Buluttaki şehir 71. Bölüm yeni roman

 


Hızlı adımlarla köprüden geriye doğru yürümeye başladılar. Kalabalığın içinden geçtikleri sırada alkışlarla, ve güzel sözlerle karşılaştılar. Yolları sık sık onlara sevgi göstermek isteyen insanlar tarafından kesildi. Bir çokları onlara sarılmak istiyordu. Kalabalığın arasından geçtikten sonra arabayı bıraktıkları yere doğru ilerlediler. Başkan orada onları bekliyordu yüzünde büyük bir mutluluk vardı ve o duyguyu başkanın yüzünde ilk kez görüyordu. Başkanın yanına geldikleri zaman başkan kollarını iki yana açarak onlara sıkıca sarıldı.


- İşte benim kahramanlarım. Muhteşem bir is çıkardınız. Sizlerle o kadar gurur duyuyorum ki anlatamam. Bugün bir şehri, bir gezegeni kurtarmış olabilirsiniz.

- Teşekkür ederim başkanım biz sadece yapmamız gereken şeyleri yaptık.

- Bu kadar mütevazi olmayın Lucian. Bu gün sizin gününüz. Muhteşem bir is başardınız. Şimdi acilen konuşmamız gerekiyor.

- Başkanım başka bir tehlike olduğunu söylediniz nedir o?

- Konuşmamız gereken konu bu aslında ve size küçük bir sürprizim olacak.

- Yaşasın kutlama partisi vereceğiz. Ben artık bira içerim arkadaş bence bunu hak ettim.

- elbette hak ettin Galdor hadi beni takip edin bir an önce konuşmamız gerekiyor.


Başkan uzaklaşıp arabasına bindiği sırada onlarda kendi arabalarına bindi.


- Başımız çok büyük belada ben söyleyeyim. Kesin dünyaya Göktaşı falan düşecek yoksa bana asla icirmezdi başkan. Galiba hepimiz öleceğiz.

- Korkma ben Galdor sen ölmezsin. Senin için 999 canlı diyorlar.

- Bence dua edin başıma bir iş gelmesin.

- Ediyoruz zaten Galdor, sen olmazsan biz de olmayız.

- Bazen çok tatlı oluyorsun Lucian yanaklarını sıkasım geliyor ama diğer zamanlarda çok gıcıksın ve ağzını burnunu kırmak istiyorum.

- Şimdi bu kadar acil durum nedir onu düşünmemiz gerekiyor. Daha kötü ne olabilir?

- Senin sorunun da bu Naserious hep düşünüyorsun. Siz çocuklara anı yaşamayı öğretemedim bir türlü.

- Arada bir sonraki anı garantiye almamız gerekiyor Galdor. Yoksa başımız büyük belaya girebilir.

- Ah be Kylana, başımıza gelen tüm belaları atlattık. Devasa robotları yendik, komik bir iskeletin şakallarını atlattık. Ne çıkarsa çıksın onu da yeneriz.

- Evet ağzını burnunu kırarız ama ya ağzı burnu yoksa ne yapacağız. Başkandaki paniği gören var mı benden başka.

- Hepimiz gördük Lucian. Yakında öğreneceğiz. Bakın başkan durdu.

- Tamam onu takip edelim.


Başkanı takip ettiler ve başkan bir mağaradan içeriye girdi. Onu takip ettikleri zaman pek de büyük olmayan bir odaya girdiler. Odada 3 tane iki kişilik koltuk vardı ve birkaç tane sehpa.


- Tekrar hoş geldiniz çocuklar. Muhteşem bir is başardınız ve bunu hayatımın sonuna kadar söyleyebilirim.

- Önemli değil başkan şimdi bize anlatabilirsin.

- Elbette anlatacağım ama önce sizi misafirimle tanıştırmak istiyorum.


Başkan elini kapıya doğru uzattığı sırada herkes o yöne doğru baktı ve kapıdan içeriye giren şapkalı adamı gördüler. Herkes yerinden fırlayarak ona doğru koştu ve sıkıca sarıldılar. Öyle bir mutluluk vardı ki onlarda şapkalı adam bir an için nefes alamadı.


- Sakin olun biraz aşırı sevgiden ölmek istemiyorum.

- Sen nasıl kurtuldun şapkalı adam.

- gerçeği söylemek gerekirse kaçtım. Nasıl diye sormayın sadece bir boşluk buldum ve kaçtım. Kaçarken biraz yaralandığım için yanınıza gelemedim.

- Senin yaşadığını biliyorduk şapkalı.

- Biliyorum Kylana şimdi lütfen oturun konuşacaklarımız var bizim. Galdor sende ağlama sana hiç yakışmıyor.

- Ne ağlaması be gözüme toz şey oldu. Yoksa nerede görülmüş benim ağladığım

- Ne kadar duygusal olduğunu hepimiz biliyoruz Galdor hiç saklamaya çalışma.

- Hadi oturun çocuklar önemli bir karar verdik ve bunu size açıklamak istiyoruz inanın bunları söylemek bizim için çok zor.

- Başkanım korkutuyorsun bizi.

- Cok daha büyük bir tehlike yaklaşıyor. Tehlikenin ne olduğunu bilmiyoruz. Bazı belgeleri ele geçirdik dünyanın bir çok yerinde çok sayıda nükleer bombalar yerleştirilmiş. Bombaların gelecekten geldiğini düşünüyoruz yani çok etkililer. Hepsini durdurmaya yetecek zamanımız yok.

- Ne yapacağız peki başkanım hemen yola çıkalım.

- Keske öyle olsaydı Galdor, keşke yapabilseydik ama çok az zamanımız kaldı.

- Ne yapacağız o zaman başkanım.

- İşte zor olan kısmı burası Lucian. 1 saatten az bir zaman sonra bombalar patlayacak ve insanlık sonuna yaklaşacak. Bildiğiniz üzere sistemi şapkalı ile biz bulduk. Eğer biz onu bulmasaydık bunların hiçbirisi olmazdı. Eğer biz olmasaydık dünya çok daha güzel bir yer olacaktı.

- Başkanım ne demek istiyorsunuz siz.

- Evet, Naserious düşündüğün şeyi yapmanızı isteyeceğim geçmişe gidip beni ve şapkalıyı öldürmenin gerekiyor.

- Böyle saçma bir şey olmaz başkanım. Size saygım sonsuz, isterseniz seve seve ölüme giderim ama asla söylediğinizi yapmam.

- Bunu söyleyeceğini biliyorduk Galdor büyük ihtimalle hepiniz aynı düşünüyor. Bütün bunların suçlusu biziz, zaman makinesini de biz icat ettik. Dünyanın ikinci bir şansa ihtiyacı var. Olan her şeyden biz sorumluyuz ve cezasını biz cekmeliyiz.

- Asla olmaz başkanım.

- Hepiniz haklısınız ama yapmamız gereken bu. Bizim gençliğimize gideceksiniz ve ikimizi de öldüreceksiniz. Size orada yaşamanız için gerekli olan her şeyi sağlayacağız.

- Başkanım lütfen bizden bunu istemeyin.

- Bu hepimizin ortak düşüncesi, sistem ile de konuştuk ve fikrimizi kabul etti. Kararımızı sonuna kadar destekliyor.

- Yani biz geçmişi değiştireceğiz ve böylece sistem hiç var olmayacak. Zaman makinesi de olmayacak ancak başka birisi bulursa ne olacak.

- Bizi hep iyi biliyorsunuz ama biz iyi falan değiliz. İnsanlık yok olmak üzere ve bunun tek suçlusu biziz. Çok büyük günahlar işledik. Bizim beraber olduğumuz bir ana gideceksiniz ve içeriye girip ikimizi de öldüreceksiniz ve bu sayede milyarlarca insan kurtulacak.

- Ancak biz geçmişte de varız ve kendimizle karşılaşabiliriz sonra zamanı mahvederiz.

- Biz zaten mahvettik zamanı hepimiz başka bir ülkede yaşayacaksınız ve böylece en az hasarla atlatacaksınız.

- Başkanım size yalvarıyorum bunu bizden istemeyin geçmişe gidip konuşsak olmaz mı?

- Üzgünüm Lucian ama mümkün değil. Galdor sana söz verdiğim birayı iç hatta hepiniz için.

- Saygısızlık olmasın ama başkanım bira falan istemiyorum ben.

- Sizleri çok seviyorum çocuklar her birinizi ayrı ayrı seviyoruz eğer siz yardım etmezseniz geçmişe gidip kendi kendimizi öldürmek zorunda kalırız o da çok büyük bir paradox sebep olur.

- Büyük baba paradoxu gibi bir şey olur sonu bayağı kötü onun.

- Kesinlikle öyle Lucian şimdi gelin sarılalım son bir defa.

- Sarılmıyorum başkanım sizi asla affetmeyeceğim.

- Her şeyin tek suçlusu biziz Galdor ve bunun cezasını sadece biz çekmeliyiz.

- Dediğinizi yapacağız ve bu hayatın boyunca yaptığım tek pişmanlık olacak. Bu dünyayı mahvettiniz, bizleri de aynı şekilde kendiniz için kullandınız. Sizi hiçbir zaman affetmeyeceğiz.

- Bizi affetmeni istemiyoruz Galdor bunu isteyecek hakkımız yok.

- Siz benden mutlu bir hayat sürme şansımı aldınız ve büyük bir zevkle sizi öldüreceğim.

- Özür dilemek bir işe yaramıyor Galdor ama bu yaptıklarımızı düzeltmenin tek yolu. Zaman makinesi içerideki odada geçmişe gidin ve bizi öldürün. Burada hayatınız boyunca yetecek kadar para var.

- Sizin kanlı paranızı istemiyoruz. Biz gidiyoruz şimdi.


0/Post a Comment/Comments