Umudun bittiği yer 25. bölüm - yeni roman

 


Lucian ve Gümüş ayağa kalkıp pusulanın işaret ettiği yöne doğru ilerledikleri sırada etrafta aynı tedirgin edici sessizlik devam ediyordu.

"O kadar sessiz ki etraf her an bir yerden o manyak katillerden birisi çıkacak diye korkuyorum. Katilden korkmuyorum da bir anda karşıma çıkınca bir an irkiliyorum. Bu yüzden korku filmlerini hiçbir zaman sevmedim ben. Öyle birisi korkutulmaz ki çıkarsın karşısına anlatırsın durumu. Süprizleri hiç sevemedim ben. Aslında teorik olarak güzel görünebilir ama ya ben o sürprize hazır değilsem ne olacak. Bir kalp krizi ve hoşçakal Lucian. Böyle olmamalı."

"Sen yine kötü kötü bakıyorsun bana Gümüş. Yine saçmalamaya başladım ama dur bana değil bu tarafa doğru kötü kötü bakıyorsun demek ki orada seni rahatsız eden bir şeyler var. Büyük ihtimalle kesin yine katiller bize doğru geliyordur. Sonra geldikleri zaman yine saçmalamaya başlarlar yok beni öldürmeden önce öpeceklermiş böbreğimi yemek istiyorlarmış falan. Büyük manyak bunlar uzak durmak lazım onlardan ama peşimi bırakacaklarını hiç sanmıyorum."

Lucian Gümüş'ün baktığı yöne doğru baktığı sırada gökyüzünde uçan beyaz bir baykuş gördü. Hayranlıklar içinde baykuşun güzelliğini izledikleri sırada baykuşun hemen yanından geçen bir kaç tane ok gördüler. Birisi baykuşa saldırıyor olmalıydı ama neden? Kendi halinde uçan bir baykuşa neden saldırıyor olabilirlerdi. Bu esnada Gümüş hafifçe boynunu öne doğru eğip saldırmaya hazırlamıştı kendini.

"Gümüş ne olduğuna dair bir fikrin var mı acaba? Baykuşa ok atıldı? Birileri baykuşu öldürmek istiyor. Birisi neden bir baykuşu öldürmek istiyor olabilir ki? Ben hiçbir şeyin ölmesini istemem mesela bu dünyada hepimize yetecek kadar yer var ve çok mutlu yaşayabiliriz onun içinde. Ancak kötüler hep var ve canımızı yakmak, kalbimizi sökmek istiyorlar. Aynısı tüm canlılar için de geçerli olmalı."

Bu esnada 3 tane ok daha baykuşun yakınlarından geçti ve Lucian ileriye doğru baktığı sırada karşılarındaki tepenin üstünde üç tane okşu gördü. "Hadi Gümüş, o güzel baykuşu kurtarmamız gerekiyor bizim."

Lucian ve Gümüş hızlı adımlarla ileriye doğru koşmaya başladığı sırada bir süre boyunca siyahlı okçular onları fark etmedi. Okçulara yaklaştıkları sırada onlara doğru bakıp ok atmaya başladılar. Ancak siyahlı okçular ok attıkları sırada küçük yön değişiklikleri ile oklardan kaçmayı başardılar. 

"Ne istiyorsunuz güzelim baykuştan. Rahat bırakın onu!"

Ancak karşı taraftan bir ses gelmediği zaman Lucian konuşmaya devam etti "Size baykuşu bırakmanızı söyledim. Yoksa yemin ederim attığınız o okları toplar hepsini teker teker yediririm size."

"Fark ettim gümüş ama ne yapayım ben tehdit etmeyi bilmiyorum. Ne demeliyimdim ki onlara. Neyse az kaldı hazırlan baykuşu kurtarmamız gerekiyor."

Lucian ve Gümüş oklardan kaçarak siyahlı okçuların yanına geldiler. Oklar yerini kılıçlara bıraktı ve Lucian "Son kez söylüyorum rahat bırakın baykuşu."

Ancak Lucian'ın sözleri duyulmamışçasına ilk olarak solda bulunan siyahlı adam gümüşe doğru kılıcını savurdu. Ancak gümüş yana doğru atlayarak bu hamleden kaçtı ve ön patilerinden birisi ile siyahlı okçunun koluna derin sayılabilecek bir kesik attı.

Lucian'ın karşısında iki tane siyahlı okçu yani eskiden siyahlı okçu artık siyahlı kılıççı vardı ve siyahlı kılıçlılardan birisi kılıcını geniş bir yay çizerek savurdu. Lucian ise bu hamleyi kalkanı ile karşıladıktan sonra sağına doğru dönerek kılıcını hızlı bir kesme hareketi ile savurdu. Sağdaki siyahlı kılıçlı ise beklemediği bu hamle karşısında kısa bir şaşkınlığın ardından kılıcı ile Lucian'ın kılıcını engelledi. Bu esnada hedefini şaşıran kılıç Lucian tarafından yön değişikliğine giderek çapraz bir biçimde yularıya doğru savruldu ve siyahlı kılıçlının omuzuna bir çizik bıraktı.

Gümüş ise ona doğru yapılan kılıç hamlelerinden kaçıp rakibine küçük tırnak kesikleri bırakıyordu. Lucian bir an için onlara doğru baktığı sırada Gümüş'ün keyfinin yerinde olduğunu düşündü. Sanki siyahlı okçunun akan kanı onu memnun ediyordu. 

Lucian ona doğru gelen başka bir kılıç darbesini kelimelerden yapılmış kalkanı ile engellediği sırada kılıç tutan kolu yana doğru açarak geniş bir yay şeklinde kendi kılıcını savurdu. Kılıcı siyahlı kılıççının midesi hizasından kesti. Kılıcı rakibinin bedeni içindeki yolculuğunu bitirdiği zaman Lucian diğer siyahlı kılıççıya doğru döndü.

Siyahlı kılıççı kılıcını geniş bir şekilde savurmuştu ancak Lucian'ın kalkanı yine onu kurtarmış ve engellenen kılıçın ardından kısa bir şekilde kılıcını savurdu ve rakibinin sağ kolunu yardı.

Gümüş ise siyahlı okçunun sol kolunu koparttıktan sonra dişleri soluk boruna kilitlemişti ve rakibinin nefes almayı bırakması fazla uzun sürmedi. Boşta kalan Gümüş Lucian'a doğru koştu ve az önce Lucian'ın yaraladığı siyahlı kılıççının üstüne atladı.

Lucian rakibi ile teke tek kaldığı zaman önce kalkanını ona doğru savurarak dengesini bozdu daha sonra ise kılıcını rakibinin silah tutan omuzuna saplayıp geriye doğru çekti. Siyahlı kılıççı acı bir çığlık attığı sırada Lucian geri çektiği kılıcını rakibinin diğer omuzuna sapladı.

"Konuş şimdi ne istiyorsunuzbaykuştan?"

"Kime diyorum ben cevap versenize? O baykuşla alıp veremediğiniz nedir?" Siyahlı kılıççı cevap vermediği zaman bir sonraki kılıç rakibinin sol bacağından içeriye girdi.

"Konuş ulan! Ne yaptı baykuş size okeyde taş mı çaldı? Yoksa mahallede kızlara laf mı attı? Cevap ver yoksa sana ölüm çok geç gelecek." Kılıç bu sefer diğer bacağının derinliklerine doğru yolculuğa çıktı. Ancak siyahlı okçu hala konuşmuyordu."

"Ne yapıyorlar lan size, dilinizi mi kesiyorlar? Aç bakayım ağzını, harbiden öyle yapmışlar. Tabi benim aklıma gelen şey başkalarının aklına da gelir tabi ki! O zaman ben bunları konuşturamam, eğer konuşturamazsam yaşamalarının bir anlamı yok. Dur Gümüş ben öldürürüm, senin ağzın burnun hep kan oldu zaten. Bir ara temizlemek lazım seni bu şekilde korkutucu görünüyorsun sen." Lucian Gümüş ile olan konuşmasını bitirdiği zaman dizleri üzerine çökmüş olan siyahlı kılıççının başının üst kısmından tuttu ve kılıcını rakibinin boynunda hafifçe gezdirdi. Kan rakibinin bedeninden aşağıya doğru aktığı sırada Lucian hafifçe gülümsüyordu. "Gümüş ben sana mı benziyorum? Onların ölümlerini izlemek keyif veriyor bana."

"Baykuş bak buraya. Seni öldürmeye çalışanları biz öldürdük. Bizim yanımıza gelebilirsin hem bizden sana zarar gelmez. Bak çok sevimli bir ekibiz bir istersen bize katılabilirsin sen. Beraber yolculuk yaparız katilleri sonra bu salak siyahlı manyakları öldürürüz. Bence çok güzel zaman geçirebiliriz birlikte bizimle gelmek ister misin. Dur sana bir isim bulmamız lazım. Buldum, buldum senin adın Beyaz olsun. Bence çok yakıştı sana, bizimle beraber gelmek ister misin? Hem koruruz seni."

Lucian konuşmasını bitirdiği zaman Gümüş derin bir nefes alarak aşağıya doğru baktı. Beyaz ise onların etrafında daireler çizerek alçalmaya başladı. "Bize katıldığın için çok sevindim Beyaz. Sana nereye gittiğimizi yolda anlatırım zaman kaybetmek istemiyorum. Aşık olduğum kadını kurtarmaya gittiğimizi bilmen yeterli evet onu 5000 yıldan beri arıyorum ben ve onu ne olursa olsun kurtacağız.

0/Post a Comment/Comments