Aşkın mezarı 2. kitap 1.bölüm

Erkeği kaybetmek kızın nefes almasını engelliyordu. Onu geri getiremezse eğer aşkı hiçbir zaman yaşatamayacaktı ancak bir başka sebep daha vardı ve pnun ne olduğu bilemiyordu. Onu bu duruma düşürdüğü için kendini suçluyordu aslında. Neden zamanı tekrardan yavaşlatamamıştı. Eğer bunu yapabilseydi erkeği kolaylıkla kurtarabilirdi. Bu suçlama ile karşı karşıya kalmak oldukça zordu. Hele kapı açılıp içeriye 3 kişi girene kadar.

En önde siyahlı kız bulunuyordu. Onun arkasında iki erkek geliyordu. Erkeklerden birisi oldukça iri yapılıydı. Boyu normal birine göre oldukça uzun, vucut yapısı ise normal birine göre oldukça genişti. Diğer erkek ise ötekine göre daha ince yapılıydı. İlk edindiği izlenime göre zayıf olan diğerine göre çok daha zekiydi. İçeriye gelen son kişi ise siyahlı kız olmuştu. Onun hakkında çok fazla şey bilmese de yine karakteri hakkında ipuçlarına sahipti. Odada bir de şapkalı adam vardı ve o odadaki diğer herkestn daha fazla gizem barındırıyordu. Onun kim olduğunu bilmiyordu ama aşka giden yolda ilerleyebilmek için sormaya cesaret edemiyordu.

Kapı açılıp 3 kişi içeriye girdikten sonra şapkalı adam eliyle koltukları işaret etti. Siyahlı kız, kızın yanına diğer ikisi de boş koltuğa oturmuştu.

İlk konuşan siyahlı kız olmuştu "Bu kadar acil ne oldu?"

Şapkalı adam konuşmaya yeltense de kız kelimelerini onun boğazına tıkarak konuşmaya başladı "Onu kaçırdılar."

İki adam kimden bahsedildiğini anlamak için birbirlerine boş gözlerle baktılar. Bu esnada şapkalı adam konuşmaya devam etti "Onu kaçırdılar ve eğer onu kurtaramazsak her şey yok olacak."

"Nasıl yapacağız bunu?" konuşan zayıf adam olmuştu.

"Sizi bu nedenle buraya çağırdım. Onu götürdükleri birkaç farklı yer olabilir. Bu yeri bulmak senin işin olasılıkçı. Sen zaten bizim savaş gücümüzü oluşturacaksın." dedi şapkalı adam iri yarı adamı işaret ederek.

Konuşmasına fazla bir ara vermeden siyahlı kıza dönüp "Ne kadar zamanımız var?"

"Onun bildiği her şeyi öğrenmeleri genelde bir kaç saat sürer. Bunun için neler yaptıklarını ikimizde biliyoruz ve şu anda bunları konuşarak zaman kaybedemeyiz. Onu tanıdığım kadarıyla konuşması 5 veya 6 saat kadar sürecektir. Eğer acıya dayanıklı ise bu süre uzayacaktır."

"O herşeye dayanacaktır." diyerek araya girdi kız. "Onu kurtarana kadar hiçbir şey söylemeyecektir."

Kısa bir süre boyunca sessizlik oldu. Ardından olasılıkçı şapkalı adamın yanına gitti ve beraber bir haritayı incelemeye başladılar. Daha sonra olasılıkçı haritayı alıp eski yerine oturdu.

Konuşma sırası tekrardan şapkalı adamdaydı. "Sence ona nasıl davranırlar?"

"Bence ellerinde hiçbir delil yok. Bu yüzden çok sert davranmayacaklardır. Zaten bu nedenle 5, 6 saat gibi bir zaman verdim. Ufak delilleri öğrenmeye çalışacaklar. Bana gelen bilgiye göre benzer alımlar çokça yapıldı. Bu ise onun tek başına olmadığını ve ona fazla zaman ayıramayacaklarını gösteriyor" dedi siyahlı kız.

"Demek ki bolca vaktimiz var. Neler buldun olasılıkçı?"

"Elimdeki belgelere göre onu götürebilecekleri en fazla 3 yer var. Birinci mekana götürme olasılıkları yüzde 57.73 ki bence büyük ihtimalle buradadır. İkinci yere götürme olasılıkları 29.1 ve sonuncu yerin olasılığı ise yüzde 13.17. Bu açıdan bakıldığı zaman her kadr ilk yerde olduğu ortaya çıksada. Mekan büyüklüğü ve yakalanan herkesin 3 yakın bölge arasında dağıtıldığını da hesaplara eklersek ve içeriye giren siyahlı adam sayısı gibi faktörleri de eklersek hem yakın hem de güvenli bir yere gitmeleri gerekir çünkü onun elindeki diskleri bulmuş olma ihtimalleri veya o şarkıları duymuş olma ihtimalleri onu önemli bir şüpheli yapacaktır. Bu nedenle 3. yere götürüldü diyebilirim" dedi olasılıkçı yüzünde yarın bir gülümseme ile.

"Söz sende siyahlı kız. Orada bizi neler bekliyor?"

"İçeride tahminen "15 civarında siyahlı adam vardır. Yerin 3 kat altında ve yolun yan tarafında gizli bir girişi olan bir mağaradalar. Bu mağaranın en büyük özelliği içeriye başka bir girişin olmaması ve içeriye giren herkesin rahatlıkla görülebilmesidir."

"Bence oraya başka bir yol bulabiliriz. Olasılıklara göre oranın altınadn geçen bir kanalizasyon var. Eğer doğru noktanın altına doğru miktar patlayıcı yerleştirirsek sığınağın alt bölümü çökecektir ve bizde yukarıya çıkabiliriz. Yine olasılık hesaplarıma ve siyahlı kızın söylediklerine göre 15 kişilik bir gurubun içinde 1 tane sorgucu vardır. Orada 3 tane gözaltı odası olduğunu biliyoruz. Demek ki bir veya kişi de odaların orada nöbet tutuyorlardır. Bir kişinin de işkenceci olduğunu hesaba katarsak eğer geri kalanları girişte bekliyor olacaklardır. Buna göre yüzde 79, 3 olasılıkla giriştekilerin Yüzde 73,1'i kadarı patlamanın etkisiyle ya ölecekler yada çok ağır bir biçimde yaralanacaklardır. İçeride nöbet tutanlar ve diğerleri bu sesin şokunu atlattıktan sonra oraya geleceklerdir. O ölçüde bir patlamanın yarattığı şok 13 ile 17 saniye kadar sürmektedir. Bu esnada bizim yukarıya çıkmamız ve hazırlanmamız için yakşalık 8 saniyemiz olacak. Sonrasında gelenlerin işini orada bitirip adamımızı kurtarabiliriz." dedi olasılıkçı.

Kız ise adamın bu hesaplamaları nasıl yaptığını merak etti. Demek ki bu nedenle ona olasılıkçı diyorlardı. Peki oradaki iyi adamın görevi ne olacaktı. Şapkalı adam her ne kadar açıklamış olsa da tam olarak anlayamamıştı. "Onun görevi ne olacak?" diye sordu kız.

Cevap veren şapkalı adam olmuştu "Onun adı yumruk. Normal bir insana göre çok daha güçlü ve dayanıklıdır. Siyahlı kız silahıyla uzaktan ateş ederken yumruk yakın dövüşle kalanları bizden uzak tutacak. Aynı zamanda ben de uzaktan onlara destek olacağım."

"Peki ya ben?"

"Sen en arkada duracaksın ve her an yeteneğini kullanmak için hazır olacaksın."

"Nasıl kullanacağımı bilmiyorum ki!"

"Diğerleri plan üzerinde çalışırken biz ikimiz yeteneğin üzerine biraz konuşacağız. Hadi gel diğer odaya gidelim."

İkisi beraber ayağa kalkıp yürümeye başladılar. Duvara yaklaştıkları sırada şapkalı adam elini havaya kaldırdı ve eliyle havaya garip bir şekil çizdi. Şekli çizmeyi bitirdiği sırada duvarın bir bölümü ortadan kayboldu ve ikisi açılan yarıktan içeriye geçtiler.


0/Post a Comment/Comments