Hayal Karavanı 84. bölüm - fantastik roman

"Elma ne kadar da güzel duruyor. Şu renklere bak, güneş gibi parlıyor resmen."

"Ben hayatım boyunca böyle şey görmedim. Neden yemeyin yazmışlar acaba?"

"Onu yemek istiyorum ne de olsa bir elma ama çok güzel bir elma. Ne olabilir ki onu yersek, ağzımın suyu akıyor resmen."

"Bence üçe bölüp yiyeyim elmayı. Sanki onu hayatım boyunca hiçbir şeyi istemediğim gibi istiyorum."

"Her geçen an daha da güzel oluyor, büyüyor gibi. Hepimize yeter o elma ve ben yemeliyim sadece. Yok yok hepimiz birer parça alalım ama en güzeli benim olmalı."

"Öyle bir şey yok Galdor buraya benim sayemde geldiniz ve bu yüzden büyük parçayı ben almalıyım."

"Elma benim ve kimseye vermem çok isteyen varsa almayı deneyebilir."

Melvenia cümlesini bitirdikten sonra elini uzatıp ağacın dalından elmayı kopardı tam ağzına götürdüğü sırada Galdor büyük bir öfkeyle "O benim" diye bağırdı ve baltadan eğilerek kaçmaya çalışan Melvenia elmayı bir anlığına düşürür gibi oldu ve o anda Lucian elmayı kaptı ve koşmaya başladı.

Hepsi deliye dönmüşçesine birbirine saldırıyordu. Melvenia'nın attığı hançer Galdor'un omuzuna saplandı. Bu esnada Lucian kılıcı ile Melvenia'nın omuzuna ince bir kesik bıraktı.

Her geçen an aralarında oluşan savaş daha da şiddetlendi ve bedenlerinden akan kan toprağa düştü. Melvenia Galdor'un geniş balta saldırılarından kaçmaya çalışırken bir taraftan Lucian'ın kılıç hamlelerine karşılık veriyordu. Lucian ise her iki tarafın açığını bekleyip hamlesini yapıyordu.

Derilerindeki kesik izleri zamanla giderek artıyordu. Galdor'un baltası Lucian'ın göğsünün sol tarafına derin bir kesik açtığı sırada Melveni hançerini onun şah damarına yakın bir bölgesine saplamıştı. Lucian ise fırsattan yararlarak Melvenia'ın baldırını parçalamıştı. "O elma benim."

Hepsi elmayı unutup savaşmaya odaklanmaya ve birbirini öldürmeye çalıştığı sırada gökgürültüsüne benzeyen bir ses duydular. Bu esnada hepsi kanlar içindeydi ve savaşmayı zoraki bir şekilde sürdürüyorlardı.

Zoraki nefes aldıkları sırada sesin geldiği yöne doğru baktılar artık hareket edecek güçleri kalmamıştı. Karşılarında yaklaşık 7 insan uzunluğunda ve 5 insan genişliğinde bir şey duyuyordu. Ne olduğunu tam olarak kestiremiyorlardı sadece karşılarındaki şeyin insan olmadığını anlayabilmişlerdi. Siyah, devasa kanatları vardı ve kurda benzeyen yüzünden alevler çıkıyordu.

"Sizi salaklar, kendinizi tutamadınız ve şimdi ölmeye hazırlanın."

Yaratık ilk olarak Lucian'ı ellerinin birisi ile tuttu ve parmaklarını sıkarak onun kemiklerinin kırılmasını sağladı. Lucian'ın kanlar içindeki bedenini fırlatıp attıktan sonra diğer eliyle Melvenia'yı tuttu ve belinden kırarak iki parçaya ayırdı. Melvenia'nın bedenindeki tüm kanlar akarken onun parçalarını yere bıraktı.

"Arkadaşlarımı öldürdün sen benim. Neye yaptık biz, nasıl bu hale düştük." Galdor acı dolu bir çığlık atarak yaratığa saldırdı. O an için hiçbir korkusu yoktu onun, ne hissettiğini bilemiyordu aslında sadece intikam almak istiyordu ve tek düşündüğü şey o yaratığı öldürmekti.

Kendisine doğru uzanan elin altından eğilerek baltasını sapladı daha sonra hızlıca hareket ederek yaratığın ayağının arka tarafına saldırdı. Baltası onun etini ve kemiklerini parçalayarak ilerledi. Yaratığın acı dolu çığlığı yankılanırken Galdor dengesini kaybeden yaratığın karnının alt tarafını parçaladı.

Yaratığın siyah kanı Galdor'un üzerine yağdığı sırada yaratık iyice öne doğru eğilmişti ve onun karnını parçalamaya devam etti. Bağırsaklarının parçaları midesindeki su ile birlikte Galdor'un üzerine dökülmeye devam ediyordu. 

Yaratık onun üzerine doğru devrildiği sırada yana doğru kaçtı ve baltasını yaratığın bedeninin sol tarafına saplayarak bedeninde yukarıya doğru tırmandı. Yaratıktan akan kan toprağı siyaha bürümüştü. Galdor yaratığın sırtına ulaştığı zaman baltasını sapladı ve ileriye doğru koşmaya başladı. Yaratığın sırtındaki tüm kemikler dışarıya çıktı ve Galdor yaratığın boynuna geldi ve baltasını ensesine saplayarak ensesini boydan boya kesti.

Galdor durmaksınız baltasını yaratığa sapladığı sırada bir anda kendini tekrardan kara toprağın üzerinde buldu yaratığın olduğu yerde bir kitap duruyordu ve kitabın üzerinde "Galdor" yazıyordu. Galdor ne olduğundan bihaber bir şekilde elini kitaba doğru uzattı ve onu tuttuğu an sadece karanlık vardı.

0/Post a Comment/Comments