Umudun bittiği yer 41. bölüm - yeni roman

 


Lucian kapıyı açıp diğer tarafa geçtiği sırada Hayal ile Beyaz kendi aralarında konuşmaya devam ediyordu. Panda ise bir sire daha yuvarlandıktan sonra başını ellerinin arasında alıp yere oturmuştu. Gümüş ise yere oturanlardan bir diğeriydi. Herkes Lucian'dan gelecek bir haberi bekliyordu.

"Neden onu tek gönderdik Hayal?"

"Söylediğim gibi onun kendini kanıtlaması gerekiyor."

"Kylana'nın çok dürüst dövüşmeyeceğini ikimizde biliyoruz. Çok dikkatli olması gerekir."

"Lucian'ı fazla hafife alma bence. Kylana dişiliğini kullanacaktır ama Lucian onu görmez bile. Zaten ben onu biraz güçlendirmiş olabilirim."

"Umarım dediğin gibi olur. Gerçekleri ne zaman açıklayacaksın ona?"

"Gerçekleri biliyor zaten, içinde hissediyor hepsini ama zamanı geldiğinde hepsini açıklayacağım."

"Evet, evet şu anda söylersen onun için kabul etmesi oldukça zor olur."

"Herşeyi kendi özgür iradesi ile yaptığını düşünüyor şu anda. O kadar güzel gülüyor ki onun gülümsemesine zarar gelmesini istemiyorum."

"Lucian acıların içinden geldi senin yanına bu yüzden güzel gülümsüyor. Acelemiz yok bizim zamanı geldiğinde herşeyi söylersin."

Lucian ise kapının diğer tarafında Kylana'yı gördü "Hoş geldin yanıma. Hep seninle başbaşa kalmak istemiştim."

"Böyle olmuyor ama hem hoşgeldin diyorsun hemde ellerinde hançerler var."

"Hiç sorun değil istersen içeride bir yatak odası var oraya geçebiliriz."

"Teşekkür ederim ben almayayım hele benim kalbimi yeme ihtimalin varken."

"İnsan kalbi yemiyorum rahat olabilirsin ama başka bölgelerini yiyebilirim." Kylana cümlesini bitirdiği zaman çekici bir gülümseme belirdi yüzünde. Dili yavaş bir şekilde dudaklarının etrafında dolandı. 

"Şimdi içim çok rahatladı inan keşke en başta söyleseydin bunu."

"Beni hiç görmüyorsun değil mi? Dikkat bile etmiyorsun? Senin ilgini çekmek için ne yapabilirim söyle Lucian."

"Hiçbir şey yapamazsın üzgünüm. Benim kalbim başka birine ait. Çok güzelsin gerçekten ama güzelliğin bir anlamı olmuyor bazen."

"Ona karşı ne hissediyorsun? Anlatsana bana bilmek istiyorum. Muhteşem zamanlar geçirmeni sağlayabilir, sana daha önce hissetmediğin zevkleri yaşatabilirim."

"Eminim bunları yaparsın ama benim Hayal'e karşı hissettiklerim hepsinin çok ötesinde. Daha önce birisinin kalbine konuk oldun mu sen. Başka birisinin zihninde yaşadın mı hiç? Onu bir kez görebilmek için varlığını feda ettin mi? Anlamıyorsun biliyorum ama şunu söylemeliyim sana ben hep Hayal'i aradım. Onu bulmadan önce ne güneşin, ne yıldızların, ne ağaçların ne de denizlerin bir anlamı vardı. Siyah beyaztı her şey ve o benim hayatıma renkleri getirdi. Yüreğim hep buzullarla kaplıydı Hayal yüreğime baharı getirdi."

"Anlamak istiyorum ama olmuyor yapamıyorum. Gerçeği söyleyeyim mi sana anlattıklarının en ufak bir parçasını bile yaşamadım ben."

"Biliyorum yaşamadın çünkü kötülük kalbini kapladı. Duygularını hep susturdun sen ama şimdi değişiyorsun. Gel seninle kavga etmeyelim bizimle beraber gel. Kendini keşfetmene yardımcı olalım."

"Sende hemen ciddiye alıyorsun beni. Tabiki savaşacağız seninle. Merak ediyorum kendini geliştirdin mi diye?"

"Ben çok değiştim. İnsan birisi uğruna yaşıyorsa çok farklı olur. Hayal var şimdi benim hayatımda ve artık onu bir kere daha görmek için yaşıyorum."

Kylana kollarını iki yana doğru açtı ve hançerlerinin uçlarını Lucian'a doğru çevirdi. Bu saldırmaya hazırlandığının bir işaretiydi ve bir an kadar sonra Kylana ileriye doğru atıldı.

İlk olarak sağ elinde tuttuğu hançeri Lucian'ın bacaklarına doğru savurdu Lucian kalkanını aşağıya doğru indirdiği sırada Kylana kayboldu. Bunu tahmin eden Lucian hızlı bir şekilde geriye doğru dönerek yana çekildi ve kalbine doğru gelmekte olan hançeri kılıcı ile uzaklaştırdı. Kılıç Kylana'nın deri elbisesinin kol bölümüne ince bir kesik attı ve kesikten yere doğru kan damlamaya başladı.

"Bir şeyler öğrenmişsin sevindim buna bakalım şimdi ne yapacaksın?"

0/Post a Comment/Comments