Diğerlerinin yanına gittikleri zaman Lucian hepsinin son derece neşeli olduklarını gördü. Galdor Barya'nın elini tutuyordu. Naserious ve Kylana ise kaleden aşağıdaki insanları seyrediyordu. Kral ve yanlarına gittiği zaman hepsi kralı selamladı. "Hosgeldiniz Kralım."
"Neler yapıyorsunuz kahramanlar? Acaba komedyen iskelet yemek yer mi? Sorsak mı ona ne dersiniz?" Kral konuştuğu zaman hepsi gülmeye başladılar.
"Kralım komedyen iskeletin aç olduğunu sanmıyorum ama isterseniz sorabiliriz elbette. Bence yemek işini sonraya bırakalım malum yapılacak çok iş var burada."
"Çok haklısın Naserious. Onunla daha sonra ilgileneceğim ben. Siz geri geldiğiniz zaman büyük bir ziyafet verelim burada. Hem düğünle birlikte güzel bir eglence ayarlarız komutan Galdor. Ne dersin Galdor?"
"Kralım siz nasıl uygun görürseniz. Hayatımı Barya ile birleştirmek istiyorum biliyorsunuz."
"Beni en çok ne mutlu ediyor biliyor musun Galdor? Ben Barya'nın bebekliğini bilirim o küçük çocuğun büyümesi ve yanında senin gibi cengaver ile gelmesi. Gözlerinize bakıyorum hepinizin ve orada aşkı görüyorum. Bir tek Naserious farklı onun içinde derin bir yara var."
"Kralım derin bir yara demeyelim de bazı yollar yalnız yürünür diyelim. Gelecek neler gösterir bilemem. Bu arada tespitleriniz çok başarılı sizi tebrik etmek isterim. Naserious'u kralın onun geçmişine dair söylemleri bir an için onu şaşırtmış ama hemen sonra mutlu etmişti.
"Şimdilik öyle olsun Naserious ama bir ara uzun uzun sohbet etmek isterim seninle. Sizinle tanışalı çok kısa bir süre oldu ama ayrılacak olmanız üzüyor beni."
"Kralım üzülmeyin işimizi bitirip geri geleceğiz en kısa zamanda. Sizden izninizi istiyoruz. Biliyorsunuz yolumuz uzun."
"Ben bu gece kalırsınız diye düşünmüştüm ama nasıl isterseniz öyle olsun. İhtiyacınız var mı?“
“Teşekkür ederiz kralım ama hicbir şeye ihtiyacımız yok bizim. Hoşcakalın kralım." Lucian cümlesini bitirdiği zamab kral ona sıkıca sarıldı. Daha sonra diğerlerine de sarıldı. Bu bir veda değildi ama hepsi içinde biraz üzüntüyü hissediyordu. Hele Barya Galdor'a sarıldığı zaman onunla gelmek istemesi ve Galdor'un ona" Senin burada yapacak işlerin var Barya. Merak etme en kısa zamanda sana döneceğim demesi çok duygusal bir andı.
Merdivenlerden inerken ve kalenin dışına doğru giderken herkes alkışlarıyla onlara destek oluyordu. Komedyen iskeletin yanına geldikleri zaman Galdor "Biz gelene kadar krallık sana emanet. Kral zaten sana görevini anlatır." diyerek vedalaştılar.
Surlardan dışarıya çıktıkları zaman herkes durup arkalarına baktı. "Evet Lucian pusula ne tarafı gösteriyor." dedi Galdor ve Lucian parmağı ile ileri işaret etti. Kylana Lucian'ın hemen yanında yürüyordu. Galdor en önde Naserious ise en arkadaydı. Bir süre boyunca konuşmadılar.
...
İleriye doğru yürürken Kylana benim hemen yanımdaydı vr hayatım boyunca onun hep yanımda olmasını istedim. "Kylana, Melvenia'yı kurtarmaya gidiyoruz" dedim kısık bir sesle. Neden diye sormadı veya herhangi bir soru sormadı sadece durumunun nasıl olduğunu sordu ve bendr zindan esir olduğunu ekledim. Tamam dedi bana sanki bana o kadar güveniyordu ki sorgulamaya bile ihtiyacı yoktu onun.
- Komedyen iskeletin bu kadar değişeceğine inanmazdım hiç.
- Hiçbirimiz inanmazdık Galdor ama bazen beklemediğin şeyler olur hayatta.
- Kylana cok haklısın biliyor musun ben hep ona inandım.
- Sen konuşma bence sen herkese inanıyorsun Lucian.
- Herkese inanmıyorum bir kere mutlaka inanmadıklarım vardır.
- Mutlaka vardır ama onlarda henuz tanımadıklarıdır.
Herkes neşe içindeydi ve kahkahalarla gülüyordu. Onları mutlu görmek gerçekten çok özeldi benim için. Kylana elimi sıkıca tutuyordu ve bende onun. Onun elini hiç bırakmak istemiyordum. Bir taraftan da Naserious'un derin yarası aklımı kurcalıyordu acaba kimdi onun anlatamadığı kişi?