Sıcak bir yaz geçiyor. Aylardan Temmuz olmuş farkında bile varmamışım geçen günlerin. Uzun zamandır kendimle ilgili bir şeyler yazmıyordum hani belki bir korku vardı içimde belki yeteri kadar dolmamıştım. Yeteri kadar dolmamıştım lafı garip aslında o kadar fazla dolup taştım sonra boşaldım sonra tekrar doldum ki sayısını hesaplayamadım bile. Doluluğumu fark etmemeyi öğrendim bu süreçte göz ardı etmeyi evet kelimemiz kesinlikle göz ardı etmek. Kaygı düzeyim artı sonra tekrardan sanrılar geldi ama bu dönem geçti. Daha güçlü hissediyorum kendimi. Aslında aynı zamanda hiç olmadığım kadar zayıfım ama garip bir şekilde göz ardı edebiliyorum. Olaylar, insanlar, kavramlar sorunum değil şu anda. Her insanın kendisine bir yol çizmesi gerekir. Bazen "büyüyünce doktor olacağım" ben demek bile yeterlidir ama garip bir şekilde hayat benim çizdiğim yolu kabul etmiyor. Sanki bütün gelecek planlarımın gerçekleşmesi imkansız gibi hissediyorum şu anda ve gariptir bu beni üzmüyor. Sadece içimde bir sızı, derinliklerimde çok büyük fırtınalar var.
Aslında şu anki duygularımın sadece bende olduğuna inanmıyorum. Elbette başka durumlarda benzer duygular taşıyanlar vardır mutlaka. Başka olaylarda insanlar benzer hissedebilir elbette ve bunu etrafımdaki insanlarda da görüyorum. Bazen onlara durup nasıl kurtulacaklarını söylemek istiyorum. "dostum bunlar inan bana çok kolay, atlatacaksın demek geliyor içimden" ama yapmıyorum. Sonuçta hangi çukura düşmüşlerse çıkışı kendileri bulmaları gerekiyor. Kendi durumum ise daha zor geliyor bana. Söylediğim gibi hayat benim yolumu benimsemiyor resmen. Size anlatsam mesela şu anda içinizden çözüm yolları bulacaksınız. Bir çoğu mantıklı ve işe yarayabilecek çözümler olacak. Ancak size anlatacaklarımı çözümlendirsem bile değişen bir şey olmayacak. Ben hayat yolumu kabul etmiyor diye düşünmeye devam edeceğim. Sanki bana sürekli olarak Oğuz sen sadece yazı yazmalısın der gibi. İnanın bana başka bir şey yapmamı istemiyor benim veya yoluma daha da sarılabilmem için çaba sarf ediyor. Bilmiyorum hangisi gerçek anlatsam şimdi biliyorum ki rahatlamıyacağım. Hayat ile aramızdaki durumda değişen bir şey olmayacak. Ne yapmalıyım sorusu geliyor yeniden, ben gerçekten ne yapmalıyım. Sadece içimin acıdığını biliyorum. Bir çok şeyi umursamadığım bir zamanda acıyor hemde sanki dünyanızdan renklerin teker teker alınması gibi. Algıladığınız evrenin giderek siyah beyazlaşması gibi. Sonra mı bilmiyorum. Ben gelecek planı yapamıyorum, izin vermiyor hayat. Göz ardı etmek kalıyor geriye ama bakalım ne kadar başarabileceğim bunu.
Aslında bu yazıyı yazmayacaktım belki hiçbir zaman. Fakat bir kaç gün sonra daha kötü bir durumda olacağım, daha fazla kaybedeceğim kendimi. Bu yazıyı o zamanda yazsaydım ortaya çıkabileceklerden korktuğum için bu güne aldım. Bilmiyorum iyi mi yaptım kötü mü. Bir soru yok bu yazının bir başlangıcı olmadığı gibi. Yarın nelere gebe bilmiyorum ve inanın üzerindeki kontrolüm giderek azalıyor. Sizden bir rica edeceğim. Lütfen benim için dua eder misin, inanın çok ihtiyacım var. Her şey bir yana belki biraz rahatlarım.
Teşekkür ederim son cümleye kadar okuduğunuz için. Ayrıca dualarınız için de minnettarım. İyi bakın kendinize, Hoşça kalın.
İşaret dili kampanyamızı unuttuğumu sanmayın. İşte bu günün kelimeleri. =)
ve böyle zamanlarda ben dua ediyorum ,güç arıyorum belkide..Artık aralarında senin için olan dileklerede yer var..
Şarkıyı aldım ve "replay" modunda dinleyip duruyorum.Daha öncekiler gibi buda harika.Çok teşekkür ederim :)
duaların, iyi dileklerin için minnettarım inan bana. çok önemliydi benim için teşekkür ederim.
Aneminin yeni albümünü dinlemelisin bence, çok ama çok güzel olmuş. Başka şarkılar da atarım elbet, biraz zaman lazım sadece =))