Aşkın mezarı 2.kitap 3.bölüm

Herkes masaya oturmuştu ki o masanın veya o odanın nereden çıktığını bilmiyordu. O şapkalı adamın yanındaydı. Hemen karşısında siyahlı kız ve iri adam vardı. Masanın diğer tarafında ise olasılıkçı oturuyordu. İlk konuşan şapkalı adam olmuştu "Neler bulduk?"

Olasılıkçı konuşmak için yeltense de siyahlı kız onun sözünü kesti ve konuşmaya başladı. "Daha önce konuştuğum gibi planımızı uygulayabiliriz. Yerin altındaki kanallardan onu tuttukları yerin altına geleceğiz ve patlayıcıları yerleştireceğiz. Orası tutulduğu yerin ilk girişi oluyor ve genellikle sorgucular hariç kalan herkes orada bulunur ve silahlıdırlar. Patlamanın ardından tahminimize göre 5 veya 6 siyahlı adamı orada yok ederiz. Daha sonra.."

Bu sefer araya giren olasılıkçı olmuştu "Hesaplamalarıma göre 8 veya 9 tane silahlı adam var. Bu ekip için de 3 veya 4 tane sorgucu. Siyahlı adamlar güvenliği sağladığı için sorgucularda silah bulunmaz. Patlama anında ilk şok anında ikimiz içeriye girip kalanları temizleyeceğiz. Sonra sorgucuları da bitirdikten sonra onu kurtarabiliriz. Ancak bazı riskler bulunuyor. Bu risk ise siyahlı adamların girişin farklı yerlerine dağılmış olması. Bunun olma olasılığı da yüzde 37,71. Bunu engellemek için patlayıcıları daha geniş bir alana yerleştirebiliriz ancak bu durumda tavanın çökme ve bizim yolumuzu kapatma ihtimali yüzde 73.57. Bence ilk durum daha garanti gibi duruyor. İki ihtimale göre onu kurtarma olasılığımız ise birinci durumda %79.7, ikinci durumda ise yüzde 53.1 olacaktır."

"Teşekkür ederim olasılıkçı" dedi siyahlı adam. "Bu duruma göre ilk plan çok daha uygun. Onu yapacağız. Nelere ihtiyacınız var?"

"Silah! Daha çok silah ve patlayıcı" iri yarı adam bir anda yerinden kalkmış ve büyük bir heyecan ile konuşmuşu. Kız o an gözlerinin içinde yanan bir ateş gördüğüne yemin edebilirdi.

"Tamam büyük, İstediğin silahları vereceğiz sana ve patlayıcı yerleştirme işini sen yapacaksın. Bence her ihtimale karşılık bir kaç küçük bomba bulundursak iyi olur."

"Evet bombalara bayılırım. Çok fazla bomba alalım."

"Sakin ol büyük, sana yeteri kadar bomba vereceğiz ama orayı havaya uçurmak yok."

Şapkalı adam konuştuktan sonra iri yarı adamın yani şapkalı adamın deyimiyle büyüğün yüzünde bir üzüntü belirtisi oluştu. Bunun üzerine şapkalı adam hemen araya girerek "hemen canını sıkma onu kurtardıktan sonra istediğini yapabilirsin."

Kız ise bu konuşmaları şaşkınlıkla izliyordu. Birileri öldürme fikri hala ona hoş gelmiyordu ama onu kurtarmak için yapılması gerekliydi. Onu yüzde bilmem kaç ihtimalle kurtarabilirlerdi ama gerekirse eğer yeteneğini nasıl kullanacaktı. "Bir şey sorucam, buraya bakarmısınız. Şimdi orayı patlattığımız zaman sistemin dikkatini çekmiş olmayacak mıyız?"

"Güzel bir soru oldu bu. Orayı patlatırken kullanacağımız patlayıcılar ve silahlar siyahlı adamların ki ile aynı. Yani sistem patlamanın kendi kendine olduğunu düşünecek." dedi siyahlı kız.

"Peki ya kurşun izleri?"

"Onlar da yangın sonucunda ısınan kurşunların ateş alması ile olacak."

"Yaşasın yangın çıkartacağız."

"Evet büyük, senin için her yeri yakacağız."

"İşte bu harika bir haber. Hadi hemen yakalım."

"Önce siyahlı kız ile birlikte gidin ve silahları alın. Onun için de bir kaç silah getirin. Sonuçta silah kullanmayı biliyor artık." dedi kızı işaret ederek.

"Yeteneğimi kullanmam gerekirse nasıl yapacağımı bilmiyorum ve sürekli bunu düşünüp duruyorum. Hele yeteneğimi kullanmayı bilseydim belki erkeği kurtarabilirdim ve bu düşünce beni bitiriyor."

"Merak etme. Sen yapman gerekenleri yaptın şimdi sıra bizde. Kendini ne kadar sakin tutarsan yeteneğini kullanma ihtimalin o kadar artar. Benzer bir durum oluştuğu zaman derin bir nefes al ve gözlerini kapat. Aynı daha önce yaptığın gibi. Eğer başarılı olursan orayı temizlemek sana düşecek. Bu sebeple patlamanın hemen ardından üçüncü olarak sen çıkacaksın. "

"Dediğin gibi yapacağım. Hiçbir şey düşünmemeye çalışacağım"

"Harika şimdi diğerlerinin gelmesini bekleyelim ve yola çıkalım. Siyahlı kız silahların nasıl kullanacağını gösterecek sana."







0/Post a Comment/Comments