Geleceğin hatıraları 12. Bölüm yeni roman

 


Ben neyi öğrendim biliyor musun? İnsan hep eksik, yanında dostları, sevdiği insanlar olmadan insan yok olmaya mahkum. Düşünsene tek başına olduğunu, tek başına kaldığını. Ne gelen var ne de giden. Ben yalnızlığın kimsenin hayatımda kalmaması sanırdım ama yalnızlık aslında kimsenin gelmrmesiydi. O kadar ince bir çizgi bu kimse gelmezse sana senin onlara gitmen hiçbir işe yaramaz. Sadece yalnızlığın giderek büyür kocaman olur. Soluduğun hava olur yalnızlık, içtiğin su olur sonraki aşamada kendini de kaybediyorsun.


Ben kaybettim kendimi. Esen rüzgarlarda savruldum hep. Hayal'ime ulaşmak için çıktığım yollar beni yok okusa sürükledi. Şimdi kendimi bulmaya gidiyorum sonra Hayal'imi bulacağım. Bu kadar yalnızlık bir insan için çok fazla. Sende kendini bulmalısın ilk olarak kendini bulamazsan aradığını bulma şansın yok. Bize çok üzülüyorum ben çaktırmasam da üzülüyorum. Merak etme ama bu yolun sonu mutluluğa varacak. Sadece kendine inan.


Yine uzaklara daldım ben bunu çok sık yapmaya başladım farkındayım. Yürüdüğüm hiçbir yolun sonu yokmuş gibi geliyor bazen. Sanki ben aynı hataları tekrar ve tekrar yapmak zorundayım ve bunu artık istemiyorum. Ben kaybolmak istemiyorum daha fazla. Ben kaybolursam beni kimse bulamaz. İçimdeki boşluk hiçbir zaman dolmaz sonra. Beğenmedim yeni bir son yazmak gerekli. Kaybettiklerimi kazanmak istiyorum artık.


Ben kendi içimde bitmez tükenmez sohbetlere daldığım sırada Galdor'un konuşmak istediğini hissediyorum. Sessizlik ona göre değil hiç o hareket insanı. Naserious ise hala derin düşünceler içinde hareketlerinden anlayabiliyorum bunu. Kafasında sorular var ve o soruların cevap bulması lazım.


- Galdor çok sessiz gördüm seni?

- Ben mi sessizim ulan olum bile sizden daha gürültülü resmen.

- Galdor sen ölümün sesini nereden biliyorsun?

- Cok kere öldüm ben Naserious. Bana böyle sorularla gelmeyin ne olur. Üzerim sizi!

- Tamam Galdor kızma hemen bize. Sadece neşelenmeye çalışıyoruz.

- Tamam neşelenin ama gidin uzakta oynayın.

- Bu arada ilk fıçıyı yakında bitireceksin Galdor.

- Siz böyle saçma sapan konuşursanız bitiririm tabi. Bu arada siz neden bir şey almadınız köyden?

- Ben içmiyorum Galdor. Düşünmeni engelliyor benim.

- Benim de şu anda içmek önem sıralamam da bayağı gerilerde. İşlerimizi halledelim elbette beraber yaparız bir şeyler.

- Senin sorunun ne biliyor musun Lucian sen hep erteliyirsun. Sanki yarın ne olacağını biliyormuş gibi davranıyorsun ama bildiklerin hiçbir işe yaramıyor senin. Belki öleceksin bu anı güzel geçirmek gerekir.

- O kadar da haklısın ki Galdor. Düzeltmeye çalışıyorum kendimi.


Galdor o kadar haklı ki daha beni yeni tanımasına rağmen hemen anladı. Sanki alnımda yazıyordu hayatım ve bir anda okudu beni. Güya gizemli birisiyim sırlarla doluyum. Kendimi kandırıyorum bende herkes gibiyim aslında. Neden kendimi o kadar özel zannediyorsam artık. Yine kendi iç seslerin harekete geçti onları susturmalıyım.


- Naserious bize katılmayı çok kolay kabul ettin. Sebebini merak ettim.

- Bana bir romanın içinde olduğumuzu söyledin. Düşünüyordum zaten bu konuyu ama emin olamıyordum. Sonra seni tanıyordum ama nasıl olduğunu bilmiyordum. Bende cevapları öğrenmek için geldim sizinle. Tabi bir de canım sıkılıyordu.

- Yok arkadaş roman falan. Hangi manyak bizim hayatımızı yazar. Kesin onun ciddi psikolojik sorunları vardır. Eğer onu bulursam ağzını burnunu kıracağım.

- Elbet onu da buluruz be Galdor. Önemi yok eğer bir romansa hayatımız onu mutlu sonla bitirmek gerekir.

- Lucian bir şey soracağım sana beni bulduğun zaman bir ormandaydık sonra Cole düştük Naserious'un yanına. Nasıl oluyor bu.

- Cevabı çok basit Galdor ikinizi de farklı romanlarda buldum. O yüzden mekan, zaman değişti.

- Yani bizi kendi romanlarımızdan alıp kendi romanına dahil ettin Lucian.

- Aslında bizim hep yanyana olmamız gerekiyor. Bizim kaderimiz bir yazılmış ama nedense bu romanda siz yoktunuz bende buldum sizi.

- Tam tahmin ettiğim gibi Lucian. Biz romanların kesişim noktasındayız. Yani buradan diğer romanlara geçebilmek mümkün. Onlarca roman boyunca biz hep başarısız oluyoruz ve tek bir tane mutlu sonla biten roman var ve biz onu yazmaya gidiyoruz.

- Naserious senin zekana hayranım ben. Hemen anladın her şeyi hatta benden daha iyi anladın.

- Ne diyorsunuz siz ya hiçbir şey anlamıyorum ben. Yok roman varmış sonra başkası sonra bir tanesi mutluymuş falan. Ben bu yazarı çok fena döveceğim.


Nasıl oldu bilmiyorum ama Naserious her şeyin farkında. Daha çok yeni tanıştık onunla ama o her şeyi biliyor. Kitap gibi okuyor bizi. Ciddi anlamda onun zekasına hayranım ben. Bu çok farklı bir duygu o hep beni en iyi anladı ve o kadar değer verdi ki yanlış olduğunu bilmesine rağmen benim için peşimden geldi hep. O gerçek bir dost ve onun mutlu olmasını sağlayacağım. Sende şahit ol, bütün bir düzeni değiştireceğim ve artık iyiler kazanacak.


- Anlaşıldı senin kavga edesin Galdor ama biraz daha sabret elbet bize engel olmaya çalışacak birileri karşımıza çıkacaktır. 

- Ben öyle bir insan mıyım Lucian sadece hareket istiyorum. Ben alışık değilim bu sakinliğe. Garip bir şekilde sizin yanınızda huzurlu hissediyorum. 

- Biz de aynı şekilde hissediyoruz Galdor ve bu çok yeni bir duygu benim için. 

- Lucian'a minnettarım Naserious ama ben hareket istiyorum. Huzura daha alışamadım, ne yapayım gibip ağaçlara mı saldırmayım? 

- Bence yapma Galdor. Ağaçlar seni döverse çok gülerim ban. 

- Yapmam zaten ama canım çok sıkı lirsa seni döverim Lucian. Herkes mutlu olur ne güzel işte. 

- Tamam, anlaştık Galdor kimseyi bulamazsan beni döversin. Bende güzel bir dayak yemiş olurum. 

- Kıyamam ben sana Lucian en fazla birkaç kemiğini kırarım. Bence gerek yok. 

0/Post a Comment/Comments