Umudun bittiği yer 38. bölüm - yeni roman


 Mağaranın çıkışına geldikleri zaman dışarıda siyah bulutlarla çevrili bir gökyüzü ile karşılaştılar. Uzaklara doğru baktıkları zaman gökyüzüne doğru yükselen siyah dumanları gördüler ve havada ateş kokusu vardı.

"Ne olmuş burada? Beyaz bir baksana?"

"Gerek yok onun gitmesine. Ben kaçtıktan sonra her yeri yakmaya başladılar. Beni yakalayacaklar veya öldürecekler beni. Bizim kavuşmamıza izin vermeyecekler."

"Manyak mı bunlar? Hiç her yer ateşe verilir mi? Andım olsun ki son nefesime kadar senin için savaşacağım. Karşıma kim çıkarsa çıksın yaşamayacak daha fazla."

"Bunları yapacağını biliyorum aynısı benim için de geçerli ama Kylana ile savaştığın gibi savaşma bence."

"Şuna bak ya ben o kadar mücadele edeyim sen gözlerimin içine bakıp gül."

"Komik ama kızma hemen. Unutma bu bizim yolculuğumuz. Beraber her şeyin üstesinden geleceğiz."

Hayal konuşmasını bitirdiği zaman Panda onlara doğru yaklaştı ve ellerini iki yan açtı yüzü asılmış bir şekilde. Bunu gören Hayal ise gülümseyerek "Sende bizimlesin Panda. Tüm kötülükleri hep beraber yeneceğiz merak etme."

Hayal konuşmasını bitirdiği zaman panda kollarını iki yana açarak aynı anda Lucian'a ve Hayal"e sarıldı. 

"Yemin ediyorum bir gün Panda bizi seveyim derken öldürecek. Hayır kocaman bir şey ezecek hep bizi."

"Öyle şeyler yapmaz o Lucian. Şimdi çok gevezelik yaptık. Yola çıkma vaktimiz geldi. Beyaz önden uçarak bizi tehlikelere karşı uyaracak. Panda ve Gümüş ise önden ilerleyecek. Bizde onları takip edeceğiz."

"Bunları benim söylemem gerekmiyor mu Hayal?"

"Öylede bir an heyecan kapladı içimi. Senin farklı bir önerin mi vardı?"

"Hayır aynı şeyleri söyleyecektim."

"Aynı şeyleri söylediğimiz sürece kimin söylediğinin ne önemi var."

"Biz hep aynı şeyleri söyleriz ki seninle. Biz biriz."

Beyaz gökyüzüne doğru yükseldiği sırada bir taraftan da onlara gidecekleri yolu gösteriyordu. Diğerleri ise onu takip ediyor ve yavaş adımlarla ilerliyordu. Panda hariç canı sıkılmış olsa gerek yuvarlanmaya başlamıştı. İlginç tarafı ise o yuvarlanırken yerin hafif bir biçimde sallanmasıydı.

"Şu Galdor'u nereden kurtaracağız?"

"İşte bu çok güzel bir soru. O bu dünyada değil."

"Nasıl yani? Ne demek bu dünyada değil."

"Şöyle söyleyeyim Galdor burada isyanın başındaydı. Evet kötülüğe karşı bir isyan vardı burada eskiden sonra siyahlı adamlar ve katiller isyanı bastırdı. Galdor'u başka bir kitaba kaçırdılar. Onu kaçırıp buraya getireceğiz ve isyanın ateşini tekrardan yakacağız."

"Nasıl ya Galdor başka bir romanda? Biz bir romanda mıyız şimdi? Romandaysak yazar kim? Ben eskiden çok roman okurdum roman içinde roman mı oldu şimdi? Beynim yandı benim?"

"İlahi Lucian, bu yüzden seviyorum seni. Güldürüyorsun beni. Senin geldiğin yer başka bir diyardı ya Galdor'da başka bir diyarda. Beynini yakma lazım o bize."

"O diyara nasıl gideceğiz peki?"

"İleride bir kapı var. Büyük ihtimalle çok iyi korunuyordur. O kapıdan geçeceğiz ve Galdor'u alıp geri döneceğiz."

"Tamam kolaymış hadi gidip isyankar Galdor'u kurtaralım sonra ateş falan yakarız beraber. Kötüyü de yeneriz. Sonrasında hep beraber mutlu mesut yaşarız. Evet Panda sende bizimle geleceksin. Sakın sarılayım deme şu anda olmaz."

"Pandaya bak sarılma dediğim zaman gitti ağaca sarıldı. Sanırım evrenin en duygusal Panda'sı bizim yanımızda."

"Evet Lucian o çok duygusal bir Panda. Senin kadar olmasa da."

"Bu arada gözümden kaçmadı sanma sen az önce beni sevdiğini mi söyledin."

"Evet, neden şaşırdın ki bilmediğin bir şeyi söylemedim ki."

"Ya biliyorum da duyunca çok bir mutlu oluyorum. Panda olmasa sana sarılırdım ama şimdi bizi görür canı çeker. Bir panda sarılması sonucu ölmek istemiyorum."

0/Post a Comment/Comments