Umudun bittiği yer 67. bölüm - yeni roman

 


Herkes sırayla silahlarını aldı. Sadece Galdor'un baltasını Lucian aldı. Naserious asayi tuttuğu an onun çok güçlü olduğunu fark etti. "bu silahlar gerçekten çok güçlü ben hayatım boyunca böyle bir güç görmedim. Umarım onları kullanabiliriz."

"Kesinlikle öyle Nas, silahı elime aldığım zaman kendimi daha güçlü hisseye başladım bile."

"Aynısı benim için de geçerli Lucian ve Hayal'in gülümsemesine bakılırsa o da ay i şekilde hissediyor"

"İnanılmaz bir şey bu gerçekten, kendimi çok güçlü hissediyorum. Karşımızda hiç kimse duramaz artık."

"Hadi geri dönelim." Lucian konuştuktan sonra geldikleri yoldan geriye döndüler. Hepsinin keyfi yerindeydi ve kendilerini çok daha güçlü hissediyorlardı.

Dışarıya çıktıkları zaman dışarısını siyahlı adamlar tarafından çevrildiğini fark ettiler. Ortalarında ise Kylana duruyordu.

"Biz de sizi bekliyorduk. Bizim için o silahları bulmanız büyük incelik doğrusu. Hadi onları bize verin ve yaşamamıza izin verelim."

"Uzun zamandır karşılaşmamıştık Kylana bende ne zaman geleceğini merak ediyordum Kylana."

"Demek sende beni özledin. İstersen seninle basbaşa kalacağımız bir yere geçelim Lucian."

"Üzgünüm ama bunu yapmayacağımı biliyorsun. Silahları istiyorsanız almak zorundasınız."

"Beni hiç şaşırtmıyorsun Lucian, oysa sana hayatın boyunca tatmadığın zevkleri yaşayabilirdim." Kylana cümlesini bitirdiği zaman eliyle ileriye doğru bir işaret yaptı ve siyahlı adamlar saldırmaya başladı. "unutmayın Lucian benim." 

Aranhil bu esnada okunu yaya yerleştirdi ve gerdi yayı serbest bıraktığı zaman bir tane okun önce iki tane daha sonra ise dört tane olduğunu gördü. Hızla ilerleyen oklar arkalarında solgun mavi bir iz bırakıyordu. Havada uçan oklar iki tane siyahlı adama saplandı ve yere devrildi.

Naserious ise asasını havada çevirdi ve ileriye doğru uzattı aşmadan bir yıldırım çıktı ve yıldırım çarptığı ilk siyahlı adamı yere devirip yolculuğuna devam etti. Bir kaç tane siyahlı adama çarptıktan sonra bittiği sırada Naserious'un yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

Hayal ise en arkada bekliyordu acaba onun silahının özellikleri neydi? Neler yapabilirdi? Belki daha güçlü olurdu belki de başka özellikleri vardı silahın. Denemek için daha erkendi ve yanına siyahlı adam gelene kadar beklemeye karar verdi.

Lucian ile Kylana ise silahlarını çekmiş bir şekilde karşılıklı duruyordu. "Hadi Lucian hamleni yap buradan çıkışınız yok sizin."

"Senin sorunun ne biliyor musun Kylana hep çok büyük konuşuyorsun ve hayat büyük konuşanları hiç sevmez." 

"Göreceğiz neler olacağını?" Kylana cümlesini bitirdiği zaman bir anda ortadan kayboldu. Lucian onun bu hamlesini çok iyi biliyordu ve olduğu yerde dönerek kılıcını geriye savurdu ve kılıç Kylana'nın hançeri ile çarpıştı.

"Güzel hamle doğrusu."

"öğrendim senin nasıl dövüştüğünü artık."

Kylana ileriye doğru atıldı ve önce saç elinde tuttuğu hançerle bir hamle yaptı sonra sol elindeki hançerle ancak Lucian iki hamleyi de pespese engelledi bileğinin kısa bir hareketi ile ve kılıcını ileriye doğru sapladı. 

Kylana geriye doğru sıçramasaydı kılıç onun midesini delecekti ancak bunun yerine deri elbisesine küçük bir kesik açtı sadece. 

"Bayağı öğrenmişsin sen. Daha fazla tahrik oluyorum böyle olunca." cümlesi bitirdiği zaman dilini dudaklarının etrafında gezdirdi. Bu bir davetti Lucian'a ancak Lucian'ın bu daveti kabul etmeye hiç niyeti yoktu. 

Kylana tekrar saldırdı ve Lucian benzer bir şekilde onun hamlelerini savuşturdu hen ardından kılıcının kazası ile Kylana'nın yüzüne sert bir şekilde vurdu.

"Biraz güzelliğine zarar verdim herhalde."

"beni güzel olarak görüyorsan hiçbir önemi yok bunun Lucian. Benim olacaksın sen." 

Kylana tekrar ortadan kaybolduğu zaman Lucian geriye doğru zıpladı onun havadan geleceğini biliyordu ve kılıcını ileriye doğru savurdu. 

Kılıç Kylana'nın bedenine çarptı ve onun bedenini bir kağıt gibi yardı. Öyle bir yolculuğu vardı ki kılıcın kayayı bile kesebilecegini düşündü Lucian. 

Kylana ise yere yapışmıştı bedeninden oluk oluk kan boşalıyordu. Hafifçe yana dönüp Lucian'ın yüzüne baktı gülümsüyordu. Bu esnada diğer siyahlı adamlar artık hareket etmiyordu. 

"Hadi Lucian öldür onu ileride başımıza yine bela olacak."

"Evet senin dediğini yapmalıyım Hayal'im ama içimde bir ses yapmamamı söylüyor."

"Düşmanımıza acıman çok ilginç Lucian!" 

"O sesi dinlemeseydim buraya hiçbir zaman gelemezdim ben Hayal ve şimdi onun hayatını bağışlamamı söylüyor bana. Sanki bu hikayede çok önemli bir görevi olacakmış gibi."

"Karar senin, hiçbir şey söylemiyorum sana ama karşımıza tekrar çıkarsa hesabını sorarım."

"Bu almam gereken bir risk benim. Hadi gidelim şimdi yapacak çok işimiz var."

Kylana'nın gözleri kapandığı sırada Lucian ve diğerleri Atlarına doğru yola çıktılar. Kylana ise hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu. 


0/Post a Comment/Comments