Hayal Karavanı 76. bölüm - fantastik roman

"Biraz konuşmak istedim tavan. Ne olacak hiç bilmiyorum. Doğru mu yoksa yanlış mı yaptım onu da bilmiyorum. Anlamı yok aslında biz karar veriyoruz hep ama sonuçları kötü oluyor. Daha kötü olamaz diyoruz sonra daha da kötü oluyor. Naserious bile gitti hep yanımda olan yanında olduğum kişi de gitti. Tek kalmış gibi hissediyorum kendimi sanki senden başka herkes gidecekmiş gibi benden. Sen bile gidersin bir gün kim bilir. Ben bile giderim kendimden kim bilir ama bunun olması korkutuyor beni. Korkuyu bilmem ben en azından bilmiyordum şimdiye kadar şu halime bir bak. İki kişi kaldı yanımda ve onlarda gidecek. Herkes gidiyor zaten, belki mutlu olurlar ama bende onlar mutlu diye mutlu görünmeye çalışırım. Mutluluk adını verdiğimiz şey bir yalan değil mi zaten. Belki sadece benim mutluluğum yalandır da diğerleri ona kavuşabilir."

Lucian tavanla kısık sesli bir şekilde konuştuğu sırada gözlerinden süzülen yaşlar yanaklarını ıslatıyordu. "Bu kadar zor olmamalıydı ama en azından onların iyi olduğunu bilmiş olsaydım bana yeterdi ancak bunu da yapamadım. Zaten hiçbir şeyi yapamadım ki ben, herşey elimde parçalandı. En büyük lanetli benim, başka birini aramaya gerek bile yok."

Lucian tavanla olan konuşması devam ettiği sırada kapı hafifçe çaldı. Gelen Galdor veya Melvenia olmalıydı ve yatağında doğrulurken avuç içiyle gözlerini sildi. Arkadaşlarının onu ağlarken görmesini istemiyordu. "Gel" dedi daha sonra kim olabilirdi ki gelen.

Kapı hafifçe aralandığı zaman içeriye Melvenia geldi "Lucian iyi misin? İçeriden garip sesler geldiğini duydum ve herşey yolunda mı diye kontrol etmek istedim."

"Yolunda yolunda sadece tavanla konuşuyordum biraz. Dışarıdan duyuldu mu gerçekten?"

"Şu huyundan hiç vazgeçmeyeceksin değil mi? Galdor içeride horluyordu beni de uyku tutmadı ve dolanmaya başlamıştım. Kapının önünden geçerken sesini duydum."

"Sanırım yine sesim fazla yüksek çıktı. Ayalayamıyorum bir türlü bunu. İyiyim ya merak etme beni."

"İşte bende bundan korkuyorum ya senin bu ses tonuyla iyi olman çok kötü sonuçlar doğuruyor. Hatırlıyorum da bir keresinde handa bir kavga çıkmıştı ayırmışlardı sonra o gece sen iyi olduğunu söylemiştin. Birisi bana birşey söylemişti galiba. Sonra sen gece boyunca uyuma gecenin köründe dışarıya çık o adamı bul, arkadaşlarını da bul sonrasını hatırlarsın herhalde 5 kırık kemik, 2 yatalak hasta, yanan bir ev. Sen iyi olma Lucian sonu çok fena oluyor sonra."

"Hatırlarsın sonra onların diğer tanıdıkları bize saldırmıştı, bize karşı koyabilecek güçleri yoktu onların. Tabi zaiyatlar iyice artmıştı. Bu halimi bile güldürmeyi başarıyorsunuz helal olsun size."

"Biz çok şey yaşadık Lucian, iyi günümüzde oldu kötü günümüzde. Ancak biz hiçbir zaman pes etmedik hayatımız mücadele ile geçti. Çok üzüldük, gizli saklı yerlerde ağladın sen ben ortalık yerde de ağladım. Biz hep beraberdik ama ayrıldık sonra aramıza mesafeler girdi ama aslında ben buradaydım. Ben gidemedim ki hiç, çok istedim gitmeyi ama ben senden gidemedim. Unutmak ne kadar saçma bir şey, insan unutamıyor, unutmak istiyor ama yapamıyor. Onlar için üzülme çünkü onlar hep yanında senin."

"Ne diyeceğimi bilemiyorum Mel, çok teşekkür ederim. Bende gitmeyi çok denedim, şehir değiştirdim ama işe yaramadı hiç. Senden nasıl gidebilirdim ki ben sonra seni benden almalarını istedim. Kalbimi beynimi söküp almalarını istedim."

"Herşeyi biliyorum ben merak etme. Neler olduğunu da biliyorum, hepsini öğrendim. Sadece şunu unutma gitmek de saçma bir şey kalmakda. Sadece gittiğini sanıyorsun yoksa hepsi aynı be. Niye beklemediğini veya o kalbini aldığını sormayacağım sana çünkü bunu yapmaya hakkım yok. Sadece uyu diyebilirim sana yarın çok uzun bir gün olacak."

Melvenia konuşmasını bitirdikten sonra Lucian'ın yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve geldiği gibi sessizce odadan çıktı ve kapıyı kapattı. "Evet tavan artık uyumam gerekiyor benim" Lucian gözlerini kapattıktan kısa bir süre sonra uykuya daldı.

0/Post a Comment/Comments