Umudun bittiği yer 73. Bölüm yeni kitap

 

_
Savaş tüm hızıyla devam ediyordu. Yerler kırmızı bir renkle kapanmıştı. Cesetlerin arasında hareket etmek giderek güçleşiyordu. Kılıçlar havada ucusmata devam ediyordu. Lucian kılıcını dik bir biçimde hareket ettirdikten sonra bir anlığına Hayal'e baktı. Savaş ne kadar da saçma bir şeydi basit amaçlar uğruna insanlar can veriyordu.

Daha sonra bu düşünceyi kafasından attı oradaki amaçları büyüktü, özgürlüktü ve Lucian için aşktı. Ask için ölmek gerekir bazen diye düşündü bazen ise öldürmek. Ask yolculuğunda kaç kere ölmüştü acaba ve kaç kere yeniden devam etmişti. Ölüm çok anlamsızdı en azından yaşamak kadar anlamsızdı. Hele bir de amaçları olmadan yaşayanlar vardı çok yazıktı onlara.

Hayal, Lucian ve Galdor sırt sırta vermişlerdi. Aranhil'in okları hemen yanlarından geçiyordu. Naserious'un büyüklerinin ısısını hissedebiliyoru.

"Galdor bunların sayıları neden azalmıyor? Aksine giderek atıyorlar sanki."

"Nereden bileyim ben binlercesini öldürdüm ama hala geliyorlar."

"Bu hiç normal değil. Bir süre sonra yorulacağız ve savaşı kaybedeceğiz."

"Evet, evet biliyorum onu da biliyorum lanet olsun ki her şeyi biliyorum. Biraz daha dayananın elbet bir şekilde kurtulacağız."

"Kesinlikle kurtuluruz da neyse boş ver ya, her şeyi boş ver."

Bir kafa daha gövdesinden ayrıldığı sırada Lucian düşünmeyi bıraktı. Düşünmek çok anlamsızdı. Hayatı olduğu gibi yaşamak gerekiyordu yoksa düşünmek delirmenin sebeplerinden birisiydi.

Bu esnada Gümüş de onların yanında dövüşüyordu. Zaman geleceğe doğru yolculuğuna devam ettiği sırada canı sıkılan Panda onların yanına zıpladı. Büyük bir gürültü ile yere indiği sırada Lucian yüksek sesle "Panda bize sarılacak" diye bağırdı.

Pandanın niyeti de aslında onlara sarılmaktı ancak Hayal'e doğru sarılma hamlesi yaptığı sırada bacaklarına çarpan bir kılıç hissetti ve Panda siyahlı askerlere dönerek onları parçalamaya devam etti.

"Çok ucuz anlattık ölümümün devasa bir Panda tarafından olmasını istemiyorum."

"Panda ile uğraşma o da sevgiye muhtaç bizler gibi."

"Aşıklar kaç kişiyi öldürdüğünüz sayıyor musunuz?

" Hiçbir fikrim yok keşke başta söyleseydin sayardık."

"Ah be Galdor bir eksik veya bir fazla ne fark eder buradan çıkmamız gerekiyor."

"Sayıyorsanız boşuna uğrayın diyecektim Panda'nin yanına bile yaklaşmayız" 

"Demek ki diye düşündü insan aşk uğruna her türlü çılgınlığı yapabilirdi. Küçük bir hayvanat bahçesi ile birlikte savaşa katıldım" diye düşündü. Bu düşüncenin tam ortasında Hayal bir anlık bir bakış attı. Onun gülümsemesi yaşamaya devam etmek için bir nedendi. O gülmezse ne kadar anlamsız olurdu hayat.

Aradan bir süre daha geçtikten sonra Galdor konuşmaya başladı "Siz bu ejderhaların geleceğinden emin misiniz?" 

"O kadar sınav yaptılar hepsini geçtiler mutlaka geleceklerdir."

"Ne oldu komutan Galdor umutsuzluğa mı kapıldın?“

"Bizim kitabımızda umutsuzluk yoktur Hayal hala öğrenemedin mi bunu."

"Amma gevezelik yaptın be Galdor ejderhalar gelene kadar dayanmak zorundayız. Bu arada sayıları hiç azalmıyor ve çok çabuk ölüyorlar. Bu işte kesin bir gariplik var. Gözlerine bir baksana bomboş bakıyorlar."

"Şu anda kesinlikle düşünmemen gerekir, sonra çok konuşmama da gerekir ve kesinlikle opusmemelisin. Ben kaç zamandır bira bile içemedim savaş haricinde tüm hareketleri yasaklıyorum herkese."

"Büyük komutan Galdor konuştu. Tamam tam savaştan sonra öpüşürüz."

"Acaba Galdor'un hiç sevgilisi olmamış mıdır?" 

"Lan Lucian git ötede oyna, hemen yanında duruyorum. Git kendine başka bir eğlence bul yemin ederim kafan vücuduna ağır geliyor onları büyük bir zevkle birbirinden ayırabilirim."




0/Post a Comment/Comments