Geleceğin hatıraları 25. Bölüm yeni roman

 


Naserious'a doğru bakıyorum önce ve sonra kafamı yukarıya kaldırıyorum. Ne demek istediğimi hemen anlıyor ve kısa bir süre sonra kendimi yerden yükselirken buluyorum. Beni havada gören komedyen iskelet oldukça şaşırıyor. Göğüs kafesine yaklaştığım zaman kalbinin bir zamanlar olması gereken yere saldırmaya başlıyorum. Bir ölü de olsa insanın en zayıf yeri kalbidir ve orasını daha savunmasız olduğunu düşünüyorum.


Galdor sürekli yer değiştirerek saldırmaya devam ediyor aynı şekilde Kylana da sürekli farklı yerlerden saldırıyor. Naserious'un asasından renkli oklar aralıksız bir şekilde çıkıyor. İskelet ne yapacağını bilemez bir şekilde etrafa saldırıyor ve kendini savunmaya çalışıyor. İşte bunu çok seviyorum aramızda muhteşem bir uyum var. Biz kesinlikle harika bir ekibiz her ne kadar birbirimizi yeni tanıyor olsak da her hamlemiz diğerlerini hesaba katılarak yapılıyor ve her birimiz ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz.


- Hayvan Galdor insan hiç öyle vurur mu? Az kalsın kemiğimi kıracaktın.

- Bi sus be iskelet. Savaşmayı sen istedin sonuçlara katlanacaksın.

- Komedyen iskelet senin canın acıyor mu ölmemiş miydin sen?

- Öldük diye de bizi hissetmiyor sanıyorsun galiba Lucian. Sen ne ara bu kadar duygusuz oldun? 

- Hayat bize bunu öğretti diyelim. Gel güzel bir kahve içelim diyorum sen hep savaşma derdindesin daha ne yapalım.

- Kaç yıldır kahve de içemiyorum. Off canım nasıl da çekti. Keşke içebilsem güzel olurdu.

- Ne değişecek ki yine bize saldıracaksın.

- Sende haklısın Naserious. Boş ver zaten kahve kalbe zararlı diyorlar.

- Lan manyak senin kalbin mi var?

- Öldük diye sen bizi kalpsiz mi sandın Galdor. Valla çok kırıldım.


Naserious bana uzaklaşmamı söyleyen bir bakış atıyor ve iskeletin kafasına saldırmaya başlıyorum. Naserious'un asasından bir ateş topu çıkıyor ve kaburga kemiklerinin arasından geçip içeride patlıyor. İskelet bu patlamanın karşısında acı bir çığlık atıyor. İskeletin kaburgalarından alevler yükselirken ben onun boynuna saldırıyorum.


Bir an için Kylana ile göz göze geliyoruz. Bana bakıp gülümsüyor, gülümsemesi çok güzel. Bana bakıp göz kırpıyor ve bir an için nerede olduğumu şaşırıyorum. Ben ne yapıyorum diye soruyorum kendime. Sadece bir an kadar sürüyor bu kafa karışıklığı sonra saldırmaya devam ediyorum. Kylana neden benim zihnimde bu kadar büyük bir etkiye sahip. Bir ara çözmem gereken bir konu olarak listeye alıyorum bunu. 


Ben iskeletin kafa tasına saldırırken Naserious bir büyü yapmaya başlıyor. Kylana ve ben iskelete farklı yerlerden saldırmaya devam ediyoruz. İskelet her ne kadar bizi yakalamaya çalışsada bir türlü başarılı olamıyor. Naserious bir kaç an sonra büyüyü bitiriyor ve Galdor büyümeye başlıyor. Birkaç an sonra Galdor'un boyu neredeyse iskelet ile aynı oluyor. 


Galdor baltasını iskeletin kılıç tutan eline vuruyor ve kılıç büyük bir gürültü ile yere düşüyor. İskelet Galdor'a vurmaya çalışıyor ve Galdor yumruğunu engelliyor. Daha sonra baltasının tersi ile kaburgalarına saldırıyor ve kemiklerden ilk çatırdama sesi geliyor. 


- Sizin yaptığınız resmen hile. Bacak kadar Galdor'un sen. Oyun bozansınız siz. 

- Seni de kendi boyuma indiririm merak etme bayat komedyen. 

- Galdor çok ağır konuştun valla bu lafın altında kalacağıma.. 

- Ben yaşlı birisiyim. Espirilerimi beğenmiyorsanız geldiğiniz yere gidersiniz. 

- Yol ver diyoruz dinlemiyorsun. Sen yeteğini kaybetmişsin iskelet bey. Bence bırak bu işleri. 

- Yeter ya çok ağır konuşuyorsunuz. Kalbimi çok kırdınız sizi affetmeyeceğim asla. 


Bir anda Galdor iskelete doğru kafa atıyor ben "Dur yapma!" deme fırsatını bulmadan. İskelet iyice sersemliyor kafa darbesi ile bu fırsattan istifadan Galdor ellerini kaburga kemiklerinin arasına sokuyor ve iki yana doğru çekmeye başlıyor. Ben ve Kylana ise boyun kemiklerinin arasına silahlarımızı sokuyoruz. İskelet çok yüksek sesli bir acı çığlığı atıyor. 


Kaburgalarından kırılma sesleri gelmeye devam ederken iskelet zoraki bir şekilde konuşmaya başlıyor. 


- Yeter artık! Dayanamıyorum daha fazla hayvan herif kaburgalarımı kıracak. 

- Galdor pis bir şekilde gülümsüyor. Bu gülümsemeyi çok iyi biliyorum ve bu onun çok sinirli olduğu anlamına gelir. Aklı olan onun bu halinden arkasına bakmadan kaçar.

- Yeter artık pes ediyorum geçmeniz izin veriyorum. Yalvarırım Galdor yeter artık. 

- Yine durduk yere dayak yedin. Yok arkadaş senin akıllanman için önce dayak yemen lazım. Galdor bu kadar yeterli hadi gel devam edelim. 

- Bu essek yine saldırırsa bize. 

- Merak etme onun sözüne güvenirim ben. Yine saldırırsa işini bitiririz. 

- Çok teşekkür ederim. Artık ne arıyorsanız içeride bir yerlerde ama dikkatli olun. Nelerle karşılaşacağınızı bilmiyorum ama zor olacak. 

- O değilde ben bu boyla nasıl devam edeceğim yoluma. 

- Merak etme birazdan normale dönersin Galdor. 

- Aslında size yüksek bakmak güzeldi Naserious. 

- Egonu sevsinler senin. İskelet Galdor normale dönene kadar bekleyebilir miyiz burada. 

- Kendi eviniz gibi hareket edin siz. Çay, kahve bir şey içer misiniz? 

- Teşekkür ederiz çok naziksiniz iskelet bey bir dahaki sefere diyelim. Bu arada sakın bir daha karşılaşırsak bize engel olmaya çalışma. 

- Ben dersimi aldım kalın kafam biraz zor anlıyor Malesef. 

0/Post a Comment/Comments