Karşımızda duran herkesin gözünde korkuyu ve şaşkınlığı çok net görebiliyorum. Belli ki şu anda plan yapıyorlar ancak yaptıkları tüm planlar boşa çıkacak ve derinliklerinde bunu hissediyorlar. Bir anlık şaşkınlığını ardından harekete geçiyorlar. Kaçsanıza! İkimizde sizi öldürmeye meraklı değiliz veya af dileyin ancak o yüksek egonuz buna izin vermez biliyorum. Siz başkalarının varlığı ile kendinizi güçlü hissediyorsunuz.
Adamlardan birisi bana doğru kılıcını savuruyor. Hamlesi amaçsız ve hedefsiz. Amacı olmayan bir insan asla başarılı olamaz bunu bilmiyor Malesef. Kılıcım ile onun kılıcı çarpışıyor ve onu sertce geriye doğru itiyorum ve o anda kendi kılıcımı kısa bir yay biçiminde savuruyorum. Kılıcım adamın zırhını geçerek derisine kadar uzanıyor ve derisini parçalayarak ilerliyor.
Galdor ise baltasını ileriye doğru fırlatıyor ve baltası karşısındaki adamın kafasına saplanıyor. Kendisine o kadar güveniyor ki bir savaşta silahsız kalmayı göze alıyor. Bu onun için sorun değil biliyorum bir sonraki adamı yumruklarıyla öldürecek bunu da çok iyi biliyorum.
Bana doğru gelen kılıçtan sola doğru zıplayarak kaçıyorum ve kendi kılıcımı rakibimin kalbine saplıyorum. Kalbine kadar bütün kemikleri kırarak ilerliyor kılıcım. Sonra daha hızlı bir ölüm olsun diye hafifçe yana çevirerek kılıcımı çekiyorum. Adam sert bir biçimde yere düşüyor ve ben bir sonraki rakibine dönüyorum.
Galdor ise o iri cüssesiyle ona doğru gelen kılıç hamelelerinden kolaylıkla kaçıyor ve boşluk buldugu anda adamın kılıç tutan kolunu yakalıyor ve bir an sonra kolunu çevirerek kırıyor. Sonra yüzüne yumruk atmaya başlıyor. Adamın çığlıklarından üzülmüş olmalı ki onu öldürmüyor adam küfür etmeye başlayana kadar ve o küfür ettiği an boynunu kırıyor.
Hızlı adımlarla yaşlı çifte ve onun yanındaki iki kişiye doğru gidiyoruz. Galdor tekrar onları bırakmalarını söylüyor ama onu dinlemiyorlar ve ona saldırmaya çalışıyorlar. Galdor'un baltasının ne kadar ölümcül olduğunu bilmiyorlar ne yazık ki. Bir kaç hamle sonunda ikisi de cansız bir şekilde yerde yatıyor ve Galdor yaşlı çifte dönüp nasıl olduklarını soruyor.
Bir an kadar önceki sert ve ölümcül Galdor gitmiş ve onun yerine iyi niyetli, sevecen bir adam gelmiş gibi sanki. Yaşlı çift bir at arabası ile sebze yaşıyorlardı. Neyseki durumları iyi sadece biraz korkmuşlar. Korkuyu unutacaklar elbette ama bu dersi unutamayacaklar. Defalarca kez bize teşekkür ediyorlar. Sanki buzullarla kaplı olan için bir anda ısınıyor. Onların yüzündeki gülümseme her şeye değer diyorum içimden. Bize yardımcımız için para vermeyi teklif ediyorlar Galdor ise bunu reddediyor sert bir biçimde. Onun hiçbir zaman para ile işi olmadığını bilmiyorlar. Galdor yaşamı herkes için daha iyi hale getirmek istiyor sadece. Galdor'la birbirimize benziyoruz aslında biz. Bende tüm romanlar boyunca aynı şeyi istedim ama hep kandırıldım. Bu sefer çok farklı olacak ama.
Yaşlı çift uzaklaştıktan sonra Galdor bana dönüp "Haydi gidip şunların işini bitirelim diyor." Çok korkusuz kesinlikle, muhteşem bir insan. Keşke bende ondan bazı dersleri alsaydım ama onu yeni tanıdığımı hissediyorum. Galdor çok hassas birisi, dışarıya gösterdiği o sert kabuğunun altında yavru bir kedi gibi. Galdor mücadele insanı resmen. Zor bir hayatı olmuş ve bu hayatı onu bu hale getirmiş.
Yaşlı ağaçların arasında ilerlemeye devam ediyoruz. Çete ile yakın zamanda karşılaşacağımızdan çok eminim. Galdor kısık sesle bir şarkı söylüyor neşeli bir biçimde. Keşke ondaki neşenin yüzde biri bende olsaydı diye düşünüyorum. Yüzünde hayran bırakacak bir gülümseme var ve gözlerinde şimdiye kadar yaptığı bütün savaşların izleri duruyor.
Yürümeye devam ediyoruz ve yürüdükçe Galdor'un yüzündeki mutluluğun öfkeye döndüğüne tanıklık ediyorum. Ve neden bu kadar öfkeli olduğunu soruyorum ona.
- Bu adamlar yakın zamanda çöktü buraya. Şehirler arasında geçiş yolu burası ve herkesten haraç kesmeye başladılar. Daha önce de konuştum onlarla, uyardım ama dinlemediler tabi. Bende onları rahatsız etmeye başladım. Eninde sonunda onlarla karşı karşıya gelecektim.
- Hiç değişmeyeceksin değil mi Galdor? Her zaman gaddarlara karşı olacaksın sen?
- Ne yapsaydım ki? Ne güzel bir hayatımız vardı burada ama geldiler ve her şeyi bozdular. İnsanları dövdüler, paralarını, mallarını çaldılar. Buna izin veremem ki asla olmaz.
- Evet, sen asla masum bir insanın gözyaşını görmeye dayanamazsın. Sonra onların ağızlarını burunlarını kırarsın.
- Ne de güzel özetledin beni. Harbiden biz seninle kesinlikle tanışıyoruz ve sen beni çok iyi tanıyorsun.
- Galdor ben seni herkesten daha iyi tanıyorum. En zor zamanlarımda hep yanımdaydın benim sadece kendi derdime o kadar düştüm ki sana yeteri kadar önem veremedim. Özür dilerim bunun için.
- Bak Lucian ben başka hayat falan bilmem, anlamam ama bu hayatta bana bir şey yapmadın. Başka bir hayatım varsa ve biz tanışıyorsak o hayatta bana bilerek zarar verdiğine inanmam. Biz seninle yoldaş olduk şimdi ve yolun yolumdur, davan davamdır artık.
- Teşekkür ederim Galdor. Sen olmadan ben başaramam zaten.
Galdor sen neden hep bu kadar iyi niyetlisin. Kendi mutluluğunu değil başkalarının mutluluğunu önemsiyorsun ve bu hayatın kurallarından yasaklanmış bir davranış. Bu kadar iyi olma hayat çok kötü ve çok acımasız. Bu sefer değiştireceğiz ama bu döngüyü kıracağız. Biraz daha sabret çok az kaldı.