Dağın tepesine doğru çıkan yol hiç de bekledikleri gibi zorlu değildi. Aksine yukarıya çıkmak oldukça kolaydı. Yavaş adımlarla ilerliyorlardı etrafları çiçeklerle doluydu ve çiçeklerden yayılan koku onların daha fazla mutlu olmalarını sağlıyordu.
"Hayal ben hiçbir şey anlamadım bu işten. Buraya gelene kadar canımız çıktı ama şimdi herşey çok kolay."
"Belki de zorlukları aşmışızdır. Belki bu kadar kolay olmasının sebebi çiçeklerin arasına uzanıp birbirimize sarılmamız içindir."
"Kulağa o kadar güzel geliyor ki burada seninle sonsuza kadar kalabilirim."
"Bunu şimdi yapamayacağımızı biliyorsun değil mi? Keşke sorumluluklarımız olmasaydı özgürce başbaşa kalabilseydik."
"Keşke demeyelim Hayal, istediğim her şey yanımda benim. Onun gözlerinin içine bakıyorum, gözlerin ne kadar güzel senin."
"Böyle söyleme ama utanıyorum ben."
"Gerçeği söylemek utanılacak bir şey olmamalı bence. Hadi gidelim daha dövülecek kötü adam var. Ejderhaları da kafalamamız gerekiyor daha. Çok işimiz var çok."
Tepeye çıktıkları zaman tahtadan yapılmış bir bankta oturan birisini gördüler. Onu daha önce kilitli kapının yanında görmüşlerdi. Lucian Hayal'in kulağına doğru eğilip "Yine büyücü çıktı karşımıza."
"Hoş geldiniz. Lütfen ayakta kalmayın buyrun oturun." Büyücünün eliyle işaret ettiği yerde başka bir ahşap bank belirdi. "Bir şey içer misiniz. Siz şu garip kırmızı sıvıyı pek seviyorsunuz."
"Teşekkür ederim ama bir şey içmeyelim biz. Yapacak başka bir işimiz var bizim."
"Evet, biliyorum ejderhaları bulmak için geldiniz. Geldiğiniz yer oldukça kötü durumda sanırım."
"Çok kötü durumda kötü adam her şeyi ele geçirmek üzere ve onu durdurmamız gerekiyor. Eğer yapamazsak dünyayı yok edecek, aşkı yok edecek."
"Siz ne anlarsınız aşktan?" büyücü sert ve alaycı bir şekilde söylemişti sözlerini. Cümlesini bitirdiği zaman havada soğuk bir rüzgar esti.
"Birçok şeyi bilmeyebiliriz haklısınız. Ancak aşkı bilmediğimizi söylüyorsunuz. Aşk onun gözlerine her baktığımda gördüğüm bir şey. O yanımda değilken eksik oluyorum hep yanıma geldiği zaman ise tamamlanıyorum. Aşk tam olmaktı."
"Bu arada ejderhalar sizin mi? Onları sizden mi alacağız?"
"Komiksin kızım. Gerçekten güldüm sana, gülmeyi bayağı uzun zaman olmuş."
"Gülmeniz çok güzel, çok mutlu olduk ama ejderhaların yerini bize söyleseniz onları alıp gitsek sonra gezegeni kurtarsak bir masum acı çekiyor onları da kurtarsak."
Büyücü cübbesini geriye doğru attı ve gölgede kalan gözleri ortaya çıktı. O an gözlerinde dans eden alevler ortaya çıktı ve alevler gözlerinin tamamını kapladı. Lucian ve Hayal ise şaşkınlık içinde büyücüdeki değişime bakıyorlardı.
"Adam büyücü değil ejderhaymış."
"Luci sus bizi duyuyor, sessiz ol."
"Sizi en başından beri duyuyorum rahat olun. Konuşmasanız bile duyuyorum sizi. Evet Lucian şu an yeşil, sulu ve ekşi bir elma düşündüğünü biliyorum. Size inanıyorum ve size yardım edeceğiz. Biz tarihin bu yana varız ve o gün bu gündür aşkı korumakla görevliyiz. Ancak aşk güçsüzleşti ve biz uzun zamandır buradayız aşkın yükseleceği günü bekliyoruz kehanette anlatıldığı gibi."
"Ne kehaneti?"
"Siz bilmezsiniz bilseydiniz eğer beyniniz oracıkta patlayabilirdi. Tek bir kelimesini bile kaldıramazdınız siz. Bu yüzden bu ana odaklanın. Şimdi arkanızdaki kapıdan çıkın ve o kapı sizi geldiğiniz yere götürecek. Biz siz savaşa başladığınız zaman geleceğiz. Unutmayın ki her şey bitecek gibi olduğunda güneş doğacak ve doğuya bakın. Bizi orada göreceksiniz. Şimdi gidin."
Büyücü cümlesini bitirdiği zaman bir anda ortadan kayboldu. Arkalarına baktıkları zaman orada gümüş renki yarım daire biçiminde bir kapı gördüler. Şaşkın bir şekilde kapıdan geçtikleri sırada Lucian "Adam ejder büyücüsüymüş veya büyücü ejder, büyülü ejderha da olabilir."
Kapıdan geçtikleri zaman Galdor'un yanında buldular kendilerini. Galdor bir fıçı birayı kafasına dikmiş bir şekilde içiyordu. Nefes aldığı söylenemezdi içtiğinden daha fazla bira ağzından aşağıya dökülüyordu.
"Biz geldik komutan Galdor. Bakıyorum da keyfin yerinde."
"Oooo kimler gelmiş hoş geldiniz. Ne keyfi be çok merak ettim sizi öyle ki kendimi sakinleştirebilmek için içtim hep inanmıyorsanız pandaya sorun."