Geleceğin hatıraları 5. Bölüm yeni roman

 


Galdor'un gözlerindeki bu umuda hayranım ben. Zaman, mekan, her şey değişiyor ama o yine de aynı kalıyor. Muhteşem değil mi ondaki bu yasama heyecanı? Hangi kitapta olursak olalım o hep aynı ve hep benzer acılar çekiyor. Bu sefer daha yalnız gördüm, yalnızlığın ağırlığı omuzlarına çökmüş. Büyük ihtimalle benim gibi tek başına yaşıyor ve dostu yok. O kesinlikle bir insanın sahip olabileceği en iyi dostlardan birisi.


- Senin bir ismin var mı yabancı yoksa sana kendim lakaplar verebilirim istersen.

- Gerek yok Galdor bana Lucian diyebilirsin.

- Ben kesin tanıyorum seni bu isim tanıdık geliyor bana ama çıkaramıyorum bir türlü.

- Önemli değil be dost buraya size yardım etmeye geldim.

- Biz mi ben tek başımayım tanımadığım arkadaşlarım mi var benim.

- Evet, var Galdor Naserious ve Kylana'yı da bulmalıyız. Onları bulduğumuz zaman tamamlanacağız.

- O isimler de tanıdık geldi bana. Siz kimsiniz çete falan mısınız? İşin kötü tarafı tüm isimler tanıdık geliyor bana.

- yok çete değiliz biz. Buraya arkadaşlarımı bulmaya geldim ve üzücü olan ne biliyor musun hepiniz farklı yerlerdesiniz. Bütün kötülükleri yenmek için yola çıktım ben ve bu roman mutlu bir sonla bitecek.

- Güzel konuşuyorsun Lucian nedense güveniyorum sana. Temiz bir çocuğa benziyorsun sen. Diğerleri de öyle olur umarım. Onları nasıl bulacağız peki. Afiş falan asalım en iyisi.


Daha yeni tanımama rağmen nasıl da güvendi bana. Bazen öyle olur ve hiç tanımadığımız birisini sanki yıllardır tanıyormuş gibi hissederiz. Bu güzel bir duygudur sanırım. Galdor ne kadar harika, bütün dünyayı karşısına alabilir ve gülümsemeye devam edebilir.


- Bu pusula gideceğimiz yerleri gösteriyor bize. Sakın gideceğimiz yer ile aramızdaki mesafeyi sorma onu bende bilmiyorum. Seni de pusulayı takip ederek buldum.

- Bilinmeyenlerle dolu bir yolculuk en sevdiğim. Şimdi şöyle bana diğer evrenlerde falan nasılım ben? Mutlu olabiliyor muyum?

- Sana yalan söyleyemem Galdor. Sen harikasın, muhteşem bir dostsun ama diğer hayatlarında hep mutsuz, acılar içinde ölüyorsun. Bende bunu değiştirmek istiyorum. Hepimiz çok mutlu olması lazım.

- Mutluluk önemli tabi ama ben bira da istiyorum. Kahve de olsun yanında, bir de birilerinin ağzını burnunu da kıralım maksat idman yapmış olalım.

- Merak etme karşımıza çıkan bütün kötülükleri bir güzel döveceğiz. Sana söz veriyorum sen benden daha fazla kötü adam döveceksin. Bu arada kavga ettiğimiz adamlar kimdi?

- Onlar önemsiz kendilerine çete mi diyorlarmış. Büyük ihtimalle peşimize düşeceklerdir küçük, önemsiz detaylar bunlar.

- Sen gidip çete üyelerine mi sataştın. Gerçekten hiç değişmiyorsun sen

- Onlar bana sataştı bir kere, kendilerini bir şey sanıyorlar ama hepsi bir adam etmiyor. Hallederiz onları sorun olmaz.


Kesinlikle hiç değişmemiş hala hiçbir şeyden korkmuyor. Kendine güveniyor ama başka bir şeyler var. Hayatta hiçbir şeye değer vermiyor. Büyük ihtimalle hep kaybetti o ve sonra da umursamaz oldu. Onun hayatındaki bütün acıları almak isterdim. Çok güçlü o, hayran olmamı gerektirecek kadar güçlü.


- Merak etme Galdor biz bir araya gelmeyince kimse bize engel olamaz. Herkesle mücadele ederiz. Buradan dönelim sanırım pusula bizi köyün dışısına götürüyor.

- Güzel o çete ile de karşılaşırız ve onlarla güzelce konuşuruz. Belki kötülük yapmayı bırakırlar.

- İkimizde bunun olmayacağını biliyoruz ama yine de şansımızı deneyelim. Kaç kişiler bu arada?

- Birkaç on kişi olabilirler ama bana sorarsan hepsini toplasan bir kişi etmez onlar.

- Sen on binlere kafa tutmuş birisin elbette sorun olmaz Galdor.

- Harbiden mi? On binlere mi kafa tuttum ben?

- Elbette hatta bir romanda ordunun gözü pek komutanıydın sen.

- Harikaymış hep bir ordum olmasını isterdim. İnsan bazen tek başına savaşmak sıkılıyor.

- Merak etme Galdor seni asla yalnız bırakmayacağım.

- Bunu da herkes söylüyor ama sana inanıyorum. Umarım sende herkes gibi çıkmazsın.

- Eğer onlar gibi olursam ne olur ağzımı burnumu bir güzel kır.

- Anlaştık. Köyden uzaklaştığımıza göre buralarda bir yerlerde olmaları gerekir onların. Yol kesip haraç topluyorlardır.

- Daha güzel, biraz eğlenmek bizim de hakkımız.


Hala hiçbir şeyden korkmuyor ve ölüme yürüyecek kadar manyak. Muhteşem birisi kesinlikle. Ben galiba ona hayran oluyorum. Kılıcım imza atmasını mı istesem ne yapsam bilemedim ki. O yanımda olduğu sürece kimseden korkmam ben hele diğer dostlarımı da bulduğum zaman dünyayı yerinden oynatabiliriz.


- Şarkı söyleyebiliyor musun Lucian.

- Kesinlikle yapamam Galdor. Nereden çıktı şimdi.

- Birden neşeli hissettim ve keşke birisi şarkı söylese dedim.

- Yolun devamında şarkı söyleyen birisini bulursak onu da yanımıza alırız.

- Önemli değil be Lucian benimkisi bir anlık heves geçti bile. 

- O zaman devam edelim yolumuza. 

- Bir de bira alalım kayvan herif yarısını döktü. 

- Alırız be Galdor, tek derdin o olsun. 

- Ben bira içmeyince biraz asabi oluyorum ondan söyledim yanlış anlama lütfen. 

- Onu da biliyorum merak etme. Sana içmeyi yasaklamıştı doktorun ve bayağı sinirliydin

- Yuh artık, bu nasıl terbiyesizlik böyle. Onun ağzını burnunu kırarım ben. 

- Onu da yapmıştın zaten bosver şu anda istediğini yapabilirsin. 

- Yolumuza bakalım ve şu çete ile medeni bir şekilde konuşalım. 

- Hepsini döveceğiz değil mi işte en sevdiğim durum benim. 


Hiç değişmiyor, bazı insanlar yıllar sonra bile aynı kalır derler. Galdor romanlar sonra bile aynı kalıyor. Sebeplerini bilmiyorum ama kimseye göstermediği bir tarafı var onun ve ben şimdi görebiliyorum. Bütün eski hayatlarımda ne kadar da körmüşüm ben. İnsanın etrafındakileri anlaması gerekir yoksa insanlığın hiçbir anlamı kalmıyor. Seni görüyorum ve hissediyorum Galdor. Bu sefer tüm hatalarımı düzelteceğim merak etme. Güvenini kötüye kullanmayacağım.


Biraz daha ilerledikten sonra ileride gürültüler gelmeye başlıyor. Tartışma sesi gibi, birileri yüksek sesle konuşuyor. Sesleri duyduktan sonra Galdor ile bakışıyoruz ve silahlarımızı çekip koşmaya başlıyoruz. Çetenin ileride olduğunu ikimizde biliyoruz ve koştuğumuz süre boyunca içimde adrenalin seviyesi artıyor.


Kısa bir süre sonra çetenin adamlarının yaşlı bir çifti çevrelediklerini görüyoruz. Yaşlı çifti tartaklorlar ve Galdor'un yüzüne sinirli ifadesi yerleşiyor. Galdor her şeye evet diyebilir belki ama bir masumun zarar görmesine dayanamaz. Bunu çok iyi biliyorum ve Galdor yüksek sesle haykırıyor "Onları rahat bırakın. Sizin işiniz bizimle."


Galdor'un kalın sesi etrafı inlettikten sonra bize doğru dönüyorlar. Hepsinin yüzüne bir şaşkınlık ifadesi yerleşiyor. Ne olacaklarını bilmiyorlar çok yazık. 4 kişi yüzlerinde aptal bir sırıtış ile bize doğru yürümeye başlıyor. Diğerleri ise yaşlı çifti yere oturtup arkadaşlarını izliyor.


Galdor güçlü bir savaş narası attığı sırada ona doğru gelen bir kılıç hamlesini baltası ile karşıladı ve baltasını çok güçlü bir şekilde rakibinin boynuna doğru savurdu. Balta hiçbir engelle karşılaşmadan rakibinin boynunu ikiye böldü. Parçalanan boynundan kan dışarıya doğru fışkırırken kesilen kafa yere düşüp yerde yuvarlanmaya başladı. Artık bizi daha fazla ciddiye almaları gerekecekti. 

0/Post a Comment/Comments