Buluttaki şehir 92. Bölüm yeni roman

 



Lucian cümlesini bitirdiği zaman Galdor ona doğru bir hamle yaptı. Baltasını geniş bir biçimde savurdu. Amacı öldürmek değildi aslında sadece Lucian'ın vaz geçmesini istiyordu. Lucian hafifçe yana doğru zıplayarak Galdor'un hamlesinden kaçtı ve kılıcını sert bir kareketle çaprazda doğru savurdu.


Hemen ardından hamle sırası Kylana'ya geçmişti ve Lucian onun sırtına doğru yaptığı hamleden de kaçındı. Naserious'un asasından çıkan mavi renkli oku da kılıcıyla kesti.


- Gördüğüm kadarıyla yavaslamışsınız.

- Önce biraz ısınalım istedik Lucian hemen havalara girme.


Galdor bu sefer daha vahşi bir şekilde saldırdı. Geniş bir yay çizerek savurduğu baltası Lucian'ın kılıcı ile çarpıştı. İki metalin şiddetli çarpışmasının sonucunda yüksek sesli bir ses yankılandı. Lucian bu hamleyi biliyormuşçasına kılıcını ileriye doğru sapladı ve kılıç Galdor'un balta tutan koluna ufak bir çizik attı.


- Beni bu şekilde durduracağınızı sandığınız düşünmüyorum. Siz bu şekilde bir fareyi bile öldüremezsiniz.

- Sana biraz avans vermek istedik diyelim.

- iyi bari bende sıkılmaya başlamıştım.


Galdor tekrardan hamle yaptı ve Lucian geriye doğru çekildi. Üstünden geçen yıldırımdan kaçmak için yere doğru eğildi ve Kylana'nin hançerinden uzaklaşmak için yana doğru takla attı. Ayağa kalktığı zaman Galdor'un bacağına doğru saldırdı ve sağ baldırına geniş bir kesik attı.


- Boşuna uğraşma Lucian bize karşı hiçbir şansın yok.

- Galdor bu savaşın sonucunu hepiniz biliyorsunuz. Boşuna uğraşıyorsunuz siz.


Galdor biraz tökezlese de tekrardan saldırdı ancak bu Lucian için kaçması kolay bir hamleydi. Naserious'un büyüsünü kılıcı ile durdurdu. Etrafta renk ışıklar ucurken havada uçan Kylana'yı yakaladı ve ileriye doğru fırlattı. Kylana bir süre boyunca havada uçarken Lucian ileriye doğru atıldı ve kılıcını kazası ile Naserious'un burnuna vurdu. Kırılan kemik sesi tabkulandigi sırada Naserious'un burnundan kan boşaltmaya başladı.


- En çok da senin ihanetin canımı yaktı. Sana ben kardeşim diyordun ama sağ olasın bana kimseye güvenmemem gerektiğini tekrardan öğrettin.

- Lucian sen kendinde değilsin, tanıdığımız sen asla değilsin. Sana yalvarırım vaz geç.

- Hayır, Naserious beni daha fazla kandırmanıza izin veremem. Bu yüzden ilk sen öleceksin.


Naserious burnunu tutarak one doğru egildigi sırada Lucian çok hızlı bir şekilde kılıcını onun karnına doğru soktu. Diğerlerinin şaşkın bakışları arasında Naserious öne doğru devrildi.


- Şimdi sırada kim var bana ihanetinizin bedelini hepiniz ödeyeceksiniz. Siz çocuklar sakın kıpırdamayın sizi de öldürmek istemiyorum.

- Şerefsiz arkadaşını öldürdün bunun bedelini ödeyeceksin. Ölümün yavaş ve bol ağrılı olacak.

- Hala boş tehditler savuruyorsun Galdor ne kadar çaresizsiniz böyle.

- Lucian seni durduracağız evreni yok etmene asla izin veremeyiz.

- Senden hoşlanır gibi olmuştum Kylana. Gerçekten yıllardır hissetmediğim duyguları seninle hissettiğimi sandım ama duygular da sizin kadar yalancı. Hepinizi yok edeceğim.

- Ne kadar salaksın sen Lucian. Kendine ihanet eden aslında sensin.

- Konuşma şu salakla Kylana. Daha fazla yorma kendini döktüğü bütün kanların hesabını verecek.


Galdor baltasını Lucian'a doğru savurdu ancak Lucian çok daha hızlıydı ve ve baltadan kaçınıp kılıcını onun balta tutan koluna sapladı ve kolunu boydan boya yardı. Kylana düştüğü yerden hızlıca kalktı ve ortadan kayboldu.


Onun yukarıdan geleceğini çok iyi bilen Lucian hiç yukarıya doğru bakmadan kılıcını havaya doğru sapladı. Kılıcın ucu Kylana'nın karnından içeriye doğru girerken hiç yavaşlamadı. Kılıcı hafifçe sağa doğru çekti ve onun düşüşünü seyretti. Yerdeki kırmızı renk giderek artıyordu.


Hepsi ağır bir biçimde yaralanmıştı ve ayağa kalkmakta zorlanıyorlardı. Lucian Galdor'un yanına gitti ve başından tuttu. Kılıcını boğazında yavaşça gezdirdi ve metal renkli kılıç kırmızı renk ile kaplandı. Galdor son nefeslerini hırıltı içerinde verirken Lucian yüzünde şeytani bir gülümseme ile Kylana'ya baktı.


- Sonunda basbaşa kaldık seninle. Kahve içmek ister misin veya beni de diğer insanlar gibi kullanmayı mi tercih edersin?

- Seni sevmiştim ben. Sende çoklu kişilik bozukluğu var Lucian bu sen değilsin. Benim sevdiğim adam arkadaşlarını öldürmezdi asla.

- Sevmek ne kadar da büyük bir yalan şimdi. Sen beni hiçbir zaman sevmedin hep kendini düşündün.

- Seninle mutlaka tekrardan karşılaşacağız Lucian. Bu iş burada bitti sanma sakın. 

- Ah be merak etme sakın seni hızlı bir biçimde öldüreceğim canını yakmayacağım. Aslında seni yavaş yavas ve acı çektirerek öldürmem gerekiyor. Dur bunu bir düşüneyim.

- Lucian benim ölümden korktuğumu sanacak kadar salak olmadığını biliyorum. Ben ölebilirim arkadaşlarımın yanına giderim ama sen son bir kere daha düşün yoksa evreni yok edeceksin gerçek olmayan bir kız ugruna. 

0/Post a Comment/Comments