Hayal Karavanı 79. bölüm - fantastik roman

Lucian kalabalığı yararak Galdor'a doğru koşmaya başladığı sırada etrafındaki herkes "Öldür, öldür.." diye bağırıyordu. Bu sesler onun daha hızlı koşmasını sağlıyordu. Galdor'u kurtarması gerekiyordu. Koşarken çarptığı insanlar yere düşüyordu. Buraya nasıl geldiği veya Galdor'u neden öldürmek istedikleri cevaplarını bilmediği sorulardı. Zaten öyle bir yerdeydi ki düşünmeye ihtiyacı yoktu. Onu bir şekilde kurtarması gerekiyordu.

Bu esnada etrafındaki herkesin değişmiş olduğunu fark etti. Hepsi siyah maskeler içindeydi ve ellerinde kanlı kılıçlar tutuyordu. İnsanların nasıl bir anda değiştiğine dair hiçbir fikri yoktu ancak bunun da önemi yoktu. İnsanların bir kısmı ona doğru dönüp silahlarını ona çevirdikleri sırada düşünmenin anlamı olmadığını çok iyi biliyordu.

Kendisine doğru yöneltilen ilk kılıç darbesinden hafif geri çekilerek kurtuldu ve karşı hamlesi olarak kılıcını ileriye doğru saplayarak karşılık verdi. Kılıcı siyahlı adamın karnın sol tarafını yararak ilerledi. siyahlı adam acı içinde kesik bir çığlık attığı sırada kılıcını yatak olarak sağa doğru çekti ve siyahlı adamı iki parçaya ayırdı. 

Onun yanındaki siyahlı adam ise boynuna doğru kılıcını savurdu ve Lucian eğilerek o hamleden kaçtı ve boşta olan eli ile siyahlı adamın midesine sağlam bir yumruk indirdi. Siyahlı adam öne doğru eğildiği sırada kılıcı elinde çevirerek adamın kalbine doğru sapladı ve kılıç onun bedenini delip geçtikten sonra hemen geri çekti ve bir sonraki hamleyi bekledi.

Tahminine göre Galdor'a ulaşmak için yaklaşık 40 kişiyi geçmesi gerekiyordu ve tek başına bunu yapmak biraz zaman alacaktı. Acaba rüyada ölürse gerçek hayatında da ölür müydü? Eğer bu ölürse aynısı Galdor içinde geçerli olurdu. Acaba aynı rüyayı mı paylaşıyordu ki sorgulamanın anlamsız olduğu bir andaydı.

Kılıcı başka bir siyahlı adamı delip geçtiği sırada Lucian karnına indirdiği tekme ile onu geriye doğru itti. Siyahlı adam arkasındaki üç kişiye çarptı ve onların dengesini bozdu. Lucian için beklediği fırsattı bu ve kılıcı ve hançeri ile yaptığı birkaç hamlenin ardından üç kişi de yerde buldu kendini.

Ancak bu hareketlilik karşısındaki bütün siyahlı adamların dikkatini çekmişti ve Lucian sol bacağını ile geriye doğru bir adım atarak savunma durumuna geçti. Ona doğru gelen hamleleri savuşturup fırsat buldukça kendi hamlelerini yapacaktı.

İlk kılıç darbesinden sağa doğru dönerek kaçtı. İkinci hamleden kaçmak için hafifçe eğildi ve hançeri ile siyahlı adamlardan birisinin bacağına bir kesik attı. Yukarıdan gelen iki kılıcı uzaklaştırmak için kendi kılıcı ile bir yay çizdi. Bu esnada hançeri başka birisinin bacağında derin bir iz bıraktı.

Ona doğru gelen hamlelerin sayısı arttığı zaman geriye doğru bir takla atarak siyahlı adamlar uzaklaştı ve ayağa kalktı. Hala çok sayıdalardı ve onların hepsi ile mücadele etmesi biraz zordu. Ancak pes etmeye hiç niyeti yoktu onun ve sol elinde tuttuğu hançeri ileriye doğru fırlattı ve hançer siyahlı adamlardan birisinin boğazına saplandı.

Kılıcı ile bir hamleyi engellediği sırada belinden çıkarttığı bir diğer hançeri fırlattı. Sayıları hala çok fazlaydı. "Keşke dedi içinden benimle birlikte savaşan birisi daha olsaydı" dedi içinden ve yanında kendisinin soluk bir kopyası belirdi. Kopyası ileriye doğru saldırdığı sırada siyahlı adamlar şaşkınlık içinde bakakalmıştı ve bu şaşkınlık 3 kişinin yerle buluşması ile sonuçlandı. Sayıları hala oldukça fazlaydı.

Bu esnada kopyalarının sayısı arttı ve artık 4 kişi olmuşlardı. Sayılarının çoğalması onlara doğru yapılan her hamlenin ölümcül bir sonuç bulmasını sağlıyordu. Yerdeki ceset sayısı arttıkça onlara saldırmak zorlaşıyordu. 

Kılıçlar ve hançerler havada keskin bir dans yapıyordu sanki. Çeliğin çelikle çarpmışmasının yarattığı ses her yerde yankılanıyordu. Bir süre sonra siyahlı adamların sayısı oldukça azalmıştı ve Lucian onların arasından koşarak geçti ve elinde meşale ile onları seyreden siyahlı adamın yanına geldi.

İlk hamlesi siyahlı adamın baltasına çarptı ve onu bir adım geri çekilmeye zorladı. Hemen ardından hançerini baltanın alt tarafından siyahlı adamın midesine sapladı. Kılıcı ile baltasını aşağıya doğru indirdiği sırada kılıcının ucunu yukarıya kaldırıp ileriye doğru itti. Bu esnada siyahlı adamın elindeki meşale yere düşmüştü ve yerdeki kuru otlar tutuşmaya başladı.

Lucian'ın sağından ve solundan gelen hançerlerden birisi siyahlı adamın gırtlağına diğerleri ise göğsünün sağ ve sol tarafına saplandı. Siyahlı adam şaşkınlık içerisinde baltasını yere düşürmüştü ve Lucian kılıcını onun boğaz hizasında savurdu ve omurgasını parçalayarak ilerledi. Kafası bedeninden ayrıldığı sırada Galdor'u bağlayan ipleri kesti ve onun aşağıya inmesinde yardımcı oldu.

"Ne yaptın lan bunlara? Seni niye yakmak istiyorlardı."

0/Post a Comment/Comments