Geleceğin hatıraları 31. Bölüm yeni roman

 



- Sende laf sokmaya çok elverişliysen Galdor
- Ne olur sus Lucian sonra ağzını burnunu kırarım bak. Kütüphaneciye büyüğüm diye bir şey söylemedim hıncımı senden çıkartırım bak.
- Tamam sakin olun gençler. Buradan çıkmaya odaklanalım biz. Sahi buradan nasıl çıkacağız?
- önce kütüphaneden çıkalım. Sonra mutlaka bir çıkışı vardır burasının. İşaretleri takıp ederiz.
- İşte ben o işaretleri hiç göremiyorum Naserious. İşaretleri takip etmeye kalksam kesin kaybolurum ben sonra. Bir bakmışsın dünyanın merkezine gelmişim.
- Bu yüzden sen işaretleri takip etmeyeceksin Galdor. Bütün işleri sana yüklemek olmaz.
- Teşekkür ederim Lucian, beni düşünmen gözlerimi yaşarttı.
- Galdor ne olur bizi kaybetsene. Çaktırma ama biz hep kayıp yaşadık bu hayatı.
- Senin ağzını burnunun kaybetsem olur mu Kylana. Ne olur buradan çıkalım sonra istediğiniz kadar sohbet ederiz.

Galdor önde öfkeli adımlarla yürüyordu. Yanında Naserious ve arkalarında Kylana ile ben gidiyorduk. Kütüphaneden çıkana kadar hiç konuşmadık. Ne zaman Kylana'ya baksam onun da bana baktığını görüyordum. Öyle bir bakışmaydı ki yürümeyi unutuyordum. Zihnimde geçen düşünceleri okuyordu sanki. Bu yüzden düşünmemeye çalışıyordum. Zihnimden atamadığım tek bir düşünce vardı ve onun gözlerinin içine gömülmek istiyordum. O da sanki bunu duymuş gibi gülümsüyordu. Mutluluğunun sebebi olmayı çok istedim onun. Ne oluyordu bana, ilk kez böyle hissediyordum.

Çıkış kapısına geldiğimiz zaman bizi oldukça büyük ahşap bir kapı karşıladı. Kapının her yanında işlemeler vardı ve bilmediğimiz bir dilde yazılar yazılmıştı.

- Hayatım boyunca hiçbir şeye bu kapıdaki işlemeler kadar önem vermedim ben.
- Bunu hepimiz biliyoruz Galdor. Senin önem verdiğin tek şey bira.
- En azından o kötü günlerimde yanımda oluyor benim sizin gibi bir sürü boş gevezelik yapmıyor.
- Özür dilerim Galdor istersen biz seni biranla başbaşa bırakalım.
- Biram kalmadı Kylana, keşke kalsaydı bir an bile düşünmezdim ben.
- senin duygu dünyana hayranım ben Galdor.
- Tabi hayran olacaksın Lucian. Kıskanma beni çok çalış senin de olsun
- Biz istediğimiz kadar çalışalım asla senin gibi olamayız Galdor. 
- Hah şöyle Naserious, bu arada bir iğneleri mi hissettim ben.
- Ne haddimize seni iğnelemek Galdor.
- O değilde kütüphaneden çıktık şimdi hangi tarafa gideceğiz.

Büyükçe bir koridorda uzun bir süre boyunca yürüdük. Karşımıza hiçbir yol ayrımı çıkmadı bu süre boyunca. Kylana ile yanyana yürümeye devam ediyorduk. Onun yanımda olması bana güç veriyordu sanki dünyaya kafa tutabilirdim. Dünyayı yerinden oynatmam bile mümkündü. Sanki onunla geçirdiğim her an değişiyorum ben ve bu değişim hep iyi yönde oluyordu. Bir süre sonra sevgi kelebeği olacağıma emindim. Tabi bunların hiçbirini ona söylemedim, nasıl olsa zihnimi okuyordu benim.

İlginç bir biçimde Galdor'un geçmişini merak ettim. Nasıl böyle birisi olmuştu o? Hangi acılardan geçmiş, kaç kere düşmüştü? Naserious da aynı şekilde duygularını kim almıştı onun? Nerede bırakmıştı aşka inanmayı? Onlarca romandır onları tanımama rağmen bu soruların cevaplarını bilmediğimi fark ettim. Demek ki ben onları hiç tanıyamamışım. Bir de Kylana var, onun geçmişi hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum ben. Hangi ara bu kadar güzel olmuştu o? Geçmişin bir önemi yok aslında ben olduğu kişiyi seviyorum onun. Ne diyorum ben ya Kylana'yı seviyor muyum ben? 

Derin bir nefes almalıyım bu düşünce çok ağır geldi yüreğime. Galiba şimdi öleceğim. Ne olur birisi durdursun zamanı, ona sarıldığım an dursun mesela veya onun elini tuttuğum an dursun. Ona sarılmak istiyorum, istemek az kalır bütün varlığımla istiyorum bunu. Sanki ona bir kere sarılsam her şey çok güzel olacak. Yapamam ama, neden yapamam ki? Bilmiyorum, bu bilmezlik öldürecek beni galiba. Bir kerecik sarılsam ne olurdu ki? Hiç bir şey açıklama yapmadan onu sevdiğimi söylesem mesela. Ne kaybedebilirim ki? Onu kaybedebilirim ve onu kaybetmek ölmek gibi benim için. 

Ne olur durdurun şimdi zamanı. Onu kaybedemem ben. Ona sarılmak istiyorum, ona sarılsam belki de dinecek acılarım. Belki bir anda her şey çok güzel olacak. Ben onu seviyorum kimseyi sevmediğim gibi seviyorum. Acaba duyuyor mudur beni? Eğer duyuyorsa yerin dibine girerim kesinlikle. Sevgi güzel bir şey, neden utanıyorum duygularımdan? Korkuyorum ben, hiç olmadığı ladar korkuyorum. Evet, doğru anladın ben onu kaybetmekten korkuyorum. Yüreğimde bir fırtına var, yıldırımlar düşüyor yüreğime. Onun gözleri çok güzel duyuyor mudur acaba beni? Keske söylemediklerim duyabilse! Romanlar saklıyorum içimde onun için. Sen hiç bu şekilde hissettin mi? Bana ne olduğunu bilmiyorum ama çok iyi hissediyorum kendimi. Ben daha önce hiç bu şekilde hissetmedim. Bir anlığına sarılmak istiyorum ona ve o anın sonsuza kadar sürmesini. Çok şey istiyor olamam sanırım. 


0/Post a Comment/Comments