evet dersin biliyorum."
- Evet Galdor, her şey hazırlandı. Komedyen iskelet papyonunu giydi, çiçekler dağıtıldı. Askerler saçlarını düzeltti yapmamız gereken başka bir şey var mı?
- Harikasınız Kylana. Şimdii elbiselerinizi giyin isterseniz birazdan krallar gelmeye başlar. Önce kraliyet misafir salonunda bir toplantı olacak birkaç saat kadar sürer o sonrasında da bahçede düğün başlayacak. Oturma düzeni falan hazırlandı hepimiz kralın yanında oturacağız. Diğer krallarda ön sıralarda oturacak.
- Tamam Galdor efendi emredersin.
- Lucian bak yeminle ağzını kırarım senin. Tahnminime göre 3 dakika içinde bu işi bitirmem gerekiyor. Kylana bunun ağzını kırmam yarım kalırsa benim için tamamlar mısın?
- Harika görünüyorsun Galdor acaip yakışıklı olmuşssun Galdor.
- Teşekkür ederim Lucian hala ağzını burnunu kırmak istiyorum. Borcum olsun sana. Hadi sizde giyinin zaman daralıyor.
Galdor'dan ayrıldıktan sonra hepimiz odalarımıza geçtik hazırlanma zamanı gelmişti. Ben siyah takım elbisemi giymiştim ve kravatımı bağlamaya çalışıyordum bu esnada kapı çaldı Kylana gelmişti. Kesinlikle lacivert elbisesinin içinde çok güzel görünüyordu.
- Kylana harika görünüyorsun sana bir kere daha aşık oldum ben.
- Teşekkür ederim Lucian sende çok yakışıklı olmuşssun. İzin verde kravatını bağlayayım ben siz erkekler neden bu işte bu kadar kötüsünüz?
Kylana kravatımı bağlarken onun kokusunu içime çekiyordum. Ondaki bu değişim beni hayrete düşürüyordu resmen. Bir an acımasız ve vahşi bir katil olabiliyorken zamanı geldiği zaman beni nefessiz bırakacak kadar güzel olabiliyordu.
- Kylana beni çok etkiliyorsun. Hele bu kadar güzel olup bana bu kadar yakın olduğun zamanlarda kendimi zor tutuyorum.
- Tabi istersen tutma benim rujum sana bulaşssın sonra biz geç kalalım ve Galdor ikimizin kafasını surlarda sallandırsın.
- Tamam, tamam. Teşekkür ederim Kylana.
- Çok yakıştı sana. Hadi gel kralın yanına gidelim herkes orada toplanacak.
Odamdan birlikte çıktık ve hızlı adımlarla kralın yanına gittik. Kral bizi bekliyormuş gibi ikimize de sıkıca sarıldı. "Hoş geldiniz evlatlarım." dediği sırada Naserious ve Melvenia'nın da orada olduğunu fark ettim. Kısa bir süre sonra Galdor ve Barya'da geldi yanımıza.
- Hoş geldiniz Komutan Galdor çok yakışıklı olmuşssun ve sen canım kızım Barya her zamankinden daha güzelsin. Ben bazı kararlar aldım ve herkesten önce sizin bilmenizi istiyorum. Ben bir gün öleceğim ve bu kadar uğraşarak kurtardığımız krallığımızın bir kaosa sürüklenmesini istemiyorum. Bu yüzden benden sonra Galdor kral olacak bu ülkenin onun kararlı duruşuna ihtiyacı var ve siz Lucian, Kylana, Naserious ve Melvenia Galdorla birlikte bu ülkeyi yöneteceksiniz. Bu sayede alınan bütün kararlar ortak alınacak ve ülkede bir kargaşa çıkmayacak.
- Kralım ne olur böyle şeyler söylemeyin. Biz siz olmadan ne yaparız?
- Canım kızım Barya o gün mutlaka gelecek ve siz birlikte bu ülkeyi yöneteceksiniz. Şimdi bu güne odaklanın ve yakın zamanda ölmeye niyetim yok merak etme. Krallar geldiği zaman hepsi girişte toplanacaklar ve buraya gelecekler. Onları komedyen iskelet karşılayacak bu bizim gücümüzü gösterecek onlara. İşte komedyen iskeletin sesi duyulıyor.
Komedyen iskeletin sesini duyduğumuz zaman hepimiz camlara koştuk ve komedyen iskeletin gelen kralların önünde saygıyla selam verdiğini gördük. Bu sahne hepimiz için gülme nedeniydi ve gülmemek için kendimizi zor tuttuk. Aradan fazla zaman geçmeden diğer krallarda geldi ve kısa bir süre sonra toplantı odasının kapısı açıldı ve her kral ellerinde hediyelerle içeriye girdi. Oldukça samimi ve içten bir selamlaşmadan sonra herkes yerine oturdu.
İlk konuşan bizim kralımız olmuştu "Hepiniz hoş geldiniz. Zorlu zamanlardan geçtik biz büyük mücadeleler verdik. Artık dünyamıza huzur ve mutluluk gelme vakti. Biz birleşirsek güçlü oluruz eğer dağılırsak yok oluruz bunu hepiniz biliyorsunuz. Bu gün komutan Galdor ve Barya'nın düğününün yanı sıra halklarımızın kardeşliği için bir araya geliyoruz. Bundan sonra hepimiz bir olacağız ve bize engel olmak isteyenlere karşı birlikte mücadele edeceğiz. Sizlere dağıttılan anlaşmalar uluslarımızın kardeşliğini şekillendirecek ve geleceğimize emanet edeceğimiz çok güzel bir dünya bırakacağız. Bu anlaşmaların içinde ortak savunma, ortak ticaret, ordularımızın birleşmesi gibi maddeler var."
Kral konuşmasını bitirdiği zaman bir alkış tufanı koptu ve bütün krallar onlara sunulan anlaşmaları tek kelime bile etmeden imzaladılar. Savaşlarla geçen yıllardan, çekilen acılardan sonra bu anlaşma hepimiz için çok iyi olacaktı. Bu konuşma kralımızın ne kadar iyi niyetli olduğunu gösterirken aynı zamanda onun ne kadar kararlı ve vizyoner olduğunu da gösteriyordu. Gerçekten tarihi değiştirecek bir gündü başta Galdor ve Barya olmak üzere hepimiz çok mutluyduk.
- Hediyeleriniz için çok teşekkür ederim değerli kardeşlerim. Bundan sonra hepimiz bir olacağız ve düşmanlarımız korkudan titreyecek. İsterseniz ufaktan düğüne geçelim bu gün bizim için bir bayram olacak ve sonsuza kadar hatırlanacak.
Kralımız konuşmasını bitirdiği zaman herkes bir süre boyunca aralıksız olarak alkışladı. Galdor ve Barya yanyana duruyordu ve mutlulukları yüzlerinden anlaşılabiliyordu. Konuşma bitene kadar Kylana elimi bir an bile bırakmadı ve bu beni dünyanın en mutlu insanı yapmaya yetiyordu. Tabi Galdor'dan sonra bu düşüncemi biliyorsa Galdor'un neler yapacağını tahmin ediyorsunuzdur zaten. Hep beraber bahçeye çıktık ve bize ayrılan yerlere oturduk. Kesinlikle muhteşem bir gün olacaktı.