Geleceğin hatıraları 30. Bölüm yeni roman

 


Hepimiz kesik kahkahalar atıyorduk. Hala hareket edecek kadar güçlü hissetmiyorduk ama her geçen an kendimizi daha iyi hissettiğimiz bir gerçekti. O kadar garip bir an yaşamıştık ki en yakınında olduğunu düşündüklerin sana sırtını dönüyor bir anda. Gözümüzün döndüğü o an söylediklerinizin içinde mutlaka gerçeklik payı vardı. En azından az olsa düşünmüştük. Hepimiz birbirimizin içindeki kötüyü görmüştük ve bu konu hakkında konuşamayacak kadar utanıyorduk. Belki o sözleri hayatımız boyunca söylemeyecektik.


En iyi yaptığımız şeyi yapıp konuyu kapatıyoruz. Söylediklerimin tek kelimesini bile hak etmiyordu onlar. Ben onlara yaşattıklarımdan dolayı hak ediyor olabilirim ancak bunları düşünmenin zamanı değil. Kylana bana bakıyor ve gülümsüyor. Bakışları beni delip geçiyor. Galdor'un dogrulmaya çalıştığını görüyorum, Naserious ise derin düşünceler içinde. Ben paramparça zaten. Şaka bir yana hepimiz ölecektik ve bu şimdiye kadar yaptığımız en zor savaş olabilirdi.


Biraz daha zaman geçiyor ve toparlanmaya başlıyoruz. Ayağa kalkabileceğimden emin değilim zaten acelem yok. Toprak zeminde yatmak nedense iyi hissettiriyor bana. Kylana çok güzel bakıyor bana, elimi daha fazla sıkıyor. Sanki bir sonraki an fırsatı olmayacak gibi, sanki hiç bırakmayacakmış gibi. 


Birkaç an daha geçtikten sonra ayağa kalkıyorum ve Kylana'nın kalkmasına yardımcı oluyorum. Bu esnada diğerleri de zorlarak ayağa kalkıyor. Ayağa kalktığımızda tekrardan gülmeye başlıyoruz, kahkahalar atıyoruz peşi sıra. Hepimiz çok mutluyuz ve mutluluğumuzun gerçek sebebi birbirimizi kaybetmemiş olması. Geçmişte kalması gereken bir geçmiş yaşadık ve yaşananların tekrar gündeme gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. 


Pişmanlığın ne kadar kötü bir duygu olduğunu tekrardan hatırladım. Bu duygudan kurtulmamız gerekiyor başka türlü yolumuza devam etmemiz oldukça zor olacak farkındayım. Herkesin gözünde aynı pişmanlığı görebiliyorum. Umarım buradan çıktığımız zaman normale döner her şey.


- Hadi gidelim bu lanetli yerden.

- Biraz sabret be Galdor. Biraz dinlememiz gerekiyor.

- Yürürken dinlenirsiniz Naserious. Ben artık gitmek istiyorum.

- Galdor ileride nelerle karşılacağımızı bilmiyoruz. Plan yapsak güzel olur bence.

- Ne olur sende böyle mantıksızca konuşma Kylana. İleride başımıza her şey gelebilir hangi birine plan yapalım.

- Galdor'a bu konuda hak varıyorum ben. Hepimiz çok yorulduk ve derin yaralar aldık.


Birlikte odadan dışarıya çıkıyoruz. Galdor metal kapıyı hızlı bir bizimde açıyor. Odanın diğer tarafı oldukça parlak. Işığa alınmamız biraz zaman alıyor.oldukca büyük bir oda karşılıyor bizi. Odanın her yerinde raflar var ve raflarda belki on binlerce kitap. Neden bir kütüphaneye geldik ki biz?


- Hayda neden kütüphaneye geldik ki biz. Kitap mı okuyacağız?

- Evet, Lucian buralarda bir yerlerde "Süper kötü nasıl öldürülür?" isimli kitap  olması gerekir.

- Kylana şaka yapma lütfen sana hiç yakışmıyor böyle şakalar.

- Özür dilerim Galdor ben sadece ortama ayak uydurmak istemiştim. Senin seviyene inmeye pek alışamadım.

- illa ağzını burnunu kıracağım senin de. Her gelen bana çatıyor bu ne biçim iştir böyle.


Hepimizin kahkahaları duvarlarda yankılandı. Bu esnada odanın sol tarafında kitaplıkların arasından gri cübbeli birisinin bize doğru yürüdüğünü fark ettik. Gri cübbeli adam oldukça uzun boyluydu ve oldukça zayıftı. Yürüyüşünde bir asalet vardı onun ve nedense bir tehlike hissetmiyordum ki bu garip bir durumdu içinde bulunduğumuz şartları düşündüğümde.


Gri cübbeli adam bize doğru biraz daha yaklaştı bu esnada biz birbirimize bakıyorduk ve neler olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Adamın yüzünde hiçbir ifade yoktu. O an karşımızda duygulardan yoksun birisinin olduğunu düşündüm.


"Hoş gezdiniz." 


‐ Hoş bulduk efendim. Burası neresi araba?


Sözü Naserious'a bıraktık onunla iyi anlayacağını düşündüğümüz için

Bizim kendi aramızda bazen konuşmamıza gerek kalmazdı. Genellikle 

Çok konuşurduk,bolca gevezelik yapardık ama bazen susmayı tercih ederdik.


- Burası tarihin en büyük kütüphanesi. Şimdiye kadar yazılan ve yazılacak olan bütün kitaplar buradadır.

- Efendim neden buraya geldik?

- Onu en iyi siz biliyorsunuz. 

- Kolye alacaktık efendim biz buralarda mıdır acaba?

- Evet gelme nedeniniz bilmiyorum sizin kitabınızı defalarca okudum ve kolyeyi bulmak yeterli gelmeyecek bunu bilmeniz gerekiyor.

- Başka ne yapmamız gerekiyor bizim?

- Miğfer ve bir kalkan bulmanız gerekiyor bunlar kitabın sonunda yaşama şansınızı arttırmak için gerekli. Ancak bütün eşyaları bulsanız bile yeterli olmayacak. Bunu bilin istedim sizin yazılan bir romanı yeniden yazmanız gerekiyor ve bunu nasıl yapacağınızı bende bilmiyorum.

- Ben hiçbir şey anlamadım. Ne olur benim anlayabileceğim şekilde anlatabilir misiniz?

- Sen anlaman gerektiği kadarını anladın zaten Galdor.

- Bizden geleceği değiştirmemiz istiyorsunuz ama geleceği olasılıkları dışında bir şekilde değiştirmemiz gerekiyor. Bizim de o değişikliği nasil yapmamız gerektiğini bulmamız gerekiyor.

- Çok haklısın Naserious senin zeki bir insan olduğunu bilmiyordum şaşırtmasın beni.

- Teşekkür ederim efendim. Adınızı öğrenebilir miyiz?

- Elbette Naserious benim adım kütüphaneci. Genelde bu şekilde çağırırlar beni.

- Memnun olduk efendim neden buraya gelmek bu kadar zordu.

- Bilgiye ulaşmak hiçbir zaman kolay olmamıştır Kylana ve siz bütün bilgilerin toplandığı bir yerdesiniz. Buraya gelebildiğinize göre yeteri kadar zor değilmiş demektir. Unutmayın bir zorluğun üstesinden gelirseniz o zor değildir artık.

- Evet biliyoruz bunu sonra daha büyük bir zorlukla karşılaşırız ve böyle devam eder.

- Çok acelecisin Lucian. Bu acelen yüzünden hep kaybediyorsun. Karar vermeden once düşünmen gerekiyor senin. 

- Özür dilerim efendim. Bize yardımcı olacak mısınız?

- Evet, olacağım ancak hala sormanız gereken sorular var sizin.

- Kitabımızı okuyabilir miyiz?

- Tam senden beklenen bir soru oldu Galdor. Hayır, okuyamazsınız elbette. Unutmayın siz sona gelmeden kitabınız bitmeyecek.

- Efendim başarılı olacak mıyız?

- Hayır, Lucian başarısız olacaksınız eğer başka bir yol bulamazsınız. Sonuç diğer romanlarda ki gibi olacak.

- Miğfer ve kalkanı nerede bulacağız?

- Merak etmeyin yol sizi onlara götürecek. Kolyeyi almanıza izin vereceğim. Unutmayın bu sizin romanının ve onu siz yazacaksınız. Başka bir sorunuz yoksa kolyeyi sol taraftaki kapının arkasında bulacaksınız. Umarım yolculuğunuz başarı ile sonuçlanır. Hoşça kalın.


Kütüphaneci cümlesini bitirdiği zaman bir anda ortadan kayboldu. Biz ise birbirimize bakmaya başladık şaşkın bir şekilde. Kapıdan geçtiğimiz zaman küçük bir oda gördük ve odanın içinde sadece ahşap bir masa ile masanın üzerinde duran bir kutu vardı. Kutuyu açtığım zaman içinde gümüş renkli ejderha şeklinde bir kolye gördük. Kolyeyi havaya kaldırdım ve boynumdan geçirdim.


- Hadi gidelim buradan.

- kesinlikle giderim. Bu ne arkadaş önüne gelen laf sokuyor bana.

0/Post a Comment/Comments