Yokluğunun mührü - şiir

 


Kelebekler umutlarımdan daha uzun yaşıyor,

Bir eylül akşamı dökülüyor yapraklarım, 

Çırılçıplak kalıp hayallerine sarılıyorum buzların arasında, 

Gözlerin nereye bakıyorsa orada olmak istiyorum,

Pusulası kırılmış bir gemi gibi savruluyorum rüzgarlarda, 

Şiirler bırakıyorum yollara bul diye beni, 

Ben kayboldum yokluğunda, haritalar seni göstermiyor, 


Kendimi unuttum seni ararken, 

Sorularım hep cevapsız, cevapsız her soru mızrak gibi, 

Delip geçiyor bedenimi, parçalanıyorum, 

Hançerlere hedef tahtası oluyorum, en büyük yalancıya ödüller veriliyor, 

Ben oyunların kuklası, terk ediyorum tüm yaşanmışlıkları, 

Sensizlik bom boş şimdi, 


Boşlukta yürümeye çalışıyorum, 

İpten köprüler yapıyorum, 

Cümlelerim kırılıyor orta yerinden, 

Ben hiçbir şey bilmiyorum, dar ağacına gidiyor cümlelerim, 

Sen gelmiyorsun, ben bitiyorum, 

Her şiir bir intihar provası şimdi, ben yazmaktan vazgeçmiyorum, 

Ne zaman misafir olacak gözlerin bana, 

Sana giden yolların hepsi kapalı, yollar yazıyorum durmadan, 


Yazdıkça uzaklaşıyorsun benden, 

Duymuyor musun beni? Görmüyor musun? 

Yüreğimde fırtınalar var, gemileri alabora, 

Karaya yalnızlık vuruyor şimdi, 

Kurak bir çöl burası, ben gözlerine hasret, 

Sen gülersen güller açar yüreğimde, 

Sen ağlarsan sel dolar gözlerim, 

Bir şiirde gel yanıma, uzat ellerini, 

Her şiir bir intihar provası, her şiir yokluğunun mührü gibi, 

Ben artık dayanamıyorum sensizlikte ya kes şimdi tüm cümlelerimi, 

Ya da göm beni adının yazıldığı bir şiire... 



0/Post a Comment/Comments