Geleceğin hatıraları 54. Bölüm yeni roman

 


Bir anda herkes etrafı daha dikkatli incelemeye başladı ancak hicbir sey dikkatimizi çekmedi. Belki de biz mutluluğa alışkın değiliz ve bu yuzden böyle oluyordur. Sanki her an mutluluğumuzu bozabilecek bir şey olacakmış gibi. Hayat böyle değil midir zaten? Bir an mutlu olduğumuzu sanarız ama sonra bir bakarız ki hepsi bir aldatmacadır ve kendimizi daha kötü bir yerde buluruz.


Galdor hikaye anlatmaya devam ediyor. Etraflarında oturanlar ise hayran bir şekilde onu dinliyor. Zavallı garson kız ise Galdor'un dikkatini çekmek için elinden gelen her şeyi yapıyor ancak Galdor'un umurunda değil o. Eğer Galdor farketmemeye devam ederse garson kız onu çok fena bir şekilde dövecek.


Kaylana elimi sıkıca tutuyor. Teni yumusacık onun. Sanki yavru bir kediymiş gibi sığınıyor bana. Onu almak ve kalbimin içine koymak istiyorum. Bedeninin ısısını hissediyorum. Sıcaklığının beno sarmasına izin veriyorum. Aklımdan başka düşünceler de geçiyor. Onunla birlikte bir odaya geçmek istiyorum, onunla yalnız kalmak istiyorum, onu doyasıya öpmek istiyorum. Bedenini keşfetmek ve onunla bir olmak istiyorum. Bunları düşündüğüm için kötü birisi mi oluyorum ben? 


Belki de aradığım her şey hemen yanı başımda ve ben onun ateşinde yanıyorum. Yak beni desem ne olur acaba büyük ihtimalle ilk an şaşkın gözlerle bana bakar ve birkaç an sonra dudaklarıma yapışır. Somra hızlı bir şekilde üst kata cikariz. Düşünmesi bile harika ama şu anda bunları düşünmemem gerekiyor sanırım benim. O an sadece onu tekrardan öpmek istiyorum. Gecenin ilerleyen saatlerinde belki hepsi gerçek olur. Bu arada neden burada zaman ilerlemiyor. 


"Lucian" 


- Kylana bir şey mi söyledin? 

- Hayır Lucian hiçbir şey söylemedim. 

- Bir sey söylemişsin gibi oldu neyse önemli değil. 

- İstersen daha fazla içme senin kafa gitmeye başladı. 


"Lucian" 


Aynı sesi tekrar duyuyorum ama bu sefer Kylana'ya bir şey söylemiyorum. Bir kadın sesi duyuyorum ve o sesi tanıyorum ama nereden tanıdığımı hatırlamıyorum. Bir açıklaması olması lazım. 


"Lucian" 


Yine aynı ses ve bu sefer o sesin kime ait olduğunu hatırlıyorum. Karin'in sesi bu. Onu görmek için etrafa bakıyorum ama hiçbir yerde yok o. Tekrar ve tekrar bakıyorum ama o var olmamaya devam ediyor. Burada çok garip şeyler oluyor. 


"Lucian uyan artık. Ölüyorsunuz!" 


Uyanmak mı ben uyumuyorum ki. Ölüyor olamam gayet kendimizdeyiz, yaşıyoruz. Bir yerlerde büyük bir sorun var her şey çok garip geliyor bana. 


"Lucian uyan, enerjinizi çalıyorlar sizin. Bir rüyanın içindesiniz."


Sesi kafamın içinde hissediyorum. Lanet olsun kaç zamandır kac romandır onun sesini hiç duymamıştım ve bir anda birçok yaram tekrardan kanıyor. Kan kaybından ölebilirim sanırım. 

- Nasıl uyanacağım. Etrafına dikkatlice bak gördüğün herkes bir yaratık ve siz orada zaman geçirdikçe enerjinizi emmeye devam ediyorlar. 


Etrafa bir kere daha bakıyorum ve herkesi daha farklı görüyorum. Hepsinin tenleri çokmuş, soluk gri bir renkte. Yüzlerinde hiçbir ifade yok. Bir tanesi ile göz göze geliyoruz ve onun elinin belinde sarkan kılıcın gittiğini görüyorum. Kylana'nın belindeki hançerlerden iki tane alıp ona doğru fırlatıyorum. Hançerlere onun kafasına saplanıyor ve o yaratık cansız bir şekilde yere düşüyor. 


Benim bu hareketimden sonra herkes şaşkın bir şekilde bana bakıyor. Onlar bir anlam çıkamaya çalışırken ayağa kalkıp bağırıyorum "Gördünüz hiçbir şey gerçek değil. Uyanın, kendinize gelin bizi öldürüyorlar. 


Benim sesimi duyduktan sonra hepsi yaratıklar ile karşılaşıyor ve bir anda silahlarını çekiyor. Galdor baltasini çıkarıp en yakınındaki yaratığa dogru savuruyor. Yaratık Galdor'un hamlesini kendi kılıcı ile savuruyor ve karşı saldırıya geçiyor. 


Kylana ileriye doğru birkaç hançer fırlatıyor ve hemen ardından oetadan kayboluyor. Yerimden fırlayıp ilerideki ayaklanmaya çalışan yaratıkların yanına gidiyorum. Geniş bir yay çizerek saldırıyorum. Amacım onların toparlanmasına fırsat vermemek. Galdor yaratığa doğru tekrar bir hamle yapıyor ama yaratık o hamleden de kaçınıyor. Naserious"un ise bir büyü hazırlığı icinde olduğunu fark ediyorum. Ona zaman kazandırmam lazım benim. 


Garson kız ise bütün olaylardan habersiz bir şekilde korku içinde Galdor'un arkasına saklandı. Olabileceği en güzel yerdeydi o herhalde orada daha güvenli bir yer yoktu. Zorlu bir savaş olacaktı yaratıklar kendilerini oldukça güzel savunuyordu. 


Bir kılıç hamlesi kafamın üstünden geçtiği sırada karşı hamlede bulundum ve kılıcımı yaratığın karnına sapladım. Hemen sonra olduğum yerde döndüm ve hemen yanımda bulunan yaratığa dogru hamle yaptım. Onun bir anlik şaşkınlığı Kylana için bir firsat oluşturdu ve bir anda karşımda belirip hançerini yaratığın boğazına sapladı. Ben ise bu ensada geriye doğru döndüm ve az önce saldırdığım yaratığın boğazını kestim. 


Galdor ise bu ensada iki yaratıkla savaşıyordu. Bir taraftan garson kızı koruyor diğer taraftan yaratıkları uzak tutmaya çalışıyordu. Naserious ile göz göze geldim ve onu oldukça düşünceli bir sekikde gördüm. Kafasını iki yana salladı demek ki bir sorun vardı. Büyü yapamıyordu ve bunun önemli bir sebebi olmalıydı. Kylana'ya baktım ve Galdor'u işaret ettim. Onun daha fazla yardima ihtiyacı vardı. 


Bana doğru gelen bir kılıç hamlesini kılıcımla kestim ve sonra karşı hamle yaptım. Kılıcım yaratığın kolunu derin bir şekilde çizdi. Bir başka yaratiğın hamlesinden kaçındım ve ona çelme takarak yere düşmesini sağladım. Bir sorun vardı ve o sorunu çözmemiz gerekiyordu bir an önce. 


Ben savaşmaya devam ederken hanın arka tarafında duran bir yaratık ile göz göze geldim ve onun yüzündeki pis sırıtışı gördüm. Elbiseleri diğerlerinden farklıydı ve elinde küçük bir asası vardı. Büyücü olmalıydı. Kylana'ya doğru baktım ve yaratığı işaret ettim kılıcım başka bir yaratığın bedeninden içeriye girerken. 


Hedefim belli olmuştu ama onunla aramda 3 tane daha yaratık vardı. Bir hamleden yana doğru çekilerek kaçtım ve 2 tane rakip kaldı. 


Kylana yanımda belirdi ve bana doğru gelen başka bir hamleyi engelledi. Bu esnada en arkadaki yaratiğın bazı kollarıyla bazı hareketler yaptığını gördüm bir büyü hazırlığı içerisindeyi ve onu durdurmamız gerekiyordu. Kylana ileriye doğru 3 tane ok fırlattı ve fırlattığı oklar her ne kadar rakibe isabet etmese de onun dikkatini dağıtmaya yetti. Ben ise son kalan yaratiğın işini bitirip büyücü doğru yöneldim. 


İleriye doğru bir saplama hamlesi yaptım ancak yaratık ondan kaçmayı bildi. Aynı şekilde hemen arkasında bulunan Kylana'nın hamlesinden kaçmayı başardı. 


Büyücü tamamen savunmaya çekilmişti ve her hamlemizdan uzaklaşmanın bir yolunu bulabiliyordu. Yaratık tek başına iki kişiyi idare ediyordu resmen. Bir sonraki hamlem yaratığın kolunda ince bir kesik bıraktı. 


Kylana'nın yerdeki hanclçerlerinden bir tanesini aldım ve iki kolumla farklı yönlende ilerleyen iki farklı yonden saldırdım. Sonuç ise bir diger küçük kesikti. Bu savaş bayağı uzun sürecekti anlaşılan. 


Ben kılıcımı geniş bir şekilde savurdum bu hamleden kaçacağını biliyordum ama ikinci hamlemin daha yüksek bir şansı vardı. Kylana ise benim gibi aralıksız olarak farklı yönlerden saldırıyordu. 


Tam bir saplama hamlesine hazırlanırken Galdor'un sesini duydum "amma uzattınız be" ve kafamin hemen yanından baltası geçti ve yaratığın alnına saplandı. Galdor kesinlikle çok sinirlenmişti. 


Yaratık yere düştüğü sirada garson kız Galdor'un boynuna sarıldı "Kahramanım hayatımı kurtardın benim ne istersen veririm sana" Garson kız Galdor'u boğmaya çalışırken hepimiz neşe icinde onları izliyorduk. Gerçektende garson kız  Galdor'u elde etmek için muhteşem bir fırsat bulmuştu. 




0/Post a Comment/Comments