Umudun bittiği yer 12. bölüm - yeni roman

 


"Bazen düşünüyorum da hayatım bir kitap olsaydı benim çok yanlış bir kitap olurdu. Sıkıcı olurdu mesela seni amamla başlar seni beklememle devam ederdi. Öyle bir bekleme olurdu ki kelimenin tanımı yeniden yapılırdı. Düşünyorum da ben, seni aradığım tüm yollar, tüm sokaklar, tüm satırlar aslında hiç olmadı, bende hiç olamadım biliyor musun. Ben hiç tam olamadım ki sensiz, neden iki yarım olarak yaşıyoruz. Gel yanıma, bir olalım, biz olalım, çok olalım, yetmedi mi yalnızlık bize, biz seninle başka olalım. Bambaşka olalım."

Lucian kısık sesle boş sokakta ilerlerken kısık sesle kendisi ile konuşmaya devam ediyordu. Aslında sokağın ortasında gürültülü bir şekilde konuşmak ve kendini belli etmek yerine gizlenmeli, saklanmalı, tuzaklar kurmalı ve katili yakalamalıydı. Ancak kendisinden farklı birisi gibi davranmaya başlarsa katil bunu fark edebilirdi ve onu yakalama planını geçersiz yapardı. Onu tanıyan ve bilen birisi olmalıydı katil, herkes gibi herkes olmaya çalışırsa hemen anlardı bunun bir oyun olduğunu. Kendisi gibi olması gerekiyordu, başkaları gibi olmak sadece aptallara göreydi ve o hiçbir zaman aptal olmamıştı. İnsanlar neden kendileri olmaktan vazgeçip başkaları gibi olmaya çalışırlardı ki. 

Konuyu çok değiştirdiğini ve içindeki tartışmaların içinde boğulurken ortamdaki kontrolünün zayıfladığını fark ettiği zaman içindeki sesleri susturdu ve belli etmeden etrafa bir göz attı. Yanından geçtiği dükkanlardan birisinin camındaki yansımaya bakarak arkasını kontrol etti. Öldürülmek için ne kadar da güzel bir sokak diye düşündü, hava kararmış, hafif bir sis, sokak lambalarının sarı ışığı muhteşem bir cinayetin ip uçlarıydı aslında ve içinden bir kadın sesi duydu."

O sesi tanıyordu, o sesi biliyordu, o sesi bekliyordu ve o sese aşıktı. Yüzünde bir anlık gülümseme oluştu ve saniyenin bindebiri kadar yüzünde kalan gülümseme durumun ciddiyetine istinaden kayboldu ve Lucian dizlerini serbest bırakarak yere doğru kontollü bir şekilde düşmeye başladı Diz kapakları kaldırım zemine çarpmadan hemen önce avuç içlerini yere bastırarak çarpışmayı önledi. Düşme zamanının yaklaşık yarısında başının üstünden bir vızıltı duymuştu demek ki zehirli ok atılmıştı.

Müstakbel katilini görebilmek için okun geldiği tarafa doğru baktı ve orada siyahlar içinde birisinin hızlı adımlarla ona yaklaştığını gördü. Şimdi kılıcını çekmeli, katilin yapacağı hamleyi tahmin etmeli, onun hamlesine karşı hamle planlamalı daha sonra bir saniyelik bir zamn içinde olasılık hesabını en az 50 hamle için yapmalı ve kendini her duruma hazırlamalıydı ancak bunların hiçbirini yapmadı. Olasıklıklardan vazgeçeli çok uzun zaman olmuştu. Onu getirmeyen herşeye düşmandı ve eli istemsizce kılıcına uzandı.

Katil bir adım daha attığı zaman elinde tuttuğu kısa kılıcını geriye doğru çekti ve kendini saldırmaya hazırladı. "Sonunda karşılaştık seninle ama ben biraz daha geç tanışmayı planlamıştım. Her deneyimli katil gibi önce seni izlemeli, takip etmeli, alışkanlıkları, zayıflıklarını öğrenmeli ve en zayıf anında vurmalıydım seni."

"Seni gözümde fazla büyütmüşüm katil aslında ötekilerden hiçbir farkın yokmuş. En zayıf anımda beni öldürmeyi planlıyorsun bence gereksiz bir uğraş, kılıcını aşka bula, ona karşılık vermem daha zor, "

İkisi karşılıklı olarak konuştukları sırada iki kılıç çarpıştı, Aslında ikisi de güzel hamleler yapmıştı. Katil Lucian'ın kalbini hedeflemiş ancal Lucian' bir savuşturma hamlesi kurtulmuştu. Katilin diğer elinde tuttuğu hançer ile yaptığı küçük bir kesme hamlesi ise Lucian'nın katilin arkasına doğru hareket etmesi sayesinde boşa çıkmıştı.

"Aşka bulanmış kılıç zehirdir ve ben zehirle öldürmeyi sevmem. Zehir uyuşturur, zehir hissettirmez. Son nefesinde gözlerinin içine bakmak istiyorum ben, kalbinin son atımlarını kılıcımda hissetmek ve sen son nefesini verirken son soluğunu dudaklarımda hissetmek istiyorum."

"Bir katil için fazla duygusalsın ama öldürdüğün bedenler için göz yaşı döktüğünü hiç sanmıyorum. Beni sen öldüremezsin, ben tek bir kişi öldürebilir ve sen onunla aramıza giriyorsun. Buna izin veremem."

Katil kılıcı ile geniş bir saldırı hamlesi yaptığı sırada Lucian hafifçe eğilip kılıcın başının üstünden geçmesine izin verdi ve benzer bir saldırı hamlesi ile karşılık verdi. Lucian'ın kılıcı katilin baldırlarının üst kısmınıince bir çizgi halinde kesti. Kılıcın keskin tarafında kırmızı bir iz çıktığı sırada ilk damla kan kaldırımlara düştü.

"Göründüğünden daha çeviksin ama bu seni kurtarmaya yetmeyecek. Sende ötekiler gibi benim olacaksın son anlarında dudaklarım dudaklarına değecek ve kaderimizi birbirine düğümleyeceğim. Artık sadece içimde yaşayacaksın."

"Kaybolmuşşun sen, doğruyu yanlışı bilmiyorsun. Gözlerine bakınca kim olduğunu görebiliyorum ben, acıların, yalnızlıkların var orada. Elin elime değse ezberlerdim ben seni, dudaklarıma dudaklarına değse bir orman canlanırdı kalbimde. Sen duygusal bir katilsin, bunu yapma seninle savaşmak istemiyorum. Sadece onu kimin kaçırdığını söyle."

Lucian'ın kelimeleri katilin kelimelerinden daha keskindi ve katilin bacağındaki kesin giderek büyümüş ve akan kan miktarı iyice artmıştı. Katil bir an için dengesini kaybettiği sırada Lucian kılıcını katilin midesinin tam ortasına sapladı ve katilin ağzından kan boşaldı. Kılıcın kabzasını tutan eli kan içinde kalmıştı. 

"Ne olur, sana yalvarıyorum onu kimin kaçırdığını söyle bana. Lütfen söylersen seni yaşatacağımı biliyorsun."

"Ben yaşayamam sen onu severken. Beni öldürebilirsin ama başkaları gelecek, daha deneyimli, daha acımasız. Az zamanım kaldı biliyorum sadece elimi tut, acı bana! Gözlerimin içine bak, elimi tut. İyi dinle beni ona giden yol çok zor. Hazır olmalısın, isteseydim ölürdüm ama insan sevdiğini öldüremez ki. Ben.. Seni.. Se.."

Katil son nefesini verirken Lucian onu kaldırıma yatırıp elleriyle açık yarasına bastırmıştı. Aşk için birisini öldürmek şartmıydı? O kız, o katil nasıl saklardı gerçeği. Demek ki peşinde çok katil vardı onun. Demek ki bu savaş kolay bitmeyecekti yerde yatan katil gri bir dumanın içinde ortadan kaybolduğu sırada Lucian dizlerinin üzerine çöküp düşünmeye başlamıştı. "Neden bu kadar zordu hayat?"


0/Post a Comment/Comments