Lucian için ölen arkadaşını orada görmek oldukça şaşırtıcıydı. O ölmesine rağmen yıllarca onunla konuşmaya devam etmişti. Zaten bu yüzden oona deli diyenler olmuştu. Deli diyenlerin hepsini çıkartmıştı hayatından. Ancak o şimdi karşısında duruyordu ancak arada farklar vardı. O diyardaki Naserious koyu bir cübbe giyiyordu. Sakalları hem uzamış hemde beyazlamaya başlamıştı. Eskiden uzun olan saçlarını ise daha kısa kestirmişti.
Bir an için herkes Luciana dönüp baktı hepsi ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Sen ölmüştün trafik kazasında. Haberim olduğu zaman haftalarca senin yanında kaldım, hastanede seninle birlikte yaşadım ben ama olmadı kurtaramadılar seni. Sen nasıl burada karşımda durabiliyorsun? Yıllarca senin hayaletinle yaşadıktan sonra nasıl?"
"Merhaba öncelikle. Ne demek istediğine dair hiçbir fikrim yok trafik nedir onu bile bilmiyorum. Seninle daha önce karşılaşmadım ben." Naserious şaşkın bir ses tonuyla konuşuyordu.
"Bunun mantıklı bir açıklaması olmalı ama. Ben seni tanıyorum ama sen beni tanımıyorsun. Sakın kimse bana çoklu evrenlerden bahsetmesin hiç mantıklı gelmiyor."
"ama öyle Lucian, burada hiçbir zaman Lucian olmadı. Dolayısıyla Nas seni tanımıyor. Ayrıca burada başka bir Hayal'de olmadı."
"Öyleyse burası paralel bir evren değil biz ikimiz başka bir dünyadan geldiğimiz için burada bizim kopyamız olmaması normal peki ya Nas'ın neden kopyası var?"
"Söylediklerinden hala hiçbir şey anlamadım sorularına verecek bir cevabım da yok. Ben buradayım, hep burada oldum. Diğer kendimin ölmüş olmasına üzüldüm doğrusu. Sanırım ikiniz yakındınız."
"Yakın olmak ne kelime o benim arkadaşım, dostum, kardeşim, sırdaşımdı. Galdor bana bira verir misin? Kendime gelmem gerekiyor."
"İşte sizin sorununuz bu çok düşünüyorsunuz bu kadar çok düşünmeye gerek yok. Hem daha detaylı konuşacağımız zamanlar da gelecek ama şimdi bizim planlar yapmamız gerekiyor. Hem geçmişi boşverelim geçmiş yaşandı, bitti bizim önümüze bakmamız lazım."
"Galdor sen önüne baktığın zaman göbeğinden başka bir şey görmüyorsun sanırım."
"Lütfen Naserious şu anda hiç şaka yapma bak ciddi bir şey konuşmaya çalışıyorum ki bu benim için oldukça zor bir iş. Sizde orada içten içe gülmeyin bak valla hepinizin ağzını burnunu kıracağım. Hale bak ya Panda bile gülüyor."
"Tamam sakin olalım. Garip bir tanışma ama tanıştığıma memnun oldum Lucian."
"Hayatımız hep garipliklerle dolu zaten Nas bende tekrardan tanıştığıma memnun oldum."
"Nas bak bu Lucian Hayal'in şeysi..."
"Biraz sakin ol be Galdor zaten el ele tutuşmamızdan anlamıştır o herşeyi. Şimdi planları yapalım ve yola çıkalım. Şimdi planlar nedir?"
"Sakinim şimdi ve anlatıyorum ama iyi dinleyin sonra yok ben anlamadım falan demeyin yoksa fena döverim sizi. Hepinizin bildiği gibi çok büyük bir kötülük her yeri ele geçirdi ve neredeyse her şeyi kontrol ediyor. Devasa bir ordusu bile var. Onun dövebilmemiz bu yüzden bayağı zor olacak. Biz gizliden gizliye bir direniş ordusu oluşturduk ama sayımız az. Savaş başladığı zaman normal insanlar da bize destek verecektir ama sayımız yine az. Sayıyı şu an için arttırma şansımız da yok bu nedenle güçleri eşitleyebilmemiz için bir plan yaptık. Planın detaylarını Naserious anlatacak kimsenin hakkını yiyemem planın bu bölümü kendisine ait."
"Çok teşekkür ederim Galdor. Şimdi duyduğunuz gibi bu halimizle savaşa girersek kazanma şansımız yok gibi bu nedenle desteğe ihtiyacımız olacak. Lucian ve Hayal sizin Masal diyarına gitmeniz gerekiyor. Masal diyarından ejderhaları bulup buraya getireceksiniz."
"Nasıl ya kocaman, devası bizi tırnağı ile öldürebilecek Ejderhaları bulup buraya getireceğiz! Çok kolaymış bu sonra ne yapacağız?"
"Aslında kolay olacağına inanıyorum. Sizin gideceniz masal dünyasındaki Ejderhalar'a Aşkın Koruyucuları deniyor. Aşkı biz koruduğumuza göre bize destek olacaklarını düşünüyorum Tabi burada onları ikna etmeniz gerekiyor bunu yapacağınıza inanıyorum."
"Tabi canım kesin yaparız ben zaten bahçemde Ejderha besliyorum iyi anlaşırız onlarla."
"Lucian demek istiyor ki elimizden geleni yaparız. Masal dünyasında Ejderhaları nasıl bulacağız Nas?"
"Burası biraz daha karışık şöyle olacak masal dünyasında bir dağ var ve ejderhalar o dağın en tepesinde yaşıyorlar. Kaç tane olduklarını bilmiyorum ama birkaç tanesi bile bizim için oldukça büyük bir destek olur. Dağın adı kaf dağı."
"Kötülük masal dünyasına girmiş olabilir mi?"
"Büyük ihtimalle öyledir ejderhaları arıyorlardır ancak Kaf dağını bulmak kolay değil. Sadece gerçek aşıklar onu bulabilir ve dolayısıyla ona ulaşabilir. Bu yüzden ikinizin gitmesi gerekiyor bizde başka kitaplara giderek bizimle savaşacak asker toplayacağız daha doğrusu ben burada kalacağım diğer herkes aramaya gidecek."
"Tamam ben anladım şansımız yok gibi bu yüzden mucizelere ihtiyacımız olacak. Bizde mucizeleri gerçekleştirmeye gideceğiz en sevdiğim iş benim gerçekten."
"Bu duyduğuma sevindim Lucian. Şimdi biraz dinlenin siz bende kapıları açmak için hazırlıklara başlayayım. "