Buluttaki şehir 44. Bölüm yeni roman

 


- Bence hepimiz dinlenmeyi hak ediyor.

- Galdor kendi odasına geçer  ve Kylana ise diğer odaya. Lucian ve ben burada uzanırız.

- Siz Galdor'u hiç uyurken görmediniz tabi. Horlaması bir ejderhayı bile korkutabilir. Bence o kendi odasına geçsin. Naserious'a diğer odaya. Lucian ve ben burada kalalım. Galdor'u odaya kilitleyin, kapıyı mutlaka kapatın.

- Bir kere ben horlama Kylana. Şimdiye kadar hiç duymadım.

- Tabi duymazsın sen öküz gibi uyuyorsun orada.

- Tamam, öyle istiyorsanız. Hadi Galdor biz odalara gidelim. Biraz dinlenelim.


Naserious ve Galdor odalara gittikten sonra Lucian ve Kylana yalnız kalmıştı. Bir süre boyunca birbirlerine bakıp gülümsediler. Daha sonra Kylana kısık sesle konuşmaya başladı.


- Hep senden konuştuk Lucian. Ben senin hakkında bir şeyler öğrendim ama sen beni tanımıyorsun.

- Bence ben seni çok iyi tanıyorum. Nasıl bilmiyorum ama seni tanıdığımı hissediyorum. Büyük ihtimalle paralel bir evrende biz seninle çocukluk arkadaşıyız.

- Ah be Lucian sana bir şeyler anlatmak istiyorum.

- Seni dinliyorum Kylana özür dilerim böldüğüm için.

- Özür dileme sadece dinle beni. Birisinin beni duymasına o kadar ihtiyacım var ki. Seninle tanıştığımız gün ben kendimi paramparça hissediyordum. O gün sen bana çarpmadın. Sana çarpan bendim ama hala bana kahve borcun var. Sanki hayatımdaki her şey birbirine karışmıştı. Ne olduğu önemli değil ama sanki bir anda her şey olmuştu. Her şey üstüne gelir ya hani bazen sen dayanmak istemezsin. Bende öyleydim işte.

- Bilmiyordum Kylana ama neden öyle hissediyordun sen?

- Nedenlerin önemi yok ki nedenler hiçbir zaman önemli olmadı. O gün seninle carpıştığımız zaman gözlerinde bir ışık gördüm. Sanki ben zifiri siyah bir dünyada yaşıyordum ve gözlerindeki o ışık dünyamı aydınlatmıştı. Bazen kendi söküğünü dikemiyormuş insan.

- Öyle hissettiğini hiç bilmiyordum. Benim eşşekliğim. Kendime o kadar odaklanmıştım ki.

- Ne oldu biliyor musun sende en az benim kadar parçalanmıştın ve bende en az senin kadar. Sen farkında değildin ama her an bana yardım ettin. Benim toparlanmamı sağladın sen.

- Buna sevinmem gerekiyor sanırım benim. Anlatsana bana nelerin olduğunu. Seni her zan dinleyeceğimi biliyorsun.

- Evet, biliyorum bunu zaten diğerlerini bunun için gönderdim. Seninle konuşmak istiyordum. Babamı öldürdüm ben. Annemin katili olan adamı, benim yıllarca sokaklarda yaşamamın sebebi olan kişiyi öldürdüm. Gece evine girdim onun, elimde ince bir ip vardı ve bir hançer ve bir parça bez. Önce bezi ağzına tıkıştırdım sonra kollarını bağladım. Sonra hançeri defalarca kez sapladım ona. Acı çekerek ölmesini seyrettim.

- Ne diyeceğimi bilmiyorum Kylana. Ben her zaman senin yanındayım bunu sakın unutma. Söylediğin gibi ne olduğunun önemi yok. Öyle bir zamandayız ki hiçbir şeyin bir önemi yok.

- Bunu sadece sana anlattım. Pişman değilim sadece tek amacım onu öldürmekti.o gün için yaşadım, son nefesini verirken ne gördüm biliyor musun beni gördüğü için mutlu olmuştu.

- Belki de yaptıklarının cezasını çektiği için mutludur o. Geçmişin bir önemi yok ki Kylana. Geçmiş, bitmiş, yaşanmış veya yaşanmamış hepsi gitti. Şu anda şimdideyiz ve zaten sadece şimdi var.


Lucian cümlesini bitirdiği zaman Kylana, Lucian'ın boynuna sıkıca sarıldı ve Lucian'da aynı şekilde karşılık verdi. Bir süre boyunca sadece sarıldılar. Sanki bedenlerini birbirinin içine geçirmek istiyormuşçasına sıkıca sarıldılar. Lucian Kylana'nın bedenin kıvrımlarını hissedebiliyordu. Ellerini onun sırtına doğru yavaşça indirdi. Öyle bir andaydı ki bir erkeğin isteyebileceği her şeye sahipti. Ancak o sadece sarılmak istiyordu.


Kylana başını Lucian'ın omuzunda hafifçe geriye doğru çekti birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Kylana dudaklarını hafifçe aralayarak Lucian'ın yüzüne doğru yaklaştı. Lucian onun sıcak nefesini hissedebiliyordu. Yavaş yavas ve tutkulu bir şekilde nefes alıyordu. Öyle bir andaydı ki ne yapacağını bilmiyordu ve o hiçbir şey yapmamayı tercih etti.


Daha sonra Kylana Lucian'ın yanağına doğru eğilip yanağından öptü onu ve kulağına doğru eğilip "Seni bekleyeceğim bunu sakın unutma. Evrenler boyunca, romanlar boyunca bekleyeceğim seni. Bir gün gelecek ve aramızdaki tüm engeller kalkacak."


Kylana cümlesini bitirdiği zaman "Neyse ya bir an duygusallaştım ben. Hadi dinlenelim istersen."


"Ne yapalım biliyor musun bu koltuğa uzanalım ikimizde, tavana bakalım. Sanki beyaz bulutların gezdiği mavi bir gökyüzüne bakar gibi bakalım. Sonra hayal kuralım beraberce."


"Bu gerçekten muhteşem bir fikir Lucian. Kurduğumuz hayalleri anlatmak yok ama kimse bilmesin. Biz bile bilmeyelim.


- Neyi düşünüyorsun Lucian?

- Hani söylemeyecektik birbirimize.

- Ufak ip uçları verebiliriz bence.

- Tamam, yemyeşil çimenlere uzanmışız ve bulutlara bakıyoruz. Hemen yanımda uzanmışın. Sen ne düşünüyorsun?

- Deniz kenarındayız ve kumsala uzanmışız. Bulutlara bakıyoruz.

- Çok güzelmiş bunlar. Umarım bir gün gerçek olur.

- Detay istemediğin için teşekkür ederim çünkü hepsini anlatamam,biraz utanabilirim.

- Merak etmem için böyle yapıyorsun değil mi?

- Hayır, onun için değil. Sadece bazı şeyleri söylemek için doğru zaman gelmemiştir. Bir gün hayallerimiz gerçek olursa gösteririm sana.

- Umarım bir gün gerçek olur. Biraz uyuyalım mı ne dersin.

- Bende tam onu söyleyecektim. Bulutlar uykumu getirdi benim.


0/Post a Comment/Comments