Buluttaki şehir 76. Bölüm yeni roman

 


Lucian ve Kylana falcıdan çıktıktan sonra hiç konusmadılar. İkisi de sessizlik yemini etmiş gibiydi. Lucian falcının söylediklerini düşündü yol boyunca. O kız neredeydi ve onu nasıl bulabilirdi? En önemli soruydu aslında. O kızı bulmak için neler yapması gerekiyordu? Soruların arasında kaybolduğunu hissetti.


Sanki beynini 17 milyon parçaya bölmüştü ve her bir parça başka bir soru ile uğraşıyordu. Bir de Kylana'nin yüzündeki sert, keskin ve soğuk ifade ayrı bir düşünme konusuydu. Beyninin içinde her şey bulunan bir çorbaya döndüğünü hissetti. Düşüncelerin arasında hangisinin daha önemli olduğunu ayırt edemiyordu. Kendini dibe çökmüş gibi hissediyordu. Dünyayı, insanları kurtarmış olabilirdi ama bu durum uzun zamandır sakladığı acıların bir anda ortaya çıkmasına engel olamıyordu.


Eve geldikleri zaman kapıyı çaldılar ve kapıyı Galdor açtı.


- Falcı geçmişinizi, geleceğinizi falan bildi mi bari?

- Yok be Galdor, ben onun kendi adını bile bildiğini sanmıyorum.

- Kylana haklı Galdor, hiçbir şey bilememesini bir kenara bırakalım fazladan fal için para istedi bizden.

- Fal falan hep yalan dolan bir türlü akıllanmamıyorsunuz. Hadi gelin dünyayı kurtarmamızı kutluyoruz.


İçeriye girdikleri zaman Naserious'u elinde bir şişe kırmızı şarapla gördüler. Galdor ise kapıyı bira ile açmıştı zaten.


- Siz de amma hızlı başlamışsınız insan bizi beklerdi.

- Lucian, Galdor sizden ayrıldıktan sonra içmeye başladı eve gelene kadar ilk kutuyu bitirmişti bile.

- Seni de uzun zamandır bu şekilde görmemiştim Naserious.

- Çok konuşmayın bu gece içip eğleneceğiz. İşte kadehleriniz.

- Teşekkür ederim Galdor. Çok naziksin.

- Galdor o kadar nazik bir insan oldu ki anlatamam.

- Beni gömmeyin şu anda kutlama yapıyoruz. Yarın kaldığınız yerden devam edersiniz.

- O değil de şapkalı ve başkanı geçmişe gidip öldürmek en doğru karar olabilir. Baksana dünya ne güzel oldu.

- Kesinlikle öyle dünyayı zehirlediler, bütün kötülüğü etrafa yaydılar.

- Bu kadarını yapmış olamazlar. Tamam zamanı bozdular, sistemi yarattılar ama dünyada her zaman kötülük vardı ve her zaman olmaya devam edecek.

- Naserious ben sana mantıklı cümleler kurmayı yasaklanmadım mı? Eğer yasaklamadıysam bundan sonra yasak. Biz gece sadece içeceğiz ve içeceğiz. Kalan her şey yasak.

- Sana ne iyi gelirdi biliyor musun Galdor komedyen bir iskeletin gelmesi lazım.

- Buyursun o da gelsin o da içer bizimle birlikte.

- O değil de yaşadıklarımız ne manyak bir şeydi öyle. Romanlarda bile o kadarı olmaz.

- Ben güzel romanlar okudum ama bizim yaşadıklarımız romanlara bin basar. Hatta bol efektli macera filmlerine milyon basar.

- Eline kılıç almamış Lucian bile usta savaşçı oldu.

- Hele Naserious vardı manyak adam neler neler yaptı öyle.

- Galdor'u unutmadan olmaz. Tek başına bir orduyu devirebilirdi.

- Her zaman yaptığım işler abartmayalım lütfen. Bu arada komedyen iskelet gelmesin. Gelirse onu yine döverim.

- Her halde bu zamanda o yoktur olsa bile hiç zindandan dışarıya çıkmamıştır.

- Ne güzel bir dünyaya geldik biz komedyen iskelet bile yok. Bundan sonra ne yapsak acaba tatile mi çıksak?

- Evet sessiz sakin, deniz kıyısında bir köye yerleşelim.

- Vur dediysek öldürüyorsun be Lucian. Birkaç günlüğüne tatile çıkalım diyorum ben.

- Tamam, tatile çıkalım sonra da dünyayı kalan kötülerden koruruz. Süper kahraman falan oluruz hatta filmimizi bile çekerler.

- Kesin tüm salonlar seni görmek için insanlarla dolu olur Galdor. Oscar falan alırsın.

- Kendimi de ben oynamasam daha iyi olur.

- Acaba yaşadıklarımızı anlatsak inanırlar mı bize?

- Sen inanıyor musun ki Lucian başkaları inansın. Bir süre sonra sadece komedyen iskeleti hatırlayacağız bir de Galdor'u.

- Onu zaten unutamayız asla.

- Unutmayacaksınız zaten, hadi şimdi fazla konuşup duygusala bağlayıp adamı deli etmeyin. Bu gece kutlama yapacağız. 

0/Post a Comment/Comments