Aşkın mezarlığı 3. kitap 5. bölüm

"Onları kimse durduramaz" diye düşündü kız. İçinde öyle bir duygu vardı ki tüm gezegeni karşısına alabilir, her türlü sorunun üstünden gelebilirdi. Onu bir kez daha görebilmek için herşeyi yapabilirdi.

Bu esnada erkek de benzer düşünceler içerisindeydi. Acaba öldükten sonra onu görebilir miyim diye düşündü bir an için. Eğer bu mümkünse hemen ölebilirdi bir an için bile düşünmeden.

Erkeğin elini tuttuğu zaman sanki yaşadığını hissediyordu kız. Ona sarıldığı zaman kendisine sarılıyordu sanki ve bu anlatması mümkün olmayan bir duyguydu. Sanki hayatı hep eksikmiş de onu gördükten sonra tamamlanmış gibi hissediyordu. Bunu da tanımlamak mümkün değildi.

Bir süre boyunca sadece oturdular, o an bozulacak diye konuşmadılar bile. Konuşsalar sanki o an bozulacakmış gibi geliyordu ona. Sanki ona dokunduğu zaman herşeyi unutuyordu. Ona bir kez için bile dokunmak, onu bir krz için bile görmek için yaşardı o.

Sessizlikleri fazla uzun sürmedi ve şapkalı adam hızlı adımlarla içeriye girdi. Aynı hızda konuşmaya başladı "Sistemin askeri üslerinden birisine saldıracağız. Askerlerin büyük bölümü dışarıda olduğu için işimiz daha kolay olacak. Ayrıca siyahlı adamların bir kısmı bizimle hareket ettiği için işimiz kolaylaşacak ama bu çok kolay olmayacağını söylemeliyim. Amacımız orayı ele geçirip orada konuşlanmak ve oradaki silahlara el koymak olacak. Eğer bunu yaparsak sistemi güçsüzleştirebiliriz. Sorusu olan var mı?"

"Benim var." dedi erkek. "Ne zaman başlıyoruz." İkisinin yüzünde de çarpık bir gülümseme belirmişti. Sistem onların önünde bir engeldi ve onu ortadan kaldırmaları gerekiyordu.

"Şimdi başlıyoruz. Bizimkiler üssün etrafını çevirmeye başladı bile. Bizde gideceğiz ve onların başına geçeceğiz. Tahminimize göre orada 200 civarında siyahlı adam var ve bunların 33ü bizim yanımızda. Hazırlanın gidiyoruz."

"Hemen hazırlanıyoruz."

Erkek ve kız tekrardan silahlarını omuzlarına astı, şarjörlerini değiştirdi. Yanlarına birkaç tane bomba aldılar. "Hazırız."

"Her ihtimale karşılık şunları giyin, sizi kurşunlardan koruyacaktır."

Erkek ve kız zırhları giydikten sonra şapkalı adamın peşinden ilerlemeye başladılar. Kısa bir süre sonra kapıdan geçtiler ve biraz önlerinde her tarafı yüksek duvarlarla çevrili bir bina vardı. Duvarların üstünde silahlı adamlar nöbet tutuyordu.

"Onları indirelim mi?"

"Nöbetçiler bizden. Birazdan ateş etmeye başlayacaklar ve bizde içeriye gireceğiz. Ağır silahları dışarıya çıkmadan orayı temizlememiz gerekiyor."

"O zaman işaretini bekliyoruz."

"Hazırda bekleyin az kaldı."

Erkek böyle zamanlarda saymaya başlardı. Uzun bir süredir hep bu şekilde yapar ve kendini sakinleştirirdi.

İçinden 1 dediği zaman hiçbir şey olmadı.

2 dediği zamanda aynı sessizlik içinde geçti.

3 dediği zaman ikisi de şapkalı adamdan gelecek bir işareti bekliyordu.

4 herkesin elinin silahlarına gittiği bir andı.

5 Hafifçe doğruldular ve koşmaya hazırlandılar.

6 Sessizce geçen bir andı.

7 İçeriden ilk kurşun sesi geldi ve koşmaya başladılar.

İlk kurşun sesinin ardından kalabalık bir grup içeriye doğru koşmaya başladı. Bu esnada içeriden ateş sesleri devam ediyordu. Kapıya gelene kadar kaç kişinin öldüğünü veya orada neler olduğunu bilmiyorlardı.

Büyük kapıya geldikleri zaman yerde yatan bazı cesetleri gördüler. Siyahlı adamların bir kısmı siper almış ve karşı ateşe başlamıştı. Kız ve erkek bir an için göz göze geldi ve kız erkeğin elini tuttu. O an zaman yavaşladı ve ikisi de tetiğe bir kere bastı. O anda iki farklı siyahlı adama doğru giden kurşunları gördüler.

Tetiğe tekrar bastılar ve iki kurşun da başka siyahlı adamlara doğru ilerledi.

Bir sonraki kurşunlar da hedeflerine doğru yola çıktı ve bir sonrakiler ve bir sonrakiler. 6 el daha ateş ettiler ve kız zamanı normale döndürdü. Kurşunların isabet ettiği siyahlı adamlar o an içinde yere yığıldılar. Şimdi içeriye girme sırasıydı ve içeriye girmeye başladılar. Şapkalı adam onlara doğru bakarak sağ elini havaya doğru kaldırdı. Bu dur işaretiydi. İçeriden gelen kurşun sesleri her tarafı kapladığı zaman onlar bekledi.

0/Post a Comment/Comments