Aşkın mezarı 2. kitap 11. bölüm

Sarışın küçük çocuk gittikten sonra şapkalı adamla beraber kalmışlardı. O çocuk karşılaştıkları herkesten daha farklıydı. Onun kadar güzel gülen birisini daha önce görmemişlerdi. İkisi de onu gördükten sonra gerçekten gülümsemenin mümkün olduğunu anladılar. Erkek ise o an bir an için kızın düşüncelerine odaklanmıştı ve aynı anda aynı şeyi düşündüklerini görünce şaşırdı. Ancak bir an kadar kızın zihninde kaldıktan sonra orayı terk etti. Siyahlı adamlarda bu yeteneğini kullanabilirdi ancak kız bunun için uygun değildi. Demek ki yeteneğini kontrol edebilmeyi öğrenmeliydi.

Kısa sessizliği bozan şapkalı adam olmuştu "Şimdi yetenekleriniz ile ilgili daha fazla şey biliyorsunuz. Onları kullandıkça daha fazla şey öğreneceksiniz ama şimdilik yeterli bence. Bundan sonra neler olacağını anlatayım size. Kahinin yanına gideceksiniz. O size geleceğiniz hakkında fikirler söyleyecek. Evet, o geleceği görebiliyor. Hatta yapacağınız davrarnışların nelere sebep olabileceğini görüyor ve sizin için en doğru yolu gösterebilir bu sayede. Bundan sonraki adımlarınızı ondan öğreneceksiniz."

"Nasıl yani?" ikiside Kahini duydukları zaman şaşırmıştı.

"Şöyle anlatayım size bugün yaptığınız her hareket geleceğinizi değiştirebilir biliyorsunuz. Peki 3 farklı hareketiniz olsa mesela bu 3 farklı geleceğiniz olduğunu gösterir ve her hareketin sonrasında 3 farklı hareket daha olsa size 9 farklı hareket yapar. Bu sayı giderek artar. Kahin ise bu hareketlerin her birinin sonucu bilebilir ve sizin için en doğru olanı söyleyebilir. Sizinle beraber bende sizinle geleceğim ve benim de geleceğime bakacak. Bu sayede neler yapabileceğimizi daha iyi kararlaştırabileceğiz. Onunla önce ben konuşacağım bu sayede ben neler yapacağımı kararlaştırmış olacağım ve benim kararlarım sizi etkileyecek ve sizde bu şekilde kendiniz için en doğru yolları görebileceksiniz. Ancak Kahin tüm detaylarıyla anlatmaz size sadece dikkat etmeniz noktaları söyler."

"Peki, Kahine nasıl gideceğiz?" kız uzun bir aradan sonra ilk kez konuşmuştu. 

"Size bilmediğiniz bir şey daha söyleyeyim. Buraya girişi biliyorsunuz, içerisi dışarıdan daha büyük. Burasının başka bir yer olduğunu da biliyorsunuz. Şimdi bilmediğiniz noktaya geleyim ve bu kapının istediğim yere açılabildiğini söyleyeyim. Yani bu kapıdan çıktığınız zaman isterseniz kahinin yanına gidebilirsiniz. Hazırsanız gidelim."

"Ben hazırım" dedi erkek.

"Bende hazırım" dedi kız ve birlikte giriş kapısına doğru ilerlediler. Kapıdan geçtikleri zaman gri duvarlarla çevrili bir odada buldular kendilerini. Oraya gittikleri ilk anda başlarını hızlıca çevirip odayı incelediler. Gri duvarlar etraflarını çeviriyordu. Duvarların üzerindeki lekelere bakarak bu duvarların yeni olmadığını anlayabilirlerdi. Ayrıca odanın ortasında 3 tane koltuk vardı. Koltukların karşı tarafında bir masa ve masanın arkasında yer alan sandalyede oturan birisi. Kapşonlu, siyah renkte bir cübbe giyiyordu adam. Onun adam olduğunu ise uzun sakalından anlamışlardı. 

"Hoş geldiniz." dedi Kahin.

"Hoşbulduk." diyerek karşılık vedi şapkalı adam.

"Neden burada olduğunuzu biliyorum. Önce seninle konuşacağız şapkalı. Daha sonra erkek ve kız ile konuşmamız gerek. Lütfen siz ikiniz şuradaki odada bekleyin. İşimiz bittiği zaman şapkalıyı göndereceğim ve ikinizi çağıracak. Anlaştığımıza göre siz gidebilirsiniz."

Erkek ve kız ayağa kalkarak Kahin'in işaret ettiği yere doğru yürüdüler. Yürüdükleri sırada akıllarındaki soru sayısı giderek fazlalaşıyordu. Ancak bunun üzerine hiç konuşmadılar. Koyu renkli ahşap bir kapıya geldiklerinde kapıyı açıp içeriye girdiler ve odada bulunan iki koltuğa karşılıklı olarak oturdular.

"Acaba ne söyleyecek bizim hakkımızda." diyerek söze başladı kız.

"Ben daha çok neden şapkalı adamın bizden ayrı konuştuğunu merak ediyorum."

"Belki konuşulanları duymamız bizim geleceğimizi de etkiler ve bunu istemiyordur."

"Öyle olmasını istiyorum bende ah keşke biraz zihnine girseydim."

"Bence yapmaman daha iyi olmuş. Sadece zorunda kaldığımızda kullanalım yeteneklerimizi."

"Bence de daha güzel olur."

"Acaba ne zaman sıra gelecek bize?"

"Keşke bilseydim ama fazla süreceğini sanmıyorum."

Erkek sözünü bitirdiği zaman bir süre boyunca bakışmadılar. Kısa bir düşünme arası verdiler bu sayede ama ikisi de gelecekte nelerle karşılaşacaklarını düşünüyordu. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorlardı ama bir süre sonra kapı açıldı ve şapkalı adam içeriye girdi "Sıra sizde."

Şapkalı adam geldiği ayağa kalktılar ve hızlı adamlarla ilerlemeye başladılar. O an sadece şapkalı adamın yüzünün neden asık olduğunu düşünüyorlardı. Ters giden bir şey mi vardı? Yoksa yanlış bir şey mi olacaktı?

Kahinin yanına geldiklerinde Kahin koltuklardan birisinde oturuyordu ve eliyle diğer koltuğu işaret edip sessiz bir biçimde oturmalarını söyledi. Oturdukları zaman hafifçe gülümsedi ve tekrardan "hoş geldiniz" dedi. Sizi uzun bir süredir bekliyordum. Bu yüzden sizinle tanıştığım için mutluyum. Kafanızdaki sorulara cevap vermem gerekirse bu yolda binlerce farklı gelecek görüyorum. Bu geleceklerin bir çoğunda istediğiniz yere ulaşamıyorsunuz. Bu nedenle benim söyleyeceklerim çok önemli. Birbirinizin ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz ama hala bunu tam anlamıyla kabul edebilmiş değilsiniz. Bunu kabul edemediğiniz bazı geleceklerde aranızdan en az birisi ölüyor. Biraz kabul ettiğiniz geleceklerinizin çoğunda da ölüm sayısı azalsa da başarılı olamıyorsunuz. Bu yüzden bunu kabul etmeniz çok önemli."

"Size anlatacaklarımı elbette seçerek söylemek zorundayım yoksa gelecekte bilmeniz gereken bir şeyi şu anda söylersem eğer zaman çizgisini tekrardan değiştiririm ve o zaman çizgisi benim kontolümden uzaklaşmış olur. Bunu nedenle söylediklerimi çok iyi dinleyin. İlk olarak zaman zaman birbirinizde güven sorununun olabileceğini görüyorum. Eğer bu sorun büyürse yine başarısız olacaksınız. Düşüncelerinize hakim olmalısınız. Ayrıca sen düşüncelerimi okuma fikrinden uzaklaşmalısınız çünkü daha önce söylediğim gibi bazı şeyleri bilmenizin zamanı daha gelmedi. İkinci olarak dikkat etmeniz gereken noktada size ihanet edecek birisini görüyorum. O kişi ile henüz tanışmadınız ancak size en zor zamanınızda ihanet edecek ve sizi başarısızlığa uğratacak. Bu kişinin kim olduğunu anlayacaksınız ve kendinizden hiç süphe etmeyin."

"Son olarak bir şey daha söyleyeceğim ki bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum. Zaman uzadıkça benim yeteneğimin de etkisi azalıyor ama bunu bilmeniz çok önemli. Aşkın mezarını bulduğunuz zaman mavi tavşanı takip etmelisiniz. Mavi tavşanın ne anlama geldiğini bilmiyorum ama Aşkın mezarına girdiğinizde anlayacağınızı düşünüyorum. Şimdi soru sormayın çünkü sorularınıza vereceğim cevaplar zaman çizgilerini tekrardan değiştirecek. Sadece şunu söyleyebilirim ki bu konuşmadan sonra Aşka ulaşma ihtimaliniz büyük ölçüde arttı ama yine bir kesinlik yok. Atacağınız sonraki adımları şapkalıya anlattım ve karşılaşabileceğiniz güçlükleri. Onun sözlerinin dışına çıkmayın ancak sadece bir kere yapmanız gereken onun sözlerinin dışına çıkmanızı gerektirecek ve o an geldiğinde bunu anlayacaksınız. Ancak o ana biraz daha zaman var. Aşkın mezarına yaklaştığınızda oluşacak bir durum bu. Uzun zamandır geleceğe bakıyorum ve Aşkı yaşama döndürme olasılığının hiç bu kadar arttığını görmemiştim. Şimdi gidebilirsiniz. Şapkalının yanına gidin ve bir sonraki adımız için hazırlanmaya başlayın."

İkisi birlikte şapkalı adamın yanına gittiler ve onunla beraber gri odadan dışarıya çıktılar. Tekrardan içi dışından büyük olan odadaydılar ve hiçbirisi konuşmuyordu. Konuştukları zaman gelecek değişir diye düşünüyorlardı ve şapkalı adamın sessiz kalması bu düşüncelerini doğruluyordu.

"Şimdi, biraz düşünmem gerek ve bir sonraki adamımızı planlamalıyım. Siz kendi aranızda Kahin ile yaptığınız konuşma hakkında konuşabilirsiniz. Ancak benimle bu konuları konuşmayın sonuçlarını biliyorsunuz. Şimdi daha önce yapmış olduğum bir planı değiştirmem gerekiyor. Yakın zamanda harekete geçeceğiz. Dinlenin şimdi.

Şapkalı adam uzaklaşırken onu seyrettiler. Daha önce orada olmayan bir odadan içeriye girdikleri sırada birbirlerine doğru baktılar. Şimdi ne olacaktı ikisi de bilmiyordu ve içinde bulundukları durum giderek daha gizemli bir hal alıyordu.

0/Post a Comment/Comments