Umudun bittiği yer 66. bölüm - yeni roman

 


"Burada kesinlikle çok garip şeyler oluyor. Şuradan bir çıkalım konuşmamız gerek. Büyü şu anda her yerde var ve ben ne olduğunu anlayamıyorum bile. Hadi devam edelim."

Lucian ve Aranhil önde hemen arkalarında Hayal ve en arkada Naserious ilerlemeye başladı. Taş duvarların arasından ilerliyorlardı ve etrafları kaynağı belli olmayan bir ışıkla aydınlanmıştı. Büyü olmalı diye düşündü Lucian. Sahi o büyüyü nasıl yapmıştı? Bunu düşünmek bile ona kafayı yedirebilirdi ancak kafayı sonra yiyebilirdi.

Taş koridorda ilerlerken hiç konusmadılar Naserious oldukça düşünceli görünüyordu. O zaman hep öyleydi hatta eskiden Lucian ona "Bir gün düşünmekten beynin patlayacak derdi" Hayal ise ifadesizdi, sadece etrafı seyrediyor ve hiçbir şey söylemiyordu. Aranhil ise tetikte bekliyordu ancak yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

Koridor onları büyükçe bir odaya götürdüğünde hepsi etrafı incelemeye başladı. Odanın ortasında ahşap birasa vardı ve yanlarında ise yanmış kağıt parçaları. Masanın üstü tozla kapanmıştı uzun zandir o odaya kimse gelmemiş olmalıydı.

Odanın karşısında ahşap bir çalışma masası vardı bir zamanlar ancak o da yangından nasibini almıştı. Yerdeki kemik sayıları daha azdı bu odada. Lucian hiçbir şey söylemeden yere eğilip yerdeki kemiklerden birisine dokundu ve kendini geçmişte buldu.

Yaşlı bir büyücü karşısında yanmış masada oturuyordu. Masanın hemen karşısında iki tane tekli koltuk vardı. Büyücü gülümseyerek Lucian'a doğru baktığı sırada "Hosgeldin" dedi." "oturmak ister misin?"

"Sen beni nasıl görebiliyorsun geçmişte değil miyiz biz?"

"Zaman bir yanılsamadır aslında geçmiş, gelecek hep iç içedir sadece onların arasında yolculuk yapamayız.

"Bana burada ne olduğunu anlatabilir misiniz?“

“Aslında biliyorsun kötülük burayı ele geçirdi ve yok etti. Bunu biliyorsun zaten geçmişte neler olduğunu gördün."

"Evet gördüm bana burada ne işim olduğunu anlatın en iyisi."

"Bunu da biliyorsun buraya silahları almaya geldin. Bence sana bilmediğin bir şeyler anlatmalıyım." 

yaşlı baş büyücü derin bir nefes aldıktan sonra anlatmaya devam etti.

"Ben geleceğimizi değiştirmek için çok uğraştım ancak hiçbiri işe yaramıyordu. Sonra bir ihtimal gördüm ve ihtimal seninle alakalıydı ve o ihtimal geleceği kurtarmanın tek yoluydu. Başka türlü kötülük her yeri ele geçirecekti. Bende sana yol göstermesi için ilizyonları hazırladım hatta buraya gelmeni bile ben sağladım." büyücü son sözlerini söylerken yüzünde bir gülümseme oluştu yaptığı işten gurur duyarcasına.

" Kafanda sorular olduğunu biliyorum ve onların neredeyse hepsi önemsiz. Buradan silahları alıp çıkacaksın ve o silahlar size güç verecek ancak savaşı kazanmanıza yetecek mi bilmiyorum. Söylediğim gibi mutlak ihtimalsizligin içinde ufak bir ihtimal yarattım ben ve bundan sonrası tamamen sizin elinizde. Karşındaki kötülük tahmin edebileceğinden çok daha büyük emin ol bundan ne ejderhalar ne de silahlar size yetmeyebilir. Kazanmak için tek bir güce ihtiyacınız olacak ve o güç aşktır."

"Size kazanacağınızı garanti etmeyi çok isterdim ancak bunu yapamam ben sadece zifiri bir karanlıkta küçük bir mum yaktım eğer başarılı olursanız o küçük mum devasa bir güneşe dönüşecek veya esen bir rüzgarda sönüp gidecek."

"Hicbir şey anlamıyorum ben baş büyücü bey, anlamanın da önemi yok sanırım. Silahları verin bana ve gideyim artık yoksa geç kalacağız ve geç kalırsak her şey bitmiş olacak."

"Seninle tanışmak gerçekten güzeldi geri döndüğün zaman silahları bu masanın yanında bulacaksın. Nasıl diye sorma sakın hala biraz büyü gücüm var benim."

"Artık nasıl diye sormuyorum inan bana." Lucian konuşmayı bitirdiği zaman bir anda kendini gelecekte buldu. Yanmış yasanın hemen yanında siyah bir sandik duruyordu. Kutuyu açmadan hemen önce Hayal bir bakış atıp gülümsedi "Onun için her şeyi yapabilirdi. Dünyanın şah damarını bile kesebilirdi.

Daha sonra eğilip sandığı açtı ve sandığın içinde silahları gördü; bir asa, bir kılıç, bir balta, bir ok ve daha küçük bir asa karşısında duruyordu ve silahlar solgun mavi bir ışıkla parlıyordu.

"Silahlar burada hadi onlari alıp geri dönelim artık."

0/Post a Comment/Comments