Zamanın Dengesi 15. bölüm

 


Toz yüzünden nefes almakta zorlanıyorduk. Bu konuda en şanslımız Derin olmalıydı çünkü onun nefes almaya ihtiyacı yoktu. Ağır adımlarla dikkatli bir şekilde ilerliyorduk. Nerede bir bomba sesi duysak veya yıkılan bir bina sesi duysak hemen yönümüzü değiştiriyorduk. Bir ölüm kalım savaşının içindeydik sanki ve bizim ölmeye niyetimiz yoktu.

Cep telefonları çalışmıyordu tahminime göre şebeke hatları çökmüştü bu yüzden hiçbir haber alamıyorduk. Büyük ihtimalle oralarda bombalanmıştı. İnternet yoktu ve hiç haber alamıyorduk. Kendimi çıplak ve savunmasız gibi hissediyordum. Büyük ihtimalle herkes benimle aynı şeyi düşünüyordu dünya ile iletişimimiz bir anda kesilmişti ve haberleşmek için ateş yakacak durumda değildik.

Biraz daha yürüdük ve biraz daha, kafamın içindeki düşünceler bir hayli fazlaydı. Önceliğimiz hayatta kalmak olsa da daha büyük bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyordum ancak basit, sıradan bir Lucian neler yapabilirdi yanında bir robot ve yaralı bir Kylana varken. Aklıma yine o geldi onunla karşılaşmış olmalıydım ben ama nerede? Nasıl? Çözmem gereken çok şey vardı benim ve onları çözmeden uyuyamayacaktım. Şanslıydım ki uykum yoktu ve uyuyacak bir yer yoktu.

Derken sol tarafımızdan bir silah sesi duyduk ve hepimiz yere kapaklandık. Ardından bir kere daha ve bir kere daha. Sesin yapısına bakacak olursak eğer otomatik bir silahtı. Demek ki sokak savaşları başlamıştı. Silahlarla nasıl mücadele edecektik biz? Basit, sıradan bir Lucian onlara karşı neler yapabilirdi?

- Lucian!
- Bende duydum Kylana sokak savaşları başlamış olmalı.
- Lucian ben çok korkuyorum. Ne yapacağız şimdi?
- Korku insanın bir düşmanı gibi görünse de onu hayatta tutan çok güçlü bir silahtır. Ona dayanma gücü verir.
- Lucian ne yapacağız şimdi?
- Aynı plana sadık olacağız Kylana. Önceliğimiz hayatta kalmak ve sonrasında ne yapacağımıza bakacağız.
- Her silah sesinde birisinin öleceğini düşünüyorum ve ben kendimi paramparça hissediyorum.
- Derin hepimiz aynı hissediyoruz ama unutma biz birlikte olduğumuz sürece bize hiçbir şey olmaz.

Ben neler söylüyorum böyle? Boş yere umut dağıtıyormuş gibi hissediyorum kendimi. Hayır eğer kendime inansam belki onlara söylediğim her şey güzel olacak söylemi bir anlam kazanırdı. Off ben ne yapıyorum şimdi belki bedenimin biraz daha adrenalin pompalaması gerekiyor. Bu sayede düşünmeyi durdurabilirim. Artık tek başıma değilim ve Derin ile Kylana'yı korumam gerekiyor. Keşke herkesi koruyabilecek gücüm olsaydı ancak böyle bir gücüm yok. Off bütün keşkelerden nefret ediyorum ben ama Derin ve Kylana için güçlü durmalıyım, güçlü olmalıyım ama o gücü kendimde bulamıyorum. Öyle büyük bir çaresizliğin içindeyim ki ben.

- Şu taraftan silah sesleri gelmiyor. Bu taraftan mümkün olduğu kadar ilerleyeceğiz.
- Tamam Lucian, seni takip ediyoruz.

Silah sesleri tekrardan başladı artık daha çok ve daha yakından geliyordu. Demek ki karşılarına çıkan herkesi öldürüyorlardı ve bizim onlarla karşılaşmamız gerekiyordu. Kendimizi savunacak hiçbir şeyimiz yoktu. Tek yapabileceğimiz şey kaçmaktı. Kaçmak, kaçmak insanın en temel hayatta kalma güdüsü ama kaçabileceğimiz bir yer olmadığını düşünüyordum. Kaçmak, hayatta kalmak, son ana kadar savaşmak! Evet, son nefesime kadar savaşırdım ama neyle? Nasıl? Kiminle? Ben basit bir Lucian olduğum sürece hiçbir şey yapamam. Her savaş kendi kahramanını doğurur derler ama benden bir kahraman olacağını sanmıyorum. Şu halime bir bak, korkudan titriyorum resmen ama belli etmemem lazım, hayatta kalmamız lazım.

- Lucian!
- Efendim Kylana?
- Sana fazla yük oldum bunun farkındayım. Unutma sen benim hayatımdan sorumlu değilsin. Bu yolun sonu nereye çıkar bilmiyorum ama şunu unutma yaptığın herşey için sana minnettarım.
- Kylana teşekkür ederim sözlerin için ama bu saçma konuşmaları bırak. Valla ağzına kürekle vururum bu bizim yolculuğumuz ve buradan kurtulacağız.
- Lucian ağır konuştu şanslıyız ki etrfafta hiç kürek yok. Dur bakayım mi bi valla kürek yok. Hadi gençler daha yapacak çok işimiz var.
- Tamam Derin biraz kendi içinde kaybolduğumu hissettim. Düşüncelerin arasında bir çıkış yolu bulamadım. Lucian'ın tokatı iyi geldi artık daha iyiyim.
- Ya buradan hep beraber kurtulacağız Kylana yada buradan hep beraber kurtulacağız. Şimdi birlikte hareket etmeye devam edelim. Bir çıkış yolu olması lazım bütün filmlerde böyle olurdu hep.
- Evet, evet Lucian doğru söylüyor savaşı kazanmak için önce dayak yememiz lazım ama kimsenin Lucian'a dokunmasına izin vermem ben. Onun ağzını burnunu kırarım.
- Tamam Derin sakin ol kimsenin bana zarar verdiği yok. Şuradan kaçmamız lazım bizim.

Koşmaya yani gerçekçi olmak gerekirse ağır ağır ilerlemeye dikkat ettik. Artık silah sesleri heryerden geliyordu ve ben hangi yöne gideceğimi bilemiyordum. Silah sesleri her geçen an daha yaklaşıyordu ve biz ilerlemeye devam ettik. Keşke kendimizi savunacak bir şeyimiz olsaydı. Bu esnada patlama sesleri azalarak devam ediyordu. Off yine keşke dedim nefret ediyorum keşkelerden.

0/Post a Comment/Comments