Hayal Karavanı 75. bölüm - fantastik roman

Karavana geldikten sonra bir an için birbirine şaşkın bir şekilde baktılar. Yüksek binaların olduğu yer neresiydi? Kendilerine o bir an için sürekli olarak sordukları soruydu bu. Bir an geçtikten sonra Galdor konuşmaya başladı "Orası neresiydi öyle. Binalar bulutlara kadar çıkıyordu. Neyi gördük biz?"

Lucian cevap vermek istedi ama Naserious'un yokluğu onun vereceği bilgece cevapların da yokluğu anlamına geliyordu. Bu yüzden cevap vermemeyi tercih etti. En iyi dostu, arkadaşı gitmişti ve ne yapacağını bilmiyordu.

"Bu yolculuk sağ olsun birçok farklı yer gördük. En farklısı orasıydı ama. Her yerde renkli ışıklar vardı, sokaklarda mutsuz insanlar farklı giysiler giyiyordu."

"Naserious burada olsaydı eğer orasının en alt gerçeklik katmanı olduğunu söylerdi bize." Naserious'u hatırlamak hafifçe gülümsemelerini sağlamıştı.

"Hatta derdi ki eğer orası gerçek ise büyük ihtimalle zaman çizgisinde çok farklı bir yerde olurdu. Büyük ihtimalle derdi biz geleceği gördük. Ben öyle bir gelecekte yaşamak istemiyorum."

"Sanırım kimse öyle bir gelecekte yaşamak istemezdi. Her yer devasa binalarla kaplı, herkes mutsuz, hele o hareket eden kutu gibi şeyler vardı, insanlar onun içinde yolculuk ediyordu. Oraya gitmeyelim biz.

"Evet Lucian oraya kesinlikle gitmeyelim. Böyle bir gelecek olmaz olsun, yıkarım orayı ben, yakarım."

"Sakin ol Galdor, O kadar uzun yaşayacağımızı hiç sanmıyorum. Bence on bin milyon yıl ileride olması lazım."

"Büyük ihtimalle göremeyiz Melvenia zaten ama havası bile kötüydü oranın. Sanki hep kötülüklerle doluydu, sanki oranın kendisi kötüydü ve insanlar acı çekiyordu."

"Naserious olsaydı kesin bir şeyler söylerdi. O olmadığına göre onun görevi bize düştü."

"Tabi canım, ben onun kadar güzel cümleler kuramam ama başınız belaya girerse kurtarırım sizi, kötüleri tepelerim bu kadar. Sahi o niye gitti ki? Benim gitmem gerekiyordu, hazırlık yapmıştım hep. Ayrılık konuşmasını bile hazırlamıştım."

"Ne vardı ayrılık konuşmanda Galdor?"

"Konuşma demeyelim de daha doğrusu ikinizi de dövecektim. Bir de birkaç kemiğinizi kırıp unutamayacağınız izler bırakacaktım. Benden duygusal bir konuşma mı bekliyordunuz yoksa."

"Olur mu öyle şey Galdor, senin ne kadar duygusal birisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir ağlasan sel olur o derece."

"Dalganı geç bakalım Lucian. Naserious'u hepimiz özleyeceğiz. Bari bundan sonra onun hatırına başınızı belaya sokmayın."

"En büyük isteği bizim iyi olmamızdı. Hep bizim için uğraştı o, hep bizi düşündü. Hep bizi beladan uzat tutmaya çalıştı."

"Adam ölmüş gibi konuşmayın ama çok daha güzel bir yerde o şimdi, çok daha mutludur."

"Hepimiz mutlu olacağız merak etme Galdor. Bir gün tekrar buluşacağız onunla. Hayat devam ediyor biliyorsunuz ve hepimiz mutlu olmayı fazlasıyla hak ediyoruz."

"O değil de bu yolculuk çok yorucu olmaya başladı. Umarım ben aniden giderim, veda etmek istemiyorum. Vedalar çok saçma. Geri geleceğim de sonra birileri seni beklemeye başlasın ama sen gelme. Yazık değil mi geride bırakılana. Veda etmeden gideceğim ben tabi bir hoşçakal dayağı atabilirim orası ayrı."

"İşte bu yüzden duygusalsın Galdor. Giderken kimse kalanı düşünmez, kalanda gider çoğu zaman. Sonrası daha vahim, giden kalanı arar kalan gideni sonra ise ikiside yoluna devam eder. Ne giden kalanı bulabilir ne de kalan gideni. Hep böyledir bu, sen bulursun ama Galdor. Sen hiçbir zaman gitmezsin çünkü."

"Öyle deme Melvenia gerektiği zamanlarda giderim. Çok gittim ben, bir sizden gitmedim. Sen bile gittin Melvenia sonra geri geldin ne biz aynıyız ne sen aynısın. Gitmek de saçma inan bana hatta kalmak da saçma. Hepimiz saçmayız farkında mısınız? Daha mutlu olacaklar için burada oturup gözyaşı döküyorsunuz. Kendinize gelin."

"Herzaman yaptığını yaptın ve en duygusal anı mahvettin. Helal olsun sana valla büyük yeteneksin sen. Bazen sorunlar görmezden gelince düzelmiyor. Naserious gitti ve bundan sonra onsuz devam edeceğiz. Hepimiz gideceğiz birbirimizden taki sen bizi bir araya getirene kadar."

"Böyle biline aha şuraya bir yere yazıyorum sizi bir araya getireceğim sonra ağzınızı burnunuzu kıracağım. Gideni de döveceğim kalanı da, bekleyeni de beklemeyeni de. Beklemeyeni daha fazla döverim. Hele gelmeyen olursa kaçsın benden."

"Birisi sen varken nasıl mutsuz olabilir ki be Galdor. Ağlarken gülmek çok saçma oluyor bunu yapma ama hadi yatalım biz. Yarın uzun bir gün olacak dinlenmemiz lazım."

Lucian konuşmasını bitirdiği zaman arkadaşlarına iyi geceler diyerek odasına gitti. Melvenia ise onu takip etti ve kendi odasına geçti. Galdor ise koltuğuna uzanıp tavana bakmaya başladı. "Keşke seninde söyleceklerin olsaydı be tavan." Tavanla konuşmaya başladığı sırada tüm arkadaşları da aynı şeyi yapıyordu. 

0/Post a Comment/Comments