Umudun bittiği yer 65. bölüm - yeni roman

 


"tamam Naserious hem bu kadar gerçekçi olmak zorunda mısın? Sana sorarsam gerçeklerle örtüsmeyen hayaller yok olmata mahkumdur dersin çok iyi bilirim ama benim burada olmam da bir zamanlar hayaldi ve gerçeklerle alakası yoktu."

"Demek ki evrenler değişse bile bazı şeyler değişmiyormuş ayrıca bazen insan gerçeğin ne olduğunu bilemez."

"Hic değişmemişsin gerçekten. Neyse fazla zaman kaybetmeyelim hadi beni takip edin ben yolu biliyorum."

Luciani takip ederek bir süre daha ilerlediler. Naserious diğerlerine bir şey söylemese de etraflarını saran büyünün guclendiğini hissediyordu. Çözmesi gereken çok şey vardı.

Büyükçe başka bir odaya geldikleri zaman Lucian durdu ve "şimdi başka bir kemiğe dokunma zamanı" dedi ve aşağıya eğilip başka parçalanmış bir kemiğe dokundu.

İlk gördüğü şey çocukların etrafta çığlık atarak koşuşturduğuydu. Daha sonra etrafa hızlı bir şekilde baktığı zaman onların odaya girdiği tarafta siyahlı adamları gördü ve onlar çocukları kılıçtan geçiriyordu. Yerde yatan cansız bedenlerden akan kan yeri kaplamıştı.

Siyahlı adamları durdurmak istedi ancak yapamadı, yerde cansız yatan çocukları ve büyücüleri kurtarmak istedi ancak yine yapamadı. Siyahlı bir adam bir çocuğun boğazını kestiği sırada öfke dolu bir çığlık attı ancak onu duyan olmadı.

Bu esnada bazı çocukların sol taraftan koaya devam ettiğini gördü ve onları takip etmeye başladı. İleride yaşlı bir büyücü vardı yaşlı olduğu ağaran saçlarından ve yüzündeki kırışıklardan anlayabiliyordu. "Siz bu taraftan kaçın, ben onları yavaşlatabiliri" dedi büyücü ve asasından yıldırımlar çıkmaya başladı. Ancak siyahlı adamlar büyüde etkilenmiyordu.

Birkaç tane hançer bir katilin elinden çıkıp büyücünun bedenine saplandı ve büyücü cansız bir şekilde yere düştüğü sırada Lucian kendi zamanına geri döndü.

Derin bir şekilde nefes aldıktan sonra yanaklarını gererek konuştu "Lanet olsun, çok büyük bir katliam vardı. Hiçbir şey yapamadım, madem geçmişi değtiremeyeceğim neden görüyorum bunları. Beni takip edin bu taraftan gittiler."

Lucian ilerlemeye başladı ve diğerleri onu takip etti. Bir süre sonra Lucian durdu ve eğilip yerdeki kemiklerden birisine dokundu. 

İki tane büyücü kendi aralarında konuşuyordu. 

"Sence çocuklar güvende mıdır?“

"Umarım öyledir ancak bir koridoru yıkmanın siyahlıları durdurabileceğini sanmıyorum."

"Biz ne yapacağız şimdi?"

"Silahları koramız gerekiyor. Biz şimdi kaybedebiliriz ama gelecekte o silahlar savaşı kazanmamızı sağlayacak. Sen geride kal ve bize biraz zaman kazandırmaya çalış."

Etraflarını açık mavi bir daire kapladığı sırada diğer büyücü elini duvara dayamıştı ve bazı sözler söyledi ve duvar iki yana doğru açıldı. Büyücü açılan geçitten geçip ileriye doğru gittiği sırada kapı arkasından kapandı. Bir an kadar sonra mavi daire ortadan kayboldu ve Lucian kendi zamanına geri döndü.

"Büyücüler kaçıyordu sonra birisi mavi bir şey çıkardı. Siyahlı adamlaravi şeye saldırdıkları sırada büyücü elini böyle duvara koydu ve şey dedi neydi ya garip bir şeyler söyledi sonra kapı açıldı."

"İnsanı çatlama da şöyle ne dediğini."

"Ard anstre mutahk. Ty prh jhg" dediler.

Lucian cümleyi bitirdiği sırada taş duvar ikiye ayrılmaya başladı.

"Sen ne zaman büyü yapmayı öğrendin Lucian?"

"valla ben bilmiyorum kendi kendine oldu yemin ederim ben anlamam büyüden falan."

0/Post a Comment/Comments