Çukur 1, tanışma - hikaye

 


Yağmur yağıyordu seni ilk gördüğüm zaman. Bir çukurun içinde hapsolmuştun. Boğazına kadar saplanmıştın çamurun içine. Sessizce boğulmayı bekliyordun. Bana baktın bir an için o an vurulduğumu hissettim. Sanki bir kurşun delip geçmişti yüreğimi. Canım yanmadı ama veya çektiğim acıdan memnundum bilmiyorum. Bilmek umurumda bile değildi. İlk kez bu şekilde hissediyordum.


O anın içine binlerce roman sığdırabilirdim. Sense bana tehditkar bir şekilde bakıyordun. Pençelerini çıkarmış ve bana dikkatli olmamı söylüyordun sanki. Duvarlarını gördüm senin, hepsine tırmanmak Aman alacaktı ve ben tırmanırken beni aşağıya atabilirdin. Bütün kemiklerim kırılırsın zemine çarptığım zaman.


Bana öyle bir baktın ki binlerce yıldır seni aradığımı düşündüm. Yanına gelebilirdim, o çukurdan çıkmaya yardım edebilirdim ama sen oradan çıkmak istemiyordun. Senin yanına da gelebilirdim ama sen onu da istemedin. Çaresizdim sana karşı, bir kez gülümsemeni görsem beni istediğin gibi öldürebilirdin. Arayıp bulamadığım ne varsa sende saklıydı.


Bana git dedin gidecek başka bir yerim varmış gibi. Bir anın içine mutluluk hikayeleri sığdırdım ben. O an yanında olmayı çok istedim. Üstün başın kir içindeydi, yaralarla kapalıydı her yanın. Defalarca kez düştüğünü anladım, uçurumlardan atıldığını. Sen bilmiyordun ama her mimiğini inceledim ben. Bir çıkış yolu bulmaya çalıştım sana. 


Gülümsemen bile kırılmıştı senin. Bir parça gülümsedin bana ve bir anda zifiri bir karanlık aydınlandı. Buzullarla kaplı yüreğimde güneş doğdu, çiçekler açtı. Sen görmedin ama bunları. Bana git dedin tekrar, tırnaklarını gösterdin ama ben gitmedim. Gidecek bir yerim yoktu benim. Hayatımın sonuna kadar yanında kalmak istedim. Git dedin bana bense gitmedim.


Yanına gelmek ve seni çıkarmak istiyordum ama sen her seferinde tırnaklarını gösterdin bana. Burası çukur dedin bana, acılarla dolu olduğunu söyledin. Acıdın belki bana, belki beni kendinden kurtarmak istedin. Benim kaç tane çukurdan çıktığımı, yanına gelebilmek için kaç tane canavarla savaştığımı anlatmak istedim sana ama sustum. Çiçeklere, bulutlara, masallara inanmayı bırakmıştı oysa sen.


Sana o kadar yakın olup sana sarılamamak bitiyordu beni. Yanına gelmeyi denedim birkaç kez ama engel oldun bana. Düşersin dedin bana, yanında bir an bile kalksam yeter bana dedim. Ben yanına gelseydim daha da derine inecektin biliyordum. Bu yüzden gelemedim. Tırnaklarını gösterdin hep ama ben korkmuyordum. Senin yanın cenetti benim için ve aramızda uçurumlar vardı bedenlerimiz bu kadar yakınken.


Her gülümsediğin zaman daha fazla sevdim ben seni. O kadar güzel gülüyordun ki bana ben geçmişi unuttum. Sana bir kere daha sarılsam beni istediğin gibi öldürebilirdin ama yapmadın. Ellerin kendi kanına bulaşmıştı ve ben yaralarının bir çoğunu senin açtığını anladım. Kaybolmuştun sen aynı benim gibi. Tekrar ve tekrar düşüyordun aynı çukura ve ayağa kalkmak istemiyordun. Düşmeyi aşk sanıyordun sen. 


Ben hiçbir zaman gitmedim senden biliyor musun? Gidemedim, hep bekledim seni. Uzattığım elimi tutarsın diye bekledim. Binlerce yıldır beklediğim gibi bekledim seni. Canım yanıyordu, canım çok yanıyordu. En çok da hiçbir şey yapamamam yakıyordu canımı. Bir ateş kavuruyordu içimi, düşünceler zihnimin duvarlarına vurup duruyordu. Sana anlattığım hiçbir şeye inanmadın.


Anladım ki benden korkuyordun sen. Sen sevilmekten korkuyordun, bir insanın sana böyle yaklaşmasından korkuyordun. Geçmişinin seni ayaklarından prangaladığını o an fark ettim. Bağları çözmek ve seni özgürleştirmek istedim olmaz dedin. Seni çok uzaklara götürmek istedim olmaz dedin. Bana inandığını biliyordum ama so geçiremiyordun zihnine. Defalarca kez düştün gözlerimin önünde. Her damla gözyaşında canım çok acıdı, parçalandım ben.


Elimi uzattım ama sen tutmadın. Şiirler serdim yıllarına, bil istedim içimdeki aşkı. Sana göre sen çok çirkindin, kirliydin, parçalanmıştın. Gelen herkes giderdi bir süre sonra ve sende acılarla dolu geçmişine sarılmıştın ve ben senin yanında çaresizliğin anlamını öğrendim.


Bir anlığına gel dedin bana ve ben gözlerine daha yakından baktım. Gözlerinde yıldızlar vardı senin ve ben kaybolmustum orada. Hep orada kalmak istedim. Sana sarıldığım zaman tamamlandı ben. Dudaklarımız ilk kez birleştiği an bitmesin istedim. Sadece bir an boyunca cennete misafir oldum ben. Sadece bir an için bütün evren benimmiş gibi hissettim. Sonra kovdun beni tekrardan ama ben gitmedim.


Yüreğim avuçlarındaydı senin. İstersen beni o an öldürebilirdin ama yapmadın. Beni sorguladığını biliyordum. Ben gitmedim ama aradığım her şey sendeyken nereye gidebilirdim ben. Sen acı çekerken ben mutlu olabilir miydim? Bir yangın vardı ve yangının adı aşktı. İçinde sen varsın diye ben alevlere bıraktım kendimi. Alevler bedenimde dolaşırken sadece seni hayal ettim. Bir anlık mutluluk için ben feda ettim ömrümü.


Devamı gelecek...



0/Post a Comment/Comments