Son yolculuk 12

Elbette onun isminin bir önemi yoktu.  Sadece oyunları öğrenmemi sağlamıştı ve bu benim için oldukça önemliydi. Artık kendimi geliştirme dönemim başlamıştı. Gerçeği söylemem gerekirse bu dönemde hayatıma çok fazla insan girdi ama onlarla bir ilişkim olmadı. Aramızdaki iletişimi bir noktaya taşıyabiliyordum ancak bir noktadan sonrasını devam ettiremiyordum.  Bunun sebebini çok araştırdım ben. Hatayı nerde yaptığımı anlamak için uğraştım.  Daha sonra iletişimin neden bittiğini araştırmaya başladım. Bulduğum sonuç ise oldukça ilginçti. Bitme sebebi bendim. Daha doğrusu ben bitmesini istiyordum.

Bu noktada oldukça ilginç bir durum ortaya çıkıyor ki bunu fark etmek benim için şaşırtıcıydı. Onların hiçbiri benim aradığım insan değildi. Peki ben kimi arıyordum ki bulamıyorum? İşte bu sorunun e cevabını bilmiyordum ve aramaya devam ettim.

İlk başlarda sanki aradıkları etrafımdaki birisindeymiş gibi düşünüyordum ama öyle değildi. Bir diğer taraftan içinde olduğum yalnızlığı azaltabilmek adına etrafımda sürekli insanların olmasını sağlıyordum. Bunu yapmak benim için sorun olmuyordu aslında. İnsanların ne için hayatında olduğunu bilirsen onlara istediklerini vererek hayatında tutabiliyordun. Tabi benim hayatıma girenlerin neredeyse tamamı sorunları olan kişilerdi. Benden istedikleri de onlara yardımcı olmamdı. Ancak bu anlaşmada sorun benim bir isteğimin olmamasındaydı. Böyle olunca onlar isteklerini karşılarken ben yalnızlığımda kavrulmaya devam ediyordum. Oysa ben sadece yalnızlığımı azaltmak istemiştim.

Daha önce söylediğim gibi hayatıma çok fazla insan girdi. Ancak düzenli bir ilişki yaşamadım diyebilirim. Zaten düzenli ilişkinin ne anlama geldiğini bilmem. Ele ele tutuşup sokaklarda yürümek midir ilişki denilen şey bilemiyorum. Eğer böyle ise ben hiç ilişki yaşamadım. Her zaman var olanın ötesinde bir şeyler istedim ben. İstediklerim çok sıra dışı şeyler değildi aslında ancak basit istediklerim karşılığını bulamıyordu.

Şimdi gelelim neler istediğime. Anlattığım zaman eminim ki komik gelecek ama bunları bile bulamadım ben. En başta güzel bir sohbet istedim. Bunun yanında çok iyi bir arkadaşlık olsun dedim. Sevginin olmadığı bir ilişki olmaz zaten bunların üstüne bir de sevgi ekleyelim. Bunları arıyordum ben aslında. Saatler boyunca bir kitaptan, bir filmden veya bir şarkıdan konuşmak istiyordum. Onun sesini duyduğum zaman şarkıların anlamını kaybetmesini istiyordum. Gözlerinin içine baktığım zaman hayatı anlamak da istiyordum. Bunları söylediğim zaman aradığımı neden bulamadığımı anlamış olabilirsin. Anlamadıysan cevabı hemen vereyim "çünkü çağımızda aşk yok. Aşkı öldürdüler."

Aşkı öldürdüler dediğimde gözlerinin şaşkınlık içinde açıldığını görüyorum. Bunu bilmiyor olabilirsin. Seni de aptal bir cep telefonu ile kandırıyorlar olabilir. Hoşlanma ile sevgiyi, cinsellik ile aşkı karıştırıyor da olabilirsin. O zaman bir soru sorayım sana ve eğer sorunun cevabını bulabilirsen hayatının değişeceğini garanti ederim. Aşık olduğun zaman herşeyinin o olduğunu söylerler. Ancak aşk bu kadar basit değildir. Aşk onu çok sevmektir. Ayrıca onun en iyi arkadaşın olmasıdır aşk, ona her şeyini anlatmak istemendir. Onu anlatacak cümle bulamamamdır aynı zamanda. Onu anlatan şiirler romanlar yazmak isteyip bir gülümsemesine beste yapmak istemendi aşk. Onun tenine bir kez olsun dokunmanın ötesinde başka bir beklentinin olmamasıydı. Şimdi soruyorum sana "Sen hiç aşık oldun mu?"

Sen düşünürken ben anlatmaya devam etmek istiyorum. Sana oyunları anlatacağımı söylemiştim. Bunu yapma sebebim oynadığın oyunların hepsini kazanmanı sağlamak değil sonuçta oyunların kazananı yoktur. Bunu yapmamın sebebi oyunlardan uzakta yaşamanı sağlaman. Onları bilirsen eğer onlardan uzakta daha gerçek bir hayat yaşayabilirsin. Eğer bilmezsen hayatındaki hiçbir şeye gerçek diyemezsin. Gerçeğin peşinde geçirir ömürünü insan. Eğer başka bir şeyin peşinde koşuyorsa o insan kandırılmıştır, sistemin kölesidir. Şimdi düşün yeni çıkan bir telefonu almak için borca giren insanların sayısını ve o telefonu hayatlarının en önemli şeyiymiş gibi görenleri bir hesapla.

Hayatın temelinde vardır oyunlar. Küçük bir bebek bile oynar mesela. Bir bebeğin ağlamak için 3 temel nedeni vardır. Acıkmıştır, tuvaletini yapmıştır ve gazı vardır. Ancak bunların dışında bir nedenle daha ağlar. O neden ilgi istemesidir. Çocuk bilinçsizce, ne yaptığının farkına bile varmadan ilgi çekmek için ağlar. İşte insanlar büyüdükçe bunu bilinçli olarak yapmaya başlarlar. Hiç merak etme örneklerle anlatacağım bunları sana. Örnekleri yaşadığım ilişki benzeri şeylerden vereceğim hiç canını sıkma.

Üniversiteye başladıktan kısa bir süre sonra yeni bir arkadaş gurubuna dahil olmuştum ben. Güzel vakit geçiriyorduk onlarla. Şakalaşıyor, eğleniyor, oyunlar oynuyorduk. Samimi, sıcak bir ortamdı aslında. Tabi bu arkadaş gurubunun içinde bayan arkadaşlar da vardı. Ancak onlar hiç ilgimi çekmedi benim. Ancak aralarından bir tanesi vardı ki onun yakınlarında olmak beni mutlu ediyordu. Zaten o dönemlerde yaşadığım bazı sorunlardan ötürü oldukça kötü bir psikolojik dönemlerden geçiyordum. Merak etme sağlıkla alakalı kötü bir dönem geçirdim. Detaylandırmayacağım zaten, bilmene de gerek yok.

Bu kızla ben giderek yakınlaşıyorduk ve onu gördüğüm zaman kalbim kan pompalama işini daha ciddiye almaya başlıyordu. Gariptir ama aramızda çok farklı bir bağ oluşmuştu. Neredeyse tüm vaktimizi beraber geçiriyorduk. Aslında bu açıdan bakarsan her şeyin güzel gittiğini düşünebilirsin. Ancak gerçek böyle değildi. Onun bir erkek arkadaşı vardı. Ancak erkek arkadaşı ile sorunlar yaşadığı için benim yanımda duruyordu. Onun yanımda durmasının tek bir sebebi vardı. Erkek arkadaşı onu anlayamazken ben anlayabiliyordum. Tek bir sebep neleri yapabiliyor bir düşünün. Birisinin sizi gerçekten anladığını düşünürseniz yapacağınız iki hareket vardır. Bunlardan ilki o kişiye yakınlaşmak, ikincisi o kişiden kaçmaktır. Yakınlaşmanın sebebini bilirsin elbette ama ben kaçmanın da sebebini söyleyeyim sana. Çünkü seni şimdiye kadar kimse anlamamıştır ve birisinin anlamasından korkarsın.

Hikayeyi çok fazla uzatmak istemiyorum. Bu esnada ben internette yazılar yazılar yazıyordum. Tabi çok belli etmeden kıza ithaf edilen yazılar oluyordu bunlar. O anlıyordu yazdıklarımı. Ne zaman benden uzaklaşmaya çalışsa yazdığım bir yazıyla onu kendime çekebiliyordum. Bu esnada erkek arkadaşından duygusal anlamda çok karşılık alamadığını anlamıştım. Doğal olarak ona hissetmek istediği duyguları sunuyor ve onu duygularla etkiliyordum. Onun hayatına hiç giremeyebilirdim belki de ancak onu anlamam ve öğrendiklerime göre hareket planımı oluşturmam onun hayatının içine girmemi sağlamıştı.

Tabi o kızla aramızda daha fazla bir şey olmadı. Ben zaten kötü bir dönemden geçiyordum ve onunla yaşadığım bu karışık durum acı çekmemi sağlıyordu. Hatta o kadar acı çekiyordum ki ne uyumak ne de uyanmak istiyordum. Elimde gelse zamanı durdurur ve öylece kalırdım. Hayatıma güzellik getirmesi gereken insanın sadece acı vereceğini öğrendiğim zaman onu hayatımdan çıkardım. Şimdi sorularının cevaplarına gelelim. Evet onu sevdim ben. Evet onun benim olmasını istedim. Ancak devam etseydim onu elde edebilirdim ki ihtimal dağarcığında yüzde 90 olarak görüyorum bunu. Onun hayatıma girmesinin sebebinin zaten kötü bir dönemden geçmeme bağlıyorum. Ben kötü bir dönemden geçiyordum ve beynim başka bir şeyle ilgilenmemi istiyordu bu yüzden en uygun kızı seçti ve onunla bir şeyler yaşamamı sağladı. Burada önemli olan birkaç nokta var. Bunlardan ilki benim beynimin bu tarz manyaklıklar yaptığı ve canımı sıklıkla yaktığıdır. İkincisi ise beynimin bu durumlarda başıma büyük belalar ve acılar çektirdiğidir. Sonuncu olarak o zamanlar oyunları öğrenmeye yeni başlamıştım ve o kız çok yardımcı oldu. En iyisi biz ona 2 diyelim belki ileride tekrar ondan bahsetmek isteyebilirim.

0/Post a Comment/Comments