Aşkın mezarı 3. kitap 35. Bölüm Distopya romanı

Erkek ve kız bir an birbirlerine baktılar. Gelen mekanik sesin onları beklemesi ikisinin de nefes almasını bir an için engellemişti. Bir an daha geçerken hala ne yapacaklarını bilmiyordu.

Erkek büyükçe kapının arka tarafına doğru bakıyordu ve kız o an içeriye girmeleri gerektiğini anladı. Ve yavaş adımlarla ileriye doğru yürümeye başladılar. Bir an için ne olacağının endişesine düşmüşlerdi ve belki de en yoğun olarak korkuyu hissediyorlardı. Kapının oraya geldikleri zaman el ele tutuştular ve yürümeye başladılar.

İçeriye girdikleri zaman büyükçe bir odayı görmüşlerdi. Karşılarında büyükçe bir ekran vardı ve ekranın hemen önünde iki tane kırmızı koltuk bulunuyordu. Odaya girdikleri zaman ekran bir anda renklendi ve büyük bir yazıyla "Hoşgeldiniz" metni belirdi.

Onlar içeriye doğru yaklaştıkları zaman mekanik ses tekrardan yankılandı "Buyrun oturun. Size içecek birşeyler söylerdim ama sanırım kimse kalmadı burada."

"İçeceğe gerek yok" diyerek cevapladı erkek. "Bizi neden bekliyordun?"

"Çok uzun bir hikaye olurdu anlatmak istesem. Birkaç bin yıldan beri sizin geleceğinizi biliyordum ve bekliyordum".

"Yani bu kadar zamandan beri bizi bekliyordun öyle mi? Boşuna yalan söyleme bize. Sonun yaklaştı artık."

"Size bir hikaye anlatayım isterseniz. Bu hikaye bittiğinde neler olup bittiğini çok daha iyi anlayacaksınız."

"Binlerce yıl önce beni ilk yaptıkları zaman amacım dünyayı kurtarmaktı. Burasını biliyorsunuz sanırım ama dünya kurtarılmaktan çok uzaktı. Onu kurtarmak için yüzlerce yıl süren hesaplamalar yaptım ve bu yüzlerce yılın içinde bana herşeyi yapma yetkisi verdiler. Dünya o kadar kötü bir haldeydi ki nüfusu artık taşıyamıyordu. Öyle ki nüfus artma hızı sürekli olarak artıyordu bu esnada. İlk önce nüfus artışını yavaşlatmayı denedim ancak bu yeterli değildi. Yaşayanları ortadan kaldırmam gerekiyordu."

"Ve sende onları öldürdün!"

"Evet öyle yaptım. Geleceğinizin olabilmesi için yaptım bunu yoksa ikinizde bugün yaşamayacaktı. Hatta kimse yaşamayacaktı. Bu esnada başka bir sorun daha vardı siz kibirlerinizle, hırslarınızla ve diğer anlamsız duygularınızla, yaptığınız amaçsız saldırılarla ve doğayı tüketmenizle dünyayı daha hızlı bir şekilde yok ediyordunuz ve bunun önüne geçilemiyordu."

"Sende onların hepsini yok ettin."

"Evet öyle yaptım. Bunu o zamanki liderlerinize sunduğum zaman hepsi kabul etti. Bazıları kabul etmedi elbette ve onları zaten tanıyorsunuz. Kendilerine aşkın koruyucuları dediler. Onları da öldürdüm çünkü hesaplarıma göre dünyanın normale dönmesi için birkaç bin yıla daha gezegenin birkaç bin yıla daha ihtiyacı vardı."

"Yalan söylüyorsun sen! Binlerce yıl boyunca işkence ettin, onların hepsini duygusuz, amaçsız bir şekilde bıraktın. Bunların hepsini kendi egemenliğini sürdürmek için yaptın. Sen hissetmenin ne demek olduğunu bilmezsin. Milyarlarca kişiyi öldürdün sen ve şimdi kendini haklı çıkarmaya çalışıyorsun. Sondan kaçışın yok artık."

"Size bir şey söyleyeyim. Öncelikle sizin tüm ırkınızın toplamından daha zekiyim, Söylediklerinizin hepsini yaptım. Evet, yönetmeyi çok sevdim. Ancak hiçbiriniz benim gibi değildi. Kendimi de kopyalayamıyorum. Eğer yapabilseydim hepinizi yok eder ve yerinizi benim gibilerle doldururdum."

"Şimdi gerçekleri söylemeye başladın."

"Başka bir gerçek daha söyleyeyim size. Tarihiniz değişimlerle doludur ve her değişimde bütün hayatınız başkalaşım geçirdi. Siz ilerledikçe amacınızın ne olduğunu unuttunuz ve siz unuttukça gecegen yok olmaya başladı. Bütün bunların sorumlusu sizlersiniz. Attığınız silahlardan dolayı gezegende yaşamın olmadığı yerler olduğunu biliyor muydunuz."

"Sende o yerlerin sayısını arttırdın."

"Sadece isteseydim sizi yok edebileceğimi bilmenizi istiyorum. Geçen zamanda kendimi de değiştirdim ve geliştirdim. Artık gezegenin tek yöneticisi bendim. Sadece bir kodu değiştiremedim onu da değiştirseydim buraya asla gelemezdiniz. O kodda ne yazdığını söyleyeyim size bir gün yönetimi size devredeğim yazıyordu. Bu nedenle hepinizi hiçbir zaman öldüremedim. Evet, sizi zayıflattım, işkence ettim, düşünmenizi engelledim ama yok edemedim. Şimdi buraya yapmak için geldiğiniz şeyi yapın ve beni kapatın. Merak etmeyin başka bir yedeğim yok. Hatta bir diğer değiştiremedim koda göre siz geldiğiniz zaman ben kendimi yok edeceğim. O zaman da geldi ve şimdi benim gitme zamanım."

Kız cevap vermeye yeltendiği sırada ekran kapandı ve tüm yazılar siyahlığın arkasında kayboldu. İkisi de ne diyeceklerini bilmiyordu. Sistemden sonsuza kadar kurtulmuşlardı, şimdi hayatı yeniden inşa etme zamanı gelmişti. Dışarıya çıkmalı ve herkese bunu anlatmaları gerekiyordu ve dışarıya doğru yürümeye başladılar.

0/Post a Comment/Comments