Zamanın dengesi 67. Bölüm

 


Dışarıya çıkıp arabaya doğru yürüdüğümüz sırada Derin yaraları siyahlı askeri yerde cansız yatarken gördü ve yüzünde bir mutsuzluk ifadesi oluştu.


- Yaa bu şapşik ölmüş. Üzüldüm şimdi ina belki öldükten sonra ona kötü davranan babasından intikam alır.

- Derin senin bu empati yeteneğinle me yapacağız biz?

- Yaa şapşik Lucian ben herkes mutlu olsun istiyorum ama bazıları mutluluğu ölümde arıyor. Yapacak bir şey yok.


Konuşmamız bittikten sonra arabayı çalıştırdık ve ilerlemeye başladık. Otobanda terk edilmiş araçların yanından geçtik. Asfaltdaki bomba izlerinin arasından geçtik. Polonezköy'e gidiyorduk otobana bağlanıp oradan Kavacik'a gidecektik. Sonrasını bilmiyorum yeni bir macera başlayacaktı bizim için.


Dikiz aynasına her baktığım zaman orada Kylana'yı görüyordum ve her seferinde göz göze geliyorduk. Eriyordum resmen, onun gözleri sanki başka bir dünyaya açılan bir kapıydı ve ben devam etmek istiyordum.


- Sizce mağarada bizi neler bekliyor?

- Komutan Galdor bence önceki mağaralar gibi bir sürü bulmaca vardır. Sonra siyahlı askerler bizi durdurmaya çalışır.

- Kesinlikle öyle olur Derin. Zor bir mücadele olacağa benziyor.

- Kylana'cığım ben hep yanında olacağım senin hem Lucian'da burada o da en yanında olur senin. Komutan Galdor ve Naserious'da burada sac teline zarar vermelerine izin vermeyiz senin.

- Hepinize teşekkür ederim bende sizin yanınızdayız.

- Ya ne kadar sevgi dolu olduk biz. Hepinize sarılmak istedim bak şimdi.

- Tamam Derin ilk fırsatta sarılırız ama önce bir gidelim profesörü kurtardığınız zaman sarılırız.

- Naserious sen profesör hakkında neler biliyorsun?

- Lucian sizin de bildiğiniz gibi o tekno tarih üzerine araştırmalar yapıyor. Eski medeniyetlerin teknolojide bizden daha üstün olduğuna inanan bir düşünce bu ve onların teknolojisini anlamaya çalışıyorlar. Bir süredir onunla konusmadığım için neler bulduğunu bilmiyorum. Bizim sohbetlerimiz genelde felsefe, sistemler uzerine olurdu.

- Yaa bu çok heyecan verici belki o eski teknolojiden bir seyler bulabiliriz. Acaba onlar da Derin yapmış mıdır?

- Kesinlikle senden bir tane daha yapmış olamazlar Derin. Sen bizim bir tanemizsin.

- Yaa Naserious utandım şimdi ne güzel sözler bunlar. Buradan kurtulursak kepinize kahve ısmarlayacağım.


Bense sadece sarılmayı düşünüyordum. Ne kadar basit ve ne kadar insani bir istekti sarılmak. İçten bir sarılmayla tüm yaralar iyileştirdi. Belki de biz bu dünyanın kırık insanlarıydık bir sarılamaya muhtaç ama onun eksikliğinde yaşamaya çalışan.


Yol nispeten sakindi tabi eğer bombaların hasarını saymazsak. Yer yer bomba izlerini, patlayan araçları görüyorduk. Bazı yerlerde zeminde büyük yıkımlar oluşmuştu. Bazen ise yolda kalan araçlara çarparak yolun dışına uzaklaştırıyorduk. Yolun kenarlarında birkaç kişi gördüğümüz zaman Galdor onlara "Saklanın ve çocuğu koruyun" dedi. Yol zordu, insanlar büyük zorluk yaşıyordu ve şu an için yapabilecek hiçbir şeyimiz yoktu.


Bazen büyük oyuncular oyuna girer ce küçükleri ezip geçerdi. Biz ise büyüklerin oyununda oyunu değiştirmeye çalışan piyonlardık sadece. Gücümüz neye yeterdi bilmiyordum ama bu oyunu tamamen değiştirmek istiyordum. Ancak şimdi mecburen önümüze bakmak zorundaydık.


Yolda yavaş ve temkinli bir şekilde ilerlerken hepimizin öfkeden dişlerimizi sıktığını görebiliyordum. Bu öfke içimizdeki gücü büyütüyordu evet ama öfke insanı yavaşça tüketirdj ve bizim insanlığımıza tutunmamız gerekiyordu. Belki de yolun sonunda geriye bizden hiçbir şey kalmayacaktı. Önemli olan kendimizi korumak ve değişmemekti. Değişmemek için hepimizin tutunduğu bir seyler vardı evet ben Kylana'nın gözlerine, ona olan sevgime tutunmaya çalışıyordum. Evet, değişiyorduk biz evet yol çok zordu. Evet, Kylana yaşamak için bir sebepti.


0/Post a Comment/Comments