Seni uzaktan sevmek 8

Hala anlatacak çok fazla şey var ve gariptir anlattıkça katlanarak artıyor. Günden güne sana ait olan hayallerin diğer hayallerime oranı artıyor. İstatistikten bahsetmek istemiyorum aslında. Matematik ikimize göre de değildir biliyorum hele duygularla alakalı olanı sayılara dökmek çok manasız geliyor. Bu gidişle bütün varlığımı kaplayabilirsin ve bunu için fazla zamana ihtiyacın yok. İçimdeki genleşme katsayısına bakacak olursak eğer tamam matematik yok. Aslında anlatmak istediğim bundan sadece birkaç ay önce kurumuş bir mezarlıktayken şimdi orada çiçeklerin açmaya yaklaştığını görmeye pek alışık olmadığımdı.

Mezarlık dediğim zaman inanmamış olabilirsin. Ancak yüreğimin unutulmuş bir mezarlıktan hiçbir farkı yok. Bütün ölen düşlerimi gömdüğü kocaman bir hiçlik burası. Bu yüzden blogumun ismi düş mezarlığı ya. Bu yüzden logo da erimiş yüzler saklı. Yine aynı sebepten hepsi geçmişten geliyor. Evet geçmişimdeki suretler yüzü silinmiş bir biçimde şimdimde var olmaya devam ediyor. Hiçbir işine yaramayan, sevmediğin eski bir fotoğraf vardır da atamazsın ya aynı onun gibi. Bu yüzden nereye gitsen seninle gelir o fotoğaf. Mezarlığım da aynı şekilde sadece tek fark var onu seviyorum. 

Aşk diye bir kavramın olduğuna inancım kalmamıştı. Ona inanmamanın ne kadar kötü bir şey olduğunu bilmeme rağmen tükenmişti umutlarım. İnancın kalmayınca umutlarından inşa ettiğin bütün mermer kaplama sarayları paramparça ediyorsun. Sende yapmışsındır bunu, biliyorum ne kadar acı çektiğini de biliyorum. Kendimden bildiğim için ve insanlardan gördüğüm için anlatıyorum bunları. Yıllarca o sarayların parçaları arasında, mezarlığın yanı başında yaşadım. İnanmazsın ama hep kar yağdı buralara. Diyeceksin benim inanmam neden önemli. Cevabım çok açık aslında sen inanmadığın zaman bu cümleler anlamsız. Sen inanmazsan eğer sözcüklerin külden hiçbir farkı yok. Neyin külü olduğunu sorma zaten bunu bulabileceğine inanıyorum. 

En iyisi anlatıma geri döneyim ben. Benim yaşayacak bir yere ihtiyacım yoktu. Soğukta kalsam da sorun olmazdı. Yeni bir saray yapmaya kalksam nasıl olsa o da yıkılacaktı bu yüzden hiç başlamadım. Şimdi ise küçük bir kulübe belki sadece bir çadır yapsam mı diyorum kendime. Öyle ufak olmalı ki yıkılsa bile önemsememeliyim. Sonra ileride o çadırın yanına saray da inşa ederim. Saray yıkılsa sonuçta küçük çadırım hep var olur. Diğer taraftan ise bir evren yaratıyorum senin için. Her güneş sistemindeki her gezegeni ayrı ayrı tasarlıyorum. Sonu belki bir kara deliğin onu çekmesi ile olmayacak sorun değil. Sonunu da umursamıyorum. İnsan her zaman sonları düşünürse yaşayamaz. Aynısını yapıyorum ben de. 

Ben hep berduş gibi yaşadım bu hayatı. Belki çok ülke görmedim ama inan çok yürek dolaştım ve hiçbirinde kalmak istemedim. Eski, yamalı bir bohçam vardı sadece. Nereye gitsem benimle geldi. Dediğim gibi başkasına ihtiyacım yoktu benim. Başka sarayların kapısında çok yattım. Evet, hiç birinde konuk olmadım. Sokaklar daha rahattı hep. Hiçbir kalıbına sığamadım şu hayatın.

Yine konuyu çok başka yerlere çektim ama anla lütfen anla anlatamıyorum bir türlü. Ne kadar çabalasam da olmuyor. Sonuçta anlatım somutlaşmadıkça, bir isim yazmadıkça sanki suya yazıyormuşum gibi hissediyorum. Sanki yazdığım her kelime bir an sonra yok olacakmış gibi yine olmadı diyorum kendime.

Sen okumadıktan, okuyup kendini tanımadıktan sonra ne anlamı var ki yazdıklarımın. bir isim yazsam buraya anlarsın hemen. Göz renginden, kıvırcık saçlarının şeklinden veya gülümsemenden bahsetsem yine anlarsın. Evet eşsiz bir gülümsemen var. Ancak bunları yapmak yerine bendeki izlerini anlatıyorum. Bunları tabi ki bilemezsin sana hiç anlatmadım çünkü. Ancak ip uçları da bırakıyorum aralara bu yüzden belki acabalar vardır içinde. Kendini tanıyabilirsin bu satırlarda ve zamanla emin de olabilirsin. Kabul ediyorum ipucu konusunda biraz cimriyim. Bunlar için sana yazdığım tüm yazılarımı okuman gerekiyor ki okuduğuna dair çok güçlü inançlarım var. Aramızda mesafeler olsa da yüreğine dokunabilen her harf beni inanılmaz derecede iyi hissettiriyor. İnan bu duyguyu hiçbir şeye değişemem.

Yine gitmem gerek. Biliyorsun yolum uzun. Hala bir berduş hayatı yaşıyorum. Ne kadar vazgeçmeye çabalasam da. Sonuçta beni kimin ikna edeceğini biliyorsundur bu satırları okuyorsan.

Hoşça kal ve kendine dikkat et...

0/Post a Comment/Comments