Hayal Karavanı 89. bölüm - fantastik roman

Kendini karavanda bulan Lucian yanaklarını sıkarak kesik nefes almaya başladı. Gözlerinin arkasının dolduğunu hissediyordu. Ağır adımlarla kendi etrafında dönerek karavanın içine baktı. Birkaç gün önce orası insanlarla doluydu ama şimdi kimse yoktu. Etrafındaki boşluğa uzun bir süre boyunca baktı kendi etrafında dönmeye devam ederken. Neden böyle hissediyordu? Neden sanki kendine baktığı zaman kendini bulamıyordu? Neden uzun zamandır hissetmediği duyguları hissetmeye başlamış gibi geliyordu ona?

Arakadaşları neredeydi onun? Melvenia neredeydi? Galdor, Naserious ve diğerleri gittikleri yerde mutlu muydular? Hayalleri yeterli miydi onlar için? Değmiş midir acaba tüm yaşananlar? "Benim sonum zaten belli, yerde yatıcam, cansız bir şekilde. Onların sonu güzel olacak mı acaba? Sessizliğe hiç alışık değilim ben biliyor musun? Ne zaman sessiz kalsam hep gürültü çıkarttım. Kendimden kaçıyorum galiba ben, galiba ben kendimden nefret ediyorum. Dayanamıyorum ben sanırım, artık yapamıyorum olmuyor. Ne istediğimi de bilmiyorum neyse artık."

"Aslında biliyorum ben hep bu yalnızlığı istedim. Kendimden bile gitmek istedim ben. Diğerleri hep bahaneydi, beni kırdılar belki ama izni veren bendim. Onlar hayallerine ulaşmışmıdırlar acaba? İyi olsun onlar, mutlu olsunlar, nasıl olsa benim sonum belli. Çok uzatmanın anlamı yok. Yoksa ben dayanamam daha fazla. Ben dayanmak istemiyorum artık."

"Bende değişen şeyler var sanki. Neyin değiştiğini bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var özlüyorum onu ben. İşin kötü tarafı ise özlem giderek büyüyor içimde sanki yüreğim hem özlem oluyor, damarlarımda o akıyor gibi artık. Tabi o geçtiği heryeri parçalıyor, canım yanıyor, sanki gölgem bir ateş ve ben yanıyorum, tutuşuyorum. Kötü hissediyorum kendimi tavan, çok kötüyüm.

"Biliyor musun ben bu yolculuğa neden çıktım? Ölmek istiyorum ben, çok uzun zamandır kendime bile itiraf edemedim bu isteğimi ama biliyorlardı bu yüzden hep yanımdaydılar benim. Çünkü yaşama devam edip daha fazla acı çekmemi istediler. Hepsi kendini düşündü aslında, ben kimsenin umurumda bile değilim. Ben kendimin bile umurunda değilim, fazla zamanım kalmadı tavan. Ne olacağını bilmiyorum ben. Tek bir şeyi biliyorum onu çok sevdim ben. Eğer oda sevseydi gitmezdi. Sonra farkettim ki ben onu değil onun yokluğunu sevmişim. Hatırlıyorum eski günleri, yanımda kaldığı zamanları bazen o kadar uzaklaşırdı ki benden hiç yanımda olmadığını hissederdim. Çok uğraşırdım onu yanıma çekmek için işte bu kadar oluyormuş. Aslında ben onu kullandım, sonra onun yokluğunu kullandım. Ben yanıyorum tavan, o da benim bahanem. Ben yanmak istiyordum. Gözlerimi silmem lazım, yaşlarım canımı yakıyor."

"Ben neden bu yolculuğa çıktım biliyor musun? Ben hep biliyordum, asla mutlu olamayacağımı biliyordum ben. Onlar mutlu olsun dedim, onlar olmayınca bir ben kalmıyorum geriye. Kimim ki ben? Eksik, yanlış, kırık birisiyim ben. Hayatım hatalarımla dolu ve hep kaçtığım yalnızlık şimdi her yer oldu. Sen de benim kadar yalnız mısın tavan? Yoksa sende benim gibi ölümü mü düşünüyorsun? Neyse keyfimizi kaçırmayalım en iyisi. Sen içki içer misin ben içmek istiyorum. Belki düşünmemi engeller benim. Belki unutabilirim onu, yokluğunu, yokluğumu."

"Niye o yanımdayken böyle hissetmedim ki ben. En azından ona sıkıca sarılırdım ve ben bir sonraki adımım için sebep bulurdum. Ne kadar kötü birisiyim ben hala başkalarını kullanma derdindeyim. Kendimden nefret ediyorum, yaptıklarımdan ve yapamadıklarımdan dolayı. Ben artık dayanamıyorum tavan, en küçük parçama kadar bölündüm ve şimdi gerçek ben ile bakışıyoruz. Şişko ben gibiyim aynı, arada fark yok. Ben kendimi hiç kaybetmedim aslında, ben bulamadım beni. Sağlığına tavan. Ne olur sende gitme benden, bir sen kaldın ve sen gidersen ben daha fazla dayanamam."

"Anlamadığını biliyorum bende anlamıyorum zaten. Şu kapıdan çıkana kadar vaktim var. Sonrasında ne olacak bilmiyorum, önemli de değil zaten. Bir süredir geleceği görseydim aynı kararları alıp almayacağımı düşünüyorum ve sonuç ne biliyor musun aynı kararları yine alırdım ben. Bunun salaklıkla alakası yok, benim sonum belli, ne yaparsam yapayım değişmiyor. Tavan benden gitme lütfen, dayanamıyorum ben. Beni kendimle bırakma, kendimden kokuyorum ben. Ben sevmeyi bile bilmiyorum, ben neyi biliyorum. Ben kendimi kandırdım hep aslında hiçbiri yoktular, hiçbiri gerçek değildi. Onlar için onca fedakarlık yaptıktan sonra hiçbirisi ben gitmek istemiyorum bile demedi. Gitmeyebilirlerdi neden biliyor musun onlar kendilerini düşünüyorlardı. Bende kendimi düşündüm doğru bir adım daha fazla atmak için onlara ihtiyacım vardı."

"Ben gidiyorum tavan. En çok seni özleyeceğim, iyi bir dinleyicisin sen. Hep böyle kal ne olur. Şu kapıdan çıkacağım ve sonrasını bilmiyorum, sonrasının hiçbir önemi yok. Kendine dikkat et tavan,.benim için üzülme sonumu yaşamaya gidiyorum. Hoşçakal..:"

0/Post a Comment/Comments