Dağ evi



Buraya nasıl geldigimi hatırlamıyorum. Hangi yollardan geçtim hiçbir fikrim yok inan bana. Gercegi söyleyeyim umurumda bile değil benim. Icinde senin olmadığın her anı sildim attım. Bunu yazmak saçma oldu cunku yanimda olmadığın her amda bile kalbimdeydin sen. Sen şimdi çay demliyorsun bize.


Seni seyrediyorum zamanı da durdurdum geçmesin istiyorum. İçinde adının olduğu hiçbir cümle bitmesin. Bana bakıyorsun ve gözlerinin ici gülüyor. Ben yeniden aşık oluyorum sana. Sanki aramıza yıllar girmemiş gibi sanki biz hiç ayrılmamış gibiyiz. Sen gülümsüyorsun ve ben yeniden doğuyorum. Seninle geçen bir an rüyalardan bile daha guzel inan bana.


Sensiz geçen yılları affediyorum o an. Seni bana getiren bu hayata şükrediyorum. Biliyor musun ben hep bu an için yaşadım. Daha fazla uzakta kalmak istemiyorum senden aramızdaki birkac adım bile cok uzak geliyor bana hızlı adımlarla yürüyorum sana doğru. Sen mutfak tezgahında bir seylerle uğraşırken sarılıyorum sana ve kıvırcık saçlarından öpüyorum. Kokun ciğerlerimi kaplıyor ve ben sarhoş oluyorum.


Kollarım bedenini tavaf ediyor sanki o kadar guzelsin ki bir daha aşık oluyorum sana. Sanki ben hayatım boyunca hep yanındaymışım gibi hissediyorum sanki tarihin başlangıcından beri seviyordum seni. Seni ilk gördüğüm zamanlar geliyor aklıma o muhteşem gülüşün geliyor sonra. Aradan geçen yillarda hic değişmemenden mutlu oluyorum ve bir kere daha öpüyorum seni.


Dudaklarım boynununda gezinirken ben yandığımı hissediyorum. Bunun adi aşk, dunyaya geldiğim o andan beri aradığım, beklediğim, istediğim sen şu anda kollarımdan. En guzel hayal bile eksik kalıyor senin yanında. Bana dogru dönüyorsun ve daha fazla gülümsüyorsun. İçimizde yanan ateşe birkaç odun daha atıyoruz. Gözlerinde evrenleri görüyorum ben ve o evrenler arasında yolculuğa çıkıyorum.


Yaşama dair ne varsa dudaklarımızdan birbirimize akıyor. Her buluşmalarında biraz daha yanıyor şehir. Biraz daha sıkıca sarıyoruz birbirimizi. Kokun beni sarhoş etmeye yetiyor. Hayatım boyunca hep istediğim o anın içindeyim. Gökyüzünden şiir yağmaya başlıyor ve ben hepsi senin içindi diyorum. Tekrardan buluşuyor dudaklarımız, yüreklerimiz ve bedenlerimiz. Aşk bile eksik kalıyor duygularımızın yanında.


Çay oluyor ve çayı alıp dağdaki ahsap evimizin bahcesine çıkıyoruz. Bahçedeki bütün papatyalar sana benziyor, bütün güller senin gibi kokuyor. Koltuga oturuyoruz ve başını göğsüme yaslıyorsun. Kokumu cekiyorum içime o an binlerce roman yetişiyor içimde. Binlerce romanın her cümlesi adınla başlıyor. Bir daha aşık oluyorum sana bir daha seviyorum.


Şu hayattaki en büyük şeyin evren degil aşk olduğunu anlıyorum. Bir şarkı çalıyor arkada çay içiyoruz beraber. Ben demli sen açık, gözlerimi bir an bile ayıramıyorum senden. Kulağına eğiliyorum ve bazı kelimeler söylüyorum. Seni seviyorumdan milyonlarca kere daha büyük, sana aşığımdan milyonlarca kere daha güçlü. Gözlerindeki her bir çizgiyi öpüyorum sonra.


Gökyüzüne bakıyoruz uzun uzun ve dilekler diliyoruz geleceğe dair. Biliyor musun ben hep olmak istediğim yerdeyim, yanındayım, kalbindeyim ve hep orada kalacağım. 


0/Post a Comment/Comments